WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; maddi tazminat ve tedbir ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile az miktarda hükmedilen manevî tazminata dair kararın maddi hakikate, hakkaniyete, usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının evlilikten beklediği menfaatlerinin zedelenmesine davalının neden olduğunu, davacının çalışmadığını, geliri olmadığını belirtmiş, istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi tazminat talebinin reddi, manevî tazminatın miktarının artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....

    İş sayılı dosyası ile 5 ay uzaklaştırma kararı verildiğini, çocuklarıyla birlikte mecbur kaldığı için müşterek konutu terk edip ailesinin yanına gittiğini, herhangi bir gelirinin olmadığını, 14/08/2020 tarihinden bu yana davalı ile fiilen ayrı olduklarını ve davalının kendisine ve çocuklarına herhangi bir maddi yardımı olmadığını belirterek kendisi için aylık 500 TL, müşterek çocuklardan Nisa Kendir için aylık 500 TL ve müşterek çocuk Musa Halis Kendir için aylık 400 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini dava ve talep etmiş, daha sonra evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek davalı ile boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin kendisine verilmesini, 50.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminat ile tedbir nafakası davasındaki tedbir nafakalarının davacı için yoksulluk, çocuklar yönünden iştirak nafakası olarak belirlenmesini dava ve talep etmiştir....

    Bozmaya uyulduktan sonra davacı-davalı (koca)'nın “atipik psikoz” rahatsızlığı sebebiyle hukuki ehliyetinin kısıtlanmış olması, yoksulluk nafakası ile ilgili sorumluluğunda etkili değildir. Çünkü yoksulluk nafakasını tayinde, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK. m. 175/2) Bu nafakayı talep edenin kusurunun daha ağır olmaması yeterlidir. Bu husus da, uyulan bozma kararıyla tespit edildiğine göre, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş olan kadın yararına, kocanın mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmelidir. Bu yön nazara alınmadan “kısıtlanmış olması sebebiyle kocaya kusur izafe edilemeyeceğinden” bahisle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru bulunmamıştır. Hükmün bu yönden bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun onama kararına açıklanan sebeple katılamıyorum. ......

      KARŞI OY Boşanma davasında mahkemece verilen hükmün davacı-karşı davalı erkek tarafından temyiz edilmesi üzerine yoksulluk nafakası ve velâyet hükmü tarafından bozma kararı verilmiştir. Mahkemece velâyetle ilgili bozmaya uyulmuş, yoksulluk nafakası ile ilgili olarak ise önceki hükümde direnilmiştir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davanın kısmen kabulü ile aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, bilahare mahkemece hükümde "tedbir nafakasının" şeklinde karar verilmiş ise de bu hususun sehven yazıldığı belirtilerek hükmün bu kısmının tashih şerhi ile "yoksulluk nafakasının" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmolunan nafaka miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava tarihinden itibaren nafaka talebi olmamasına rağmen dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası talebine ilişkindir....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Davanın kısmen kabulü ile aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, bilahare mahkemece hükümde "tedbir nafakasının" şeklinde karar verilmiş ise de bu hususun sehven yazıldığı belirtilerek hükmün bu kısmının tashih şerhi ile "yoksulluk nafakasının" şeklinde düzeltilmesine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmolunan nafaka miktarının yetersiz olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava tarihinden itibaren nafaka talebi olmamasına rağmen dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasına hükmedildiğini beyan ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası talebine ilişkindir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin davalı ile boşandıklarını, kendisinin sadece emekli maaşı olduğunu, boşanma davası sonrasında gelirinin düştüğünü, şartların değiştiğini, davalının ise boşanmadan sonra Melikgazi İlçesi Köşk Mahallesinde sekiz adet daire ve dört adet bodrumlu dükkan edindiğini, haliyle boşanma sonrası davalının zenginleştiğini, bu sebeple davalı için boşanma kararında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D.: Aile Hukuku, C.2, İstanbul 2019, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

            Ancak, davacı tarafından açılan yoksulluk nafakası davası feragat nedeniyle reddedilmiş olmasına rağmen, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına vekalet ücreti takdiri gerekirken, bu hususta bir hüküm verilmemiş olması doğru değil ise de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasına "Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, davacı tarafından açılan yoksulluk nafakası davasının reddedilmesi nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince 1.500 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine" şeklinde 7.bir bend eklenmesi suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş, D.: Aile Hukuku, II. Cilt, 21. Bası, Ocak 2019, s. 302)....

                UYAP Entegrasyonu