Davalı–karşı davacı vekili iddiaların yersiz olduğunu, kaldı ki affa uğradığını, çocuk Sezen’e 8 Mart 2011 tarihinde beyin sapı tümörü teşhisi konulduğunu, çocuğun tedavisiyle ilgilendiğini, esasen davacının tedaviye ilgisiz kaldığını ve 2012 yılının Mayıs ayı başında Sezen'i de bırakıp annesinin yanına giderek evi terk ettiğini belirterek davacı - karşı davalı tarafından açılan boşanma davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesini, 27.02.2013 tarihli dilekçe ile de 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda karşılıklı açılan boşanma davalarının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun`un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası. 3....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun olup iddiaların doğruluk payı olmayan soyut ve temelsiz söylemler olduğunu, müvekkilinin ebeveyn ilişkisinde otorite kurmak için sergilediği tutum dışında çocuğuna gösterdiği fiziksel veyahut psikolojik şiddetten bahsetmenin mümkün olmayacağını, ikinci evliliğinden olan çocuklarından sonra küçüğün ikinci plana itildiği iddiasının da soyut olup kabulünün mümkün olmayacağı gibi aksine kıskanma ihtimaline karşı müvekkilinin doğumdan sonra küçük ile daha çok ilgilenmeye çalıştığını, küçüğün boşanmadan sonra sürekli baba tarafından annesi ile yaşamaması konusunda baskı ve yönlendirmeye maruz kaldığını, küçüğün babanın yanından her gelişinde annesine ve çevresine daha hırçın ve agresif tutumlar sergilediğini, iddia edildiği şekilde müvekkilinin oğlunu kovmasının da söz konusu olmayıp küçüğün yaşının artması ve ergenlik çağına girmesiyle asi davranışlar sergilediğini ve annesinin onayına sunmadan kararlar...
Dosya incelendiğinde, 07/08/2019 tarihli uzman raporunda boşanmadan sonra ebeveynlerin aralarındaki çatışmayı sonlandıramadığı, tarafların çocuğu bu süreçte koruyamadığı, çocuğun tarafların birbiriyle olan ilişkisini yönlendirdiği, çocuğun, bu durumu fayda-çıkar ilişkisi olarak kullandığı, bu durumun çocuk-ebeveyn ilişkisini olumsuz etkilediği, çocuğun baba yanında kalmaya yönelik direncinin kırılabilmesi için psikoloik destek görmesi ve anne tarafından çocuğun baba ve ailesini tanımasına fırsat verilmesi gerektiği belirtilirken, gerekli olması halinde bir psikolog ya da pedagog refakatinde görüşme tesis edilmesinin uygun olacağı belirtilmektedir. İdrak çağında olan çocuğun baba ile yatılı görüşmeme talebi kabul edildiğine göre kurulacak kişisel ilişkide en azından babanın babalık duygularının da dikkate alınması gerektiği açıktır....
Sosyal inceleme raporunda; çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinin üstün yararına olduğuna ilişkin bir tespit bulunmayıp, sadece annesinin soyadı ile değiştirilmesinin üstün yararını olumsuz etkileyecek bir durum olmadığının belirlendiği, çocuğun sosyal inceleme raporunun tanzimi sırasında soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesini istediği anlaşılmakta ise de; çocuğun görüşünün üstün yararına aykırı olması durumunda onun görüşüne üstünlük tanınamaz. Annenin yargılama sırasında sınıf anneliği görevini de bırakmış olup, çocuğun benzeri durumlarla karşılaşmasının da söz konusu olmayacağına göre çocuğun babasının soyadını taşımaya devam etmesinin üstün yararına aykırı olacağı hususu ispat edilemediği gibi annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararı da tam olarak ispatlanamamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun soybağını değiştirmek HÜKÜM : Mahkûmiyet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ... hakkında kurulan hükmün yapılan incelemesinde; Delillerle iddia ve savunma, duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanık ... hakkında kurulan hükmün yapılan incelemesinde; Sanık ...’nin temyiz dilekçesinde, mağdur çocuğun annesinin gerçek isminin ... olduğunu beyan ederek nüfus bilgilerini ibraz ettiği görülmekle, mağdur çocuğun annesi olduğu iddia edilen... isimli şahsın araştırılarak, çocuğu sanık ...’e kimin teslim ettiği, sanık...’in çocuğun tesliminde herhangi bir iştirakının bulunup bulunmadığı hususunda ifadesi alındıktan sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2023 NUMARASI : 2022/227 ESAS-2023/268 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bursa 2....
Aile Mahkemesi tarafından ise, velayetin kaldırılması, değiştirilmesi talepli açılmış bir davanın bulunmadığı, açılan davada dava tarihi itibarıyla velayetin yaş küçüklüğü nedeniyle doğuran anne tarafından kullanılamaması sonucu olarak vesayet ihbarında bulunulduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 337. maddesine göre, “Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir. Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velâyet kendisinden alınmışsa hâkim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velâyeti babaya verir." Kısıtlı adayı küçüğün annesinin de küçük olması nedeniyle Nüfus Müdürlüğünce ihbarda bulunulan davada, uyuşmazlık kısıtlı adayı küçüğe vasi atanması ihbarına ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 383. maddesi ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi gereğince vesayet işleri sulh hukuk mahkemelerinin görevine girdiğinden uyuşmazlığın İstanbul 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Vasi atanmasına ilişkin olarak açılan davada ... Asliye Hukuk (Aile) ile ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, vasi tayini istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesi, küçüğün babasının vefat ettiği, ancak annesinin sağ olduğu, öncelikle velayet hükümlerinin tartışılması gerektiği, bunun da aile mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Aile Mahkemesi ise küçüğün annesinin ... Aile Mahkemesinde velayetin düzenlenmesine yönelik dava açtığı, bu davanın sonucuna göre sulh hukuk mahkemesince bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Aile Mahkemesinde boşandıklarını, boşanma kararı ile müşterek çocuk Kayra'nın velayetinin davalıya verildiğini, çocuğuyla yaptığı görüşmelerde bir hayli mutsuz olduğunu, annesinin kendisi ile ilgilenmediğini ağlayarak anlattığını, küçüğün yanında kaldığı dönemlerde annesini sevmediğini, yanına gitmek istemediğini dile getirdiğini, boşanmadan sonra büyük çoğunluğu kendisinin yanında geçirdiğini, anne çocuğun bakım ve denetim görevini açıkça ihmal ettiğini, velayet görevini ihmal ettiğini, boşanma kararından önce ve sonra kesintisiz çocuk ile kendisinin ilgilendiğini, davalı mesleği ve yaşam tarzı nedeniyle uzun süre eve gelmemesinde ötürü çocukla ilgilenmediğini, kötü alışkanlıklarının bulunduğunu, bu nedenle davanın kabulü ile müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....