CEVAP Davalı davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının annesinin sözlerini her daim müvekkilinin sözlerinden önde tuttuğunu, kadın tarafın annesinin sürekli olarak evliliklerine karıştığını ve müvekkili ailesinden koparmak için çaba sarf ettiğini, karşı tarafın müvekkilinden habersiz olarak altınları bozdurup annesinin kredi kartı borcu ile evlenmeden önceki borçlarına harcadığını, bu durumun ortaya çıkması sonrasında karşı tarafın annesinin bu durumu bastırabilmek için psikolojik baskı ve yapay sorunlar çıkarmaya başladığını, tarafların evlerine en ufak maddi katkılarının olmadığını, karşı tarafın her tartışmalarında sinir krizi geçirip evdeki eşyalara zarar verdiğini, ortak çocuğun doğumu sonrasında karşı tarafın annesinin bunu bahane ederek ortak konuta yerleştiğini, yardım etmek yerine hizmet beklediğini, müvekkilinin kendi evinde rahat edemez hale geldiğini, müvekkilinin karşı tarafın annesinin aralarından çekilmesini istemesi üzerine karşı tarafın...
Mahkeme, belirleyeceği süre içinde, sağ kalan veya velayet kendisine verilen eşten çocuğun varsa, mal varlığının dökümünü gösteren bir defter vermesini ve bu mal varlığında veya yapılan yatırımlarda gerçekleşecek önemli değişiklikleri de bildirmesini ister.” hükmüne yer verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 336/3 madesine göre "Velâyet, ana ve babadan birinin ölümü hâlinde sağ kalana, boşanmada ise çocuk kendisine bırakılan tarafa aittir." 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 6/2-c maddesi ile aile mahkemesinin "Çocuk mallarının yönetimi ve korunmasına İlişkin önlemleri almaya karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Çocuğun velayetinin bırakıldığı annesinin ölümü üzerine, Nüfus Müdürlüğünce küçüğün mallarının korunması istemi ile ihbarda bulunulduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN; MAHKEMESİ :Ceza Dairesi SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Suça sürüklenen çocuğun 10 yaşındaki mağdur ile komşu, mağdurun annesi ile suça sürüklenen çocuğun kanser hastalığından ölen annesinin samimi arkadaş oldukları, suça sürüklenen çocuğun kendi bacağındaki yara, bere ve çizikleri mağdura göstererek kendisinin de kanser hastası olduğunu bazı jeller kullanması gerektiğini, aksi takdirde kendisinin de annesi gibi öleceğini söyleyerek 2008 yılının kasım ayının ilk haftasında farklı tarihlerde toplam 6 kez 3.750 TL menfaat temin ettiği, mağdurun para getirmek istememesi üzerine bilahare suça sürüklenen çocuğun yağma suçunu işlediği, yağma suçundan kurulan hükümlerin Yargıtay denetiminden geçtiği, dolandırıcılık suçundan açılan bir davanın bulunmadığının belirtilerek bu suçtan kurulan hükmün de bozulduğu, ilk derece mahkemesinin ihbarı üzerine suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan açılan...
Taraflar arasındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
a gönderdiği, hatta çocuğun anılan şahısla müstehcen görüntülerini kayda aldığının tespit edildiği, dinlenen tanık beyanları ve ceza dosyası içeriğinden anlaşılacağı üzere çocuğun yaşadığı travma sebebiyle psikolojik destek almak zorunda kaldığı ve hala yaşadıklarını atlatamadığı, annesinin ceza evinde olduğunun da çocuğa söylenmediği, çocuğun annesinin ikiz kız kardeşi olduğu ve çocuğun davacılarla görüştüğünde annesinin ikizi ile de görüşme ihtimali bulunduğu, bu durumun tedavi aşamasında bulunan çocuğun durumunu olumsuz etkileyebileceği, her ne kadar sosyal inceleme raporunda kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde kurulabileceği belirtilmiş ise de çocuğun üstün yararı gerektirdiğinde bilirkişi raporunun aksi yönde karar verilmesinin mümkün olduğu, refakatçiyle kişisel ilişkinin taraflar arasında yaşanan sorunlar göz önüne alındığında gerçekleşmesinin olanaklı olmadığı ve çocuğun menfaatine uygun olmayacağı, ileride şartların değişmesi halinde kişisel ilişki davasının her zaman açılabileceği...
söylediğini, davacının aradan kısa süre geçtikten sonra bir minibüsle gelerek kendine ait olduğunu düşündüğü ne kadar eşya varsa alıp gittiğini, davacının sürekli olarak telefonla ve sosyal medya ile ilgilendiğini, müvekkili aleyhine açılan davanın tüm yönleriyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesini, olmadığı takdirde kişisel görüş tesis edilmesini talep ettiklerini, mahkemece tarafların boşanmasına karar verilmesi halinde davacanın tüm taleplerinin reddi ile çocuk ile kişisel görüş tesis edilmesini, müvekkili lehine 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmalarında, "İşyerini açtıktan sonra daha önce öğrendiği annesinin rahatsızlığı nedeniyle işyerini kilitlemeden çıktığını..." bildirmesi ve katılanın, "sabah 08.00'de işyerine geldiğinde işyeri kapısının açık olduğunu ve bilgisayarın çalınmış olduğunu farkettiğini..." bildirmesi ile olaydan sonra suça sürüklenen çocuğun işyerine ve kaldığı yurda bir daha dönmemesi karşısında; mahkemenin kabulü ve takdirinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamıştır. Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava karşılıklı olarak açılan TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından ön inceleme duruşmasında her iki tarafa tüm delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmiş, davalı-davacıya verilen kesin sürede bildireceği tanıklardan yargı çevresi dışındaki tanıklar için talimat yazılmasına, yargı çevresinde bulunan tanıklarının davacı-davalının tanıklarının dinlenmesinden sonra dinlenmesine karar verilmiş, davalı-davacı tarafından kesin süre geçtikten bir gün sonra delil dilekçesi dosyaya ibraz edilmiş, bildirdiği bir adet tanığının yargı çevresi dışında olması sebebi ile ilk derece mahkemesi tarafından tanık listesi süresinden sonra ibraz edildiğinden bu tanığın dinlenilmesi talebi reddedilerek karşı davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Dava, boşanmadan sonra açılan maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava, boşanmadan sonra açılan boşanma sebebiyle maddi tazminat ve nafaka istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....