Davacı da bunu bilerek ve sırf boşanmayı gerçekleştirmek amacıyla yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmiştir. Buna rağmen nafakanın kaldırılması yada azaltılması istemiyle dava açılması, hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi, iyiniyetle ve ahde vefa ile de bağdaşmamaktadır. Davacının boşanma ilamının kesinleşmesinden kısa süre sonra bu davayı açtığı ve dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre maddi durumunun aradan geçen kısa süre içerisinde olumsuz yönde olağanüstü şekilde değiştiğini ispat edemediği ve davalı kadının asgari ücret düzeyinin çok altında gelirinin olduğu nazara alınarak, DAVANIN REDDİNE" karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı taraf istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya azaltılması istemine ilişkindir....
Mahkemece, açılan davanın yoksulluk nafakası talebine yönelik olduğu, oysa evlilik birliği devam ettiği sürece yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış olan tedbir nafakası talebine ilişkindir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacı vekilinin dava dilekçesi ile davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin talep edildiği; yargılama sırasında davacı vekilinin 15/02/2013 tarihli celsede; "taleplerinin sehven yoksulluk nafakası olarak yazılmış olduğunu, asıl taleplerinin ayrı yaşama hakkına dayanan nafaka talebine ilişkin olduğu" yönünde beyanda bulunduğu ancak mahkemece evlilik birliği devam ettiği sürece yoksulluk nafakası talep edilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Bununla birlikte; davacı-davalı kadın tarafından birleşen davaya cevap dilekçesi sunulmamış olup kadın tarafından birleşen davada usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talebinde bulunulmadığı anlaşılmakla davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde, yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. VI....
Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun... sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...... sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Somut olayda; mahkemece tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılmadığı anlaşılmaktadır....
Hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacı-davalı kadının asgari ücret karşılığı çalışmakta iken 24.04.2021 tarihinde kendi isteği ile işinden istifa ettiği, bu nedenle boşanmakla yoksulluğa düştüğünün kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....
Davacı, dava dilekçesinde; müşterek evi terkeden davalıdan öncelikle tedbiren, daha sonra yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere aylık 3.500 TL nafaka talep etmiştir. İş bu davanın açıldığı 29.01.2015 tarihte taraflar arasında devam eden bir boşanma davası bulunduğundan davacının talebinin ayrı yaşamda haklılık nedenine dayalı tedbir nafakası olarak nitelendirilmesi gerekir. ....... Ancak; davalı tarafından açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp temyizen bozulduğu ve derdest olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı halde mahkeme, kendisi için 3.500,00 TL yoksulluk nafakası talep eden davacı yararına aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar vermiştir. Mahkemece, talep yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, tedbir nafakasının tahsiline ilişkindir....
Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan tazminat ve nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı (kadın) vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların Alanya 2....
Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 16. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
Taraflar, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle nafaka takdiri sırasında kurulan dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek nafaka takdir edilmesi doğru görülmemiş, bu husus hükmün bozulmasını gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının çalıştığını, yoksulluk çekmediğini ileri sürerek aylık 100.00.- TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, çalışmadığını belirterek davanın reddini istemiş, karşı davasında da ihtiyaçlarının arttığını ileri sürerek aylık 80.00.- TL yoksulluk nafakasının 400.00.- TL ye, 100.00.- er TL iştirak nafakasının 300.00.- er TL ye yükseltilmesini ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesini talep etmiştir....