WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Maddi-Manevi Tazminat-Yoksulluk ve İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının tazminat isteği, TMK 178 maddesi uyarınca boşanmadan sonra açılan boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat (TMK m.174/1-2) talebine ilişkindir. Tarafların ... 1. Asliye Mahkemesinin 11.09.2014 tarihli 2012/1151 esas, 2014/599 karar sayılı kararıyla Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi uyarınca boşandıkları, bu kararın temyiz edilmeyerek 17.11.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ELMALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/10/2014 NUMARASI : 2012/315-2014/269 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması (asıl) ve nafakaların artırılması (karşılık) davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine ve karşılık davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı (karşılık davalı) vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalının boşandıklarını, davalı tarafa, aylık 100 TL yoksulluk nafakası ödediğini, ancak boşanmadan sonra davalının gelir durumunun düzeldiğini, davacının ise aksine gelir durumunda düşüşler olduğunu beyan ederek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      KARŞI OY Yoksulluk nafakasının düzenlendiği 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 175. maddede, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı açıklanmıştır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür....

        Yargıtay'ın yerleşik kararlarında da; “asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması” yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemektedir. (H.G.K 07.10.1998 gün ve 1998/2-656-688 sayılı kararı, 26.12.2001 gün ve 2001/2-1158-1185 sayılı kararı, 01.08.2002 gün ve 2002/2-397-339 sayılı kararı, 28.02.2007 gün ve 2007/3-84-95 sayılı kararı). Ancak, kaldırma talebi azaltma talebini de içermekte olup, bu durum nafaka miktarının indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile birlikte tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Onun içindir ki; bilimsel öğretide, evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu belirtilmektedir. ... Turgut: Aile Hukuku 2....

          Ayrıca madde metninden de anlaşılacağı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki maddede açıkça belirtildiği gibi kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T./Ateş D: Türk Medeni Hukuku, Aile Hukuku, İkinci Cilt, Ocak 2019, s. 302). 15. Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasını davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dilekçesinde; tarafların, Erzurum Aile Mahkemesinin 2007/545 Esas-2008/52 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma davası sırasında eşler nafaka istemediklerinden nafaka konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, boşanma davası kararında velayeti anneye verilen .... ve boşanmadan sonra doğan Yusuf İslam isimli çocukların davacı anne yanında kaldıklarını, bu nedenle, üç çocuk içinde nafaka istemenin zorunluluğunun doğduğunu, davacı annenin herhangi bir gelirinin bulunmadığını ileri sürerek; davacı lehine 300,00...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için aylık 400.00.TL yoksulluk nafakası ödendiğini, masraflar arttığı için yeterli olmadığını ileri sürerek; 1.400.00.TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının aylık 600.00.TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

                Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Tarafların Uşak 2.Aile Mahkemesinin 17/08/2017 kesinleşme tarihli 2017/357 Esas 2017/439 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davacı erkeğin davalı kadın için 500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar için 500,00 er TL 'den 1.000,00 TL iştirak nafakası ödemesinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır. Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir....

                Aile Mahkemesinin 23/09/2014 tarih, 2013/455 Esas - 2014/526 Karar sayılı kararının incelenmesinde; davacısının T5 davalısının T1 olduğu, davanın boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat davası niteliğinde olup, mahkemece; Uşak Aile Mahkemesinin 2008/1028 Esas 2008/1048 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen aylık 250,00TL tedbir nafakası ile tekerrür oluşturmamak kaydı ile dava tarihinden itibaren iş bu tedbir nafakasının aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 15.000,000TL maddi, 15.000,000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, söz konusu kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesince onanması üzerine ilamın 09/09/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmiştir....

                Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ...’in yayınladığı .. oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır Somut olayda; taraflar 02.04.2012 tarihli ilamla boşanmışlar, huzurdaki nafaka artırım davası iki yıl sonra 09.04.2014 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucuna göre davacı, işşiz olup, aylık 325,00 TL yetim aylığı almakta, nafaka yükümlüsü davalı ise işçi olup, aylık 1.000,00 TL kazancı bulunmaktadır. Davacı taraf, boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğunu ileri sürmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu