WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar davalı tarafından yerel mahkeme kararına karşı davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; somut olayda toplanan deliller ve dinlenen tanık beyanları da nazara alınarak velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, olayımız açısından da söz konusu değişikliğin çocuğun üstün yararına...

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar oğulları ...'in soyadının nüfus kaydında anne soyadı olan ... olarak yazıldığını, ... soyadının ... olması nedeniyle soyadının ... olarak değiştirilmesini istemişler, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde ... ...'in evlilik dışı çocuk olarak 21.1.1993 de anne hanesine annesinin soyadı ile ... adı ... yazılarak tescil edildiği, düşünceler hanesine babasının soyadının ... olduğunun yazıldığı, annesi ...'nin 6.7.2004 tarihinde ...'la evlenerek ......

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, eşinden boşandığını ve müşterek çocukları ...'nın velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun sürekli davacı anne ile yaşadığını, babasının soyadı olan Kalaycı soyadını taşımak istemediğini belirterek oğlunun Kalaycı olan soyadının Teksin olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'...

      Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi davacı annenin velisi bulunduğu Fasel, Fahid, Azab, ..., Gurbet ve Semanur'un soyadlarının değiştirilmesi konusuda açtığı davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı ..., ... ... ile evli iken ... 18.02.2009 tarihinde öldüğüne, Nüfus Hizmetlerine Ait Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönergesinin 141. maddesinde "Kocası ölen kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalır ve kocasının soyadını taşımaya devam eder. Yazılı talebi halinde bekarlık hanesine dönerek bekarlık soyadını alıp kapanmış olan nüfus kaydı açılabilir" hükmü karşısında kocası ölen davacı, eşi hanesinde kaldığına göre ölen eşinin soyadını taşıyacağı hususu da dikkate alınmadan davacı ...'nin soyadının değiştirilmesine karar verilmesi de yerinde değildir....

        KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına İLK DERECE MAHKEMESİ :Müdahale talep eden vekili Taraflar arasındaki çocuğun annesinin soyadını kullanmasına izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı müdahale talep eden ... vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin çocuğu ...'un 2016 yılında evlilik dışı doğduğunu, babası ...'...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; nüfus kaydında gözüken T4 ve Birsen BULUT'un kendi kızları olmadığını, T4'ın annesinin Eşe DURSUN(ALTINDAĞ), Birsen BULUT'un annesinin ismi ise Selver BULUN(DURSUN) olduğunu, bu sebeple Selma'nın anne adının Eşe, Birsen'in anne adının ise Selver olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Davalı Selma ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul ettiğini, gerçek annesinin Eşe Altundağ olduğunu, Ayşe Kıllı'nın gerçek çocukları Yusuf Demirhan, Birgül Demirhan, Bünyamin Demirhan ve Görgü Demirhan'dır. Kendisinin nüfus kaydındaki anne isminin Eşe Altındağ olarak düzeltilmesini talep etmiştir....

          haber gönderdiği, çocuk sizin, çocuğu alın dedikleri ve çocuğu teslim ettikleri, bu dönemde çocuğun haftada beş gün davacıda, haftada iki gün davalının annesinde kaldığı, davalı Ankara’dan döndükten sonra çocuğu davacıdan aldığı, bu dönemde çocuğun hafta içi davalıda, hafta sonu davacıda kaldığı, çocuğun 5- 6 aylık süre boyunca davacıda kaldığı, bu dönemde davalının çocuğu aramadığı hususlarında beyanda bulundukları, davalı tanık beyanlarına göre, davalının evlenmediği, sadece nişanlandığı, nişanlısı ile yaşayacağı ortamı görmek için Ankara’ya gittiği, davacının ailesinin bu dönemde davalı tarafı aradığı ve çocuğu görmek istediği, davalının ailesinin davacı taraf ile anlaştığı, davalı Ankara’da iken çocuğun haftanın üç günü davalı tarafta, dört günü davacı tarafta kaldığı, davalının ailesinin, davacıyı aramadığı, çocuğu gelin alın demedikleri, davacının, boşanmadan sonra 1,5 yıl boyunca çocuğu görmeye gelmediği hususlarında beyanda bulundukları, dosya kapsamına göre, davalının resmi bir...

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/03/2023 NUMARASI : 2021/522 ESAS-2023/220 KARAR DAVA KONUSU : Evlatlık İlişkisinin Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin biyolojik babasının 12/12/2000 yılında vefat ettiğini, bu tarihten 5 sene sonra annesinin evlendiğini, müvekkilinin baba sevgisini tatması ve sosyal yardım ve sigortalardan yaralanabilmesi için İzmir 3....

          Kanun koyucu 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun yürürlüğe girdiği 29 Nisan 2006 tarihinden önce babalığa hüküm kararı alan ergin çocukların “ana soyadını” terkedip baba hanelerine naklinin ancak “müracaatları” durumunda gerçekleştirileceğini açıklamıştır. Çocuk ergin değilse ana ve babanın birinin “müracaatı” zorunludur. Oysa tanımaya ilişkin “kalıcı düzenlemede” böyle bir “müracaat” koşulu aranmamıştır. Başka bir anlatımla 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu Geçici Madde 5 hükmüne göre hiçbir “müracaat” yoksa çocuk “ana soyadını” taşımaya devam ederek ana hanesine kalmaya devam edecektir. Müracaat yoksa “ana hanesinde” ve “ana soyadı” ile kalınmasından doğrusu hiç de rahatsız olunmamıştır. Kanun koyucu ergin çocuğa “seçenek” sunmaktadır. İster “ana soyadını” taşı ve ana hanende kal, ister “baba soyadını” taşı ve baba hanesine geç. Böyle bir uygulamanın çocuğun yararlarına uygunluğu tartışılamaz bile....

            ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 27/06/2019 NUMARASI : 2018/315 ESAS - 2019/194 KARAR DAVA KONUSU : Şahsî İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin annesine verildiğini ve yaz tatilinde 45 gün süre babası ile şahsî ilişkiye hükmedildiğini, davalının boşanmadan sonra yeniden evlendiğini, çocuğun babası ile kaldığı 45 gün boyunca annesi ile görüştürülmediğini, telefonla görüşmesinin yasaklandığını, çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle 45 günün çok zor geçtiğini, çocuğun bu süre içinde psikolojisinin bozulduğunu, davalının yeni eşinin banyoda çocuğun kalçasına vurmak suretiyle çocuğa şiddet uyguladığını...

            UYAP Entegrasyonu