Taraflar arasındaki boşanmadan sonra açılan maddî, manevî tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile davacı erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminat, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakası ile davacı erkeğin manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince 19.12.2022 tarihli ek kararla istinaf talebinin süre yönünden reddine karar verilmiş olup İlk Derece Mahkemesi ek kararı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....
Dairemizin 2021/157 Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan istinaf incelemesinde, ziynet alacağına ilişkin talebin, boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası davasından tefrik edilmesi gerektiği kanaatine varılarak, ziynet alacağına yönelik davanın ayrılarak Dairemizin işbu esasına kaydedilmesine karar verilmiştir. Dava; ziynet alacağı talebine ilişkindir. Davacı kadın, dava dilekçesi ile; ziynet eşyalarının davalı erkekten alınarak kendisine iadesini, iade mümkün değil ise bedelini talep etmiş, mahkemece bu talebi ispatlanmadığından reddedilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, kadının ziynetlerle ilgili iddiasını dinlenen tanık beyanlarıyla ispatlayamadığı, bu hususa ilişkin tanık sözlerinin davanın kabulü için yeterli olmadığı görülmüştür. Ne var ki kadın dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı halde, mahkemece, davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....
DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan Tazminat KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekilinin 11/11/2021 tarihli dava dilekçesine özetle; müşterek çocuk ERTUĞRUL DUHAN YILDIZ için 3.000,00- TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, müvekkilinin davacı eş için de 3.000,00- TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, müvekkilinin maddi ve manevi açıdan bir işkence hayatı yaşadığından, fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 tl maddi tazminat, 20.000 tl manevi tazminata yasal faiziyle birlikte hükmedilmesine, müşterek çocuk Ertuğrul Duhan YIldız için 3.000,00 TL, müvekkilem davacı için 3.000,00 TL tedbir nafakası verilmesini, tedbir nafakalarının dava sonunda iştirak ve yoksulluk nafakasına çevrilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine , karar verilmesini saygıyla vekaleten arz ve talep edilmiştir....
iştirak nafakası talebinin KISMEN KABULÜ İLE, boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL iştirak nafakasının davacı - karşı davalı kocadan alınarak davalı - karşı davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, C)Davalı - karşı davacı kadının tedbir nafakası talebinin KISMEN KABULÜ İLE, tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla dava tarihinden boşanma kararının kesinleşmesi tarihine kadar geçerli olmak üzere aylık 150,00 TL tedbir nafakasının davacı - karşı davalı kocadan alınarak davalı - karşı davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, D)Davalı - karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin KISMEN KABULÜ İLE, boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren geçerli olmak üzere itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasının davacı - karşı davalı kocadan alınarak davalı - karşı davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 7- Davalı - karşı davacı kadının maddi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ İLE...
Boşanma davası sırasında talep edilen yoksulluk nafakası, boşanmanın fer’î niteliğinde olduğu için boşanmanın gerçekleşmesi şarttır. 18. Dolayısıyla yoksulluk nafakasının talep edilebilmesi için boşanma olgusunun gerçekleşmesi arandığından, yoksulluğun doğup doğmayacağı da boşanmanın gerçekleşeceği dönem itibariyle incelenmelidir. Zira yoksulluk nafakası, boşanmanın kesinleştiği tarihten sonraki dönem için geçerlidir. Diğer bir ifadeyle yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte hüküm ifade edeceğinden, talepte bulunan eşin, boşanma hâlinde yoksulluğa düşmüş veya düşecek olması gerekir. Aksi takdirde, yeterli ve sürekli geliri olan eş yararına yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilemez. Zira yoksulluk nafakasının amacı, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan ve boşanmada daha fazla kusuru bulunmayan eşin, asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır....
Davalı vekili cevabında; davacının şirket ortaklığı ve emekli maaşı olduğunu, ayrıca evli olmadan yaşadığı kişiden de düzenli geliri bulunduğunu, müvekkilinin boşanma davasından sonra gelirinde artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir. Karşı davasında ise; tarafların boşanmalarından önceki 20 yıllık fiili ayrılıktan, davacının başka erkekle sadakat yükümlülüğüne aykırı ilişkisinin, resmi boşanmadan sonra da devam ettiğini ileri sürerek, nafakanın kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 900 TL'ye yükseltilmesine, karşı davalının fiilen evliymiş gibi başkasıyla yaşadığının ispat edilemediği, karşı davalının kiraya çıkması birlikte değerlendirildiğinde nafakanın kaldırılmasını gerektirir bir koşulun mevcut olmadığı gerekçe gösterilerek karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı(karşı davacı) vekili temyiz etmektedir....
Bu genel açıklamalar karşısında TMK 175 nci maddesi kapsamında yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için;Boşanmanın gerçekleşmesi,Yoksulluk nafakası talep edenin boşanmada daha ağır kusurlu bulunmaması,Yoksulluk nafakası isteyenin boşanma sonucu yoksulluk halinin oluşması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda;Boşanmanın gerçekleştiği,davacı erkeğin tam kusurlu olduğu hususları tespit edilmiş ve kısmi onama kararı ile de kesinleşmiştir.Uyuşmazlık tarafların gelirlerine göre davalı kadın lehine yoksulluk nafakası isteme şartının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır....
Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş Derya: Aile Hukuku, İkinci Cilt, 21. Bası, Ocak 2019, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
Davacı-karşı davalı kadın süresi dışında verdiği istinaf dilekçesi ile; yerel mahkeme kararını reddedilen maddi ve manevi tazminatlar, kusur tespiti, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf ettiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan karşılıklı boşanma davasında (TMK m.166/1)davalı-karşı davacı erkek; yerel mahkeme kararını kabul edilen karşı boşanma dava, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri, derdestlik itirazı, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın; reddedilen maddi ve manevi tazminatlar, kusur tespiti, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf süresi dışında istinaf talebinde bulunmuştur....
Mahkemece, yoksulluk nafakasına karar verilen 30.03.2009 tarihinden arttırım davasının açıldığı 30.01.2015 tarihine kadar geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği gözetilerek, nafakanın TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında arttırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yüksek oranda nafaka artışına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerekmiştir. Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş;yoksulluk nafakasına karar verilen tarih ile bu dava tarihi arasında geçen süre ve yoksulluk nafakasının niteliği de gözetilmek suretiyle,boşanma neticesinde hüküm altına alınan yoksulluk nafakasında TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artışa hükmetmek olmalıdır....