Mahkemece; davalının, SSK hizmet dökümüne göre, boşanmadan sonra çalışmaya başladığı; 2013 yılı Ağustos ayında net 898,90 TL maaş aldığı, o tarihte bu miktardaki gelirin asgari ücret seviyesinin üzerinde olduğu; bu nedenle, davalı kadının yoksulluğunun ortadan kalktığı, yoksulluğun ortadan kalkması ile birlikte de davacının yoksulluk nafakası ödeme yükümlüğünün sona erdiğinden, dava tarihi olan 13/11/2013 tarihinden geçerli olmak üzere, ayda 500,00 TL olarak tespit olunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/3.maddesinde; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, yoksulluğunun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmış; ancak, anılan maddede yoksulluğun hukuksal tanımı yapılmamıştır....
Dava, boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça kabul yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Anadolu 15....
Boşanmada kesinleşen kusur durumu itibariyle hafif kusurlu bulunan, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasının tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına göre makul olduğu değerlendirilmiş kadının yoksulluk nafakasına yönelen istinafı kabul edilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkili davacının, boşanma kararı ile davalı lehine hükmedilen aylık 300 TL yoksulluk nafakası ödediğini; boşanma sırasında davalı çalışmadığı için yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davalının son sekiz aydır bir işyerinde çalıştığını, bu nedenle, yoksulluk nafakasının şartlarının ortadan kalktığını iddia ederek; nafakanın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D.: Aile Hukuku, C.2, İstanbul 2019, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı için takdir edilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra 300,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile davalı-davacıdan alınarak davacı-davalıya ödenmesine, davalı-davacının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacı-davalının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; Kusuru, kadın lehine maddi manevi tazminat verilmemesini, kadın lehine verilen tedbir-yoksulluk nafaka miktarını istinaf etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası....n yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. .../... -2- Somut olayda; taraflar 14.09.2009 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, yoksulluk ve iştirak nafakası bu karar ile takdir edilmiş, temyiz incelemesine konu nafaka artırım davası ise 12.03.2015 tarihinde açılmıştır. Ekonomik ve sosyal durum araştırma sonucuna göre davacı ev hanımı olup 500TL kira gideri olduğu; nafaka yükümlüsü davalının ise, asgari ücret karşılığı fırında çalıştığı anlaşılmaktadır. Boşanmadan sonra tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat da edilmemiştir....
Somut olayda, kendisine aylık 280 TL yoksulluk nafakası bağlanan davalı ...’nin, boşanmadan sonra emekliye ayrıldığı, 950 TL emekli maaşı aldığı ve 650 TL kira gelirinin olduğu anlaşılmaktadır. Yoksulluk nafakasının amacı, lehine takdir edilen eşi yoksulluktan kurtarmaktır. Davacı kocanın ise 4800 TL maaş alırken boşanmadan sonra emekli olarak ....680 TL emekli maaşı aldığı, davacının gelirinde emekli olması sebebiyle azalma olurken, davalı kadının emekliye ayrılması ve kira gelirinin olması nedeniyle toplam geliri gözetildiğinde boşanma sonucu oluşan yoksulluk halinin ortadan kalktığı bir gerçektir. Şu halde mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; davalının yoksulluğunun ortadan kalktığı gözetilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
SAVUNMA: Davalı vekili, 16/11/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, yaptıkları protokol gereğince davacının davalıya 650,00- TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl dolmadan iş bu davanın açılmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu zira davalının evlilik süresince çalıştığını, davacının boşanma davası sırasında davalının çalıştığını bildiği halde 650,00- TL yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, boşanmadan sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında herhangi bir değişikliğin olmadığını, davacının ekonomik durumunun kötüleştiği, davalınında ekonomik durumunun daha iyi olduğu yolundaki iddialar doğru olmadığından, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İzmir 16. Aile Mahkemesinin 2017/717 Esas 2018/205 Karar sayılı 22/03/2018 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların yaklaşık 5 yıl önce evlendiklerini, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu bu sebeple tarafların boşanmalarına, davacı için 500 TL tedbir nafakasına boşanmadan sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, müşterek çocuklar için dava sonucu beklenmeksizin ayrı ayrı 250 TL tedbir nafakasına boşanmadan sonra iştirak nafakası olarak devmına, davacı için 50.000,00 TL maddi 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....