Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 16.03.2010 tarihinde evlendikleri, 17.01.2012 tarihli karar ile, çekişmeli olarak açılan davada tarafların karşılıklı olarak tazminat ve ziynet eşyası taleplerinden vazgeçmeleri ile boşanmaya ve kadın lehine 200TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının 22 yaşında, ev hanımı olduğu, anne ve babası ile birlikte yaşadığı; davalının ise 38 yaşında, 2.700Euro maaşla yurtdışında çalıştığı anlaşılmaktadır....
nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince hükmün gerekçesinin düzeltilerek, davalı kadının da kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiş ve kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının miktarı artırılmıştır....
O halde boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına tazminat verilemez (TMK m.174/1-2). Gerçekleşen duruma göre tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusurlarının hatalı olarak tespiti ve bu hatalı kusur tespiti sonucunda kadın yararına maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) takdiri doğru görülmemiştir. 3-Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m.33). Davacı-karşı davalı kadının dava dilekçesindeki yardım nafakası isteği, yoksulluk nafakası niteliğini taşımaktadır (TMK m.175). Mahkemece delillerin bu çerçevede değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiştir....
Oysa, davalı-karşı davacı(nın), eşine sürekli olarak "geri zekalı, aptal " şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği, çocuğa " piç kurusu" diye hitap ettiği, başkasını sevdiğini söylediği ve güven sarsıcı tutum ve davranışlarda bulunduğu; davacı-karşı davalı(nın) ise, ailesinin müdahalesine kayıtsız kaldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı(nın), diğer tarafa göre, daha fazla kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, davacı-karşı davalı(nın) eşit kusurlu kabul edilmesi ve buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddedilmesi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma sebebiyle yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, nafaka talep eden tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması ve boşanmada daha ağır kusurlu olmaması şarttır (TMK. 175/1). Başka bir ifade ile, daha fazla kusurlu olan taraf yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez....
Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175). Boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmıştır. O halde, davalı kadın, yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve kadının birleştirilen nafaka davasının kabulü yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı ile manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece davacı-karşı davalı erkeğin daha fazla kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, tarafların gerçekleşen ve mahkemece de sabit kabul edilen kusurlu davranışlarına göre, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu oldukları anlaşılmıaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nafaka-Boşanma Taraflar arasındaki kadın tarafından açılan "nafaka" davası ile davalı tarafından bağımsız olarak açılan "boşanma" davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından; diğer tarafın boşanma davası, kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, maddi tazminat ve nafaka miktarı ile faiz talebi yönünden, davalı-davacı (Hamdi) tarafından ise; kusur belirlemesi, diğer taraf lehine hükmedilen maddi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden, davacı-davalının çalıştığı, düzenli ve yeterli...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle talepleri doğrultusunda tazminat ve nafaka takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, takdir edilen nafaka ve tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, müşterek çocuk Aslıhan'ın velayetinin anneye verilmesinin de doğru olmadığını beyan etmek suretiyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası azdır. TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK'nun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddi (TMK.md.174/1) ve manevi (TMK .md. 174/2) tazminat ile yoksulluk nafakası takdiri gerekir....
Açıklanan sebeple boşanma kararının kusura ilişkin gerekçesinin değiştirilerek onanmasına (HUMK md. 438/son) karar vermek gerekmiş ve davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir 2-Boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı kocanın yukarıda açıklanan sebeple ağır kusurlu olduğu gerçekleştiğine göre, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatlari zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bu isteklerin reddi doğru bulunmamıştır. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz....