Davalı T4 duruşmadaki beyanında özetle; Cemre Ceren'i 30/06/2008 tarihinde Tepecik Hastanesi'ne bağlı Ege Doğumevi'nde doğurduğunu, Cemre Ceren'in babasının Hakan Ceyhan olduğunu, o tarihte kendisi yabancı uyruklu Nicolos isimli bir kişiyle evli olduğundan çocuğa kimlik çıkartamadığını, Hakan'ın daha sonra çocuğun annesi davacıymış gibi kimlik çıkarttığını, DNA testi yaptırmaya hazır olduğunu, açılan davayı kabul ettiğini beyan etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20/02/2018 tarih 2017/451 Esas 2018/68 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, Konya İli, Ilgın İlçesi, Mecidiye Mah./Köyü, Cilt No:43, Hane No:120, BSN:53'te nüfusa kayıtlı, T.C. kimlik numaralı Cemre Ceren Ceyhan'ın annesinin Mardin İli, Kızıltepe İlçesi, İpek Mah....
HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine 11.07.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava; boşanmadan sonra açılan, boşanma sebebiyle maddi-manevi tazminat istemine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay'a geliş tarihi (04.08.2011) itibariyle inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 13.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, boşanmadan sonra açılan katılım payı alacağına ilişkin mal rejiminin tasfiyesi ve nafaka istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 8.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 8.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Aile Mahkemesinin 2017/127 Esas 2017/144 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanmadan sonra tarafların tekrar barışıp 2017- 2021 yılları arasında imam nikahlı olarak hayatlarına devam ettiklerini, 2021 yılının başlarından itibaren tarafların fiili olarak ayrı yaşamaya başladıklarını, davalının, müşterek çocuklara ve müvekkilinin ihtiyaçlarını, bakım ve giderlerini karşılamaktan vazgeçtiğini ve yaklaşık 6 aydır müşterek çocuklara hiçbir maddi katkısının olmadığından müşterek çocuklardan Tarkan Kürü için aylık 4.000TL, müşterek çocuk Mesrure Kürü için aylık 3.000TL, müşterek çocuk Deniz Kürü için aylık 2.000TL, müşterek çocuk Yağmur Kürü için de aylık 1.000TL nafakanın hüküm altına alınmasına ve nafakaların bundan sonra her yıl Tüik'in belirlediği Üfe oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı vekili tarafından süresinden sonra verilen cevap dilekçesi ile; tarafların anlaşmalı olarak Adana 8....
O halde bir çocuğa soyadı verilmesi için o çocuğun doğum tarihinde annesi ile babasının evli olup olmadığına bakmak gerekir. Doğum gününde anne ve baba evli ise çocuk babanın, diğer bir anlatımla ailenin soyadını alacaktır. Çocuğun soyadı bu surette belirlendikten sonra onun soyadını velayet hakkına vesair nedenlere dayanarak değiştirmek Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki düzenleme karşısında mümkün değildir. Ancak çocuk, ergin olduktan sonra Türk Medeni Kanununun 27. maddesindeki koşulların varlığı halinde soyadını her zaman değiştirmek hakkına sahiptir. Velayet hakkı anne ve baba için normal şartlarda çocuğun ergin olmasına yani onsekiz yaşını tamamlamasına kadar devam eden geçici bir haktır. Evliliğin sonradan boşanma gibi nedenlerle ortadan kalkması hallerinde velayet hakkının sırf anneye verilmiş olması onun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmadığı gibi hukuki mevzuat da buna cevaz vermemektedir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayet kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Ana - baba ve çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Boşanmanın ileriye yönelik etkilerini hafifletmekte ve çocuğun boşanmadan sonraki hayata alışmasındaki en önemli etken, çocuğun hayatında kararlılık ve sürekliliğin sağlanmasıdır....
Dosya kapsamı incelendiğinde, müşterek çocuk Gökçe'nin velayetinin annesine verilmesine rağmen çocuğun 05/06/2017 tarihine kadar eylemli olarak annesinin yanında kalmadığı, sadece hafta sonları annesinin yanına geldiği, onun haricinde çocuğun sürekli olarak dedesinin yanında kaldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun cinsel istismarı HÜKÜM : Çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Resmi nikah olmaksızın haftanın 2-3 günü mağdurenin annesinin evinde kalan sanık ile velayeti babasında olup, zaman zaman annesinin yanına gelen mağdure arasında üvey baba ilişkisi bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında müsnet suçtan belirlenen temel cezada 5237 sayılı TCK’nın 103/3. maddesi ile artırım yapılması suretiyle sonuç cezanın fazla tayini, Kanuna aykırı, sanık...
Yargıtay HGK'nun 13.10.2010 gün ve 2010/2- 501 E. 2010/492 K.; 23.11.2011 gün ve 2011/2- 547 E., 2011/695 K.; 16.03.2012 gün ve 2011/2- 884 E., 2012/197 K. ile 06.03.2013 gün ve 2012/2- 794 E. 2013/310 K. ; 23/05/2018 gün 2017/2- 1567 E., 2018/1132 K sayılı kararlarında; "Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocuğun "üstün yararı" gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Bu kapsamda, velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar ile ana babadan kaynaklanan özelliklerin de dikkate alınması kaçınılmazdır....