Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Kendisine aylık 250 TL yoksulluk nafakası bağlanan davacının geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığına göre; işe girip çalışması zorunludur....
Kendisine aylık 200 TL yoksulluk nafakası bağlanmış, boşanmadan sonra asgari ücret seviyesinde düzenli gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile geçinmesi günümüz ekonomik koşullarında mümkün görünmediği gibi aldığı nafaka ile, aylık ücret miktarı toplamı ise, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Mahkemece dava tarihindeki şartlara göre davalının yoksulluğunun zail olmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirme şartlarının bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir....
Ayrıca, madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D.: Aile Hukuku, C. 2, İstanbul 2019, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Yoksulluk Nafakası - Maddi ve :Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Hükmü temyiz eden davalı ...'den 68,25 TL. nispi temyiz peşin harcının eksik alındığı görülmektedir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının Afyonkarahisar Aile Mahkemesinin 09/12/2016 tarih ve 2016/761 esas 2016/1375 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, davalı lehine 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalı kadının babası ile birlikte yaşadığını, babasının emekli olduğunu, oturdukları evin kira olmadığını, ayrıca kira gelirinin bulunduğunu, buna ek olarak davalının ölmüş annesinin maaşını aldığını, dolayısıyla boşanmadan sonra yoksulluğa düşmesinin söz konusu olmadığını, kanunun yoksulluk nafakasına hükmetmede tarafların boşanmadan sonra yoksulluğa düşüp düşmediğine dikkat çektiğini, bu nedenle davalı kadın lehine verilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, mahkeme aksi kanatte ise nafaka miktarının 100 TL.ye düşürülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Yoksulluk nafakası; boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek eş için verilen ve boşanma davası kesinleştikten sonra işlemeye başlayacak olan nafakadır. Kural olarak yoksulluk nafakasının başlangıcı, boşanma kararının kesinleşme tarihidir. Nitekim somut olayda da, ...Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2009/123 E., 2010/84 K., sayılı boşanma ilamında; dava tarihinden itibaren hükmedilen 150 TL tedbir nafakasının, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedilmiş, hüküm 15.06.2011 tarihinde kesinleşmiştir....
Aile Mahkemesinin 2011/329 Esas ve 2011/1057 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlar ve davalı lehine 300 TL yoksulluk nafakası hükmedilmiştir. Davalı kadın boşanma davası sırasında bir işte çalışmamaktadır. Davalı boşanmadan sonra çalışmaya başlamış ve asgari ücret seviyesinde bir gelire kavuşmuştur. Aldığı nafaka ile elde ettiği gelir toplamı, davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde değildir. Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/07/2021 NUMARASI : 2020/884 ESAS, 2021/477 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Nafakanın Azaltılması) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evli iken Kayseri 2.Aile Mahkemesinin 2019/1459 Esas sayılı ilamı ile boşandıklarını, müşterek çocuklar ve davalı lehine ve müvekkili aleyhine iştirak ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin hükmedilen nafakaları düzenli olarak icra kanalıyla ödediğini, müvekkilinin boşanmadan önce ekonomik durumunun çok iyi olduğunu ancak boşanmadan sonra ekonomik sıkıntılarının meydana geldiğini, müvekkilinin aylığından başka bir gelirinin bulunmadığını, müvekkilinin çalışamadığını, malulen emekli olduğunu, almış olduğu malulen emekli...
Maddi tazminatın evlilik süresi ve talep eden eşin boşanmadan sonra yeniden evlenme olasılığı; tarafların ekonomik durumu; boşanmadaki kusur derece ve yoğunluğu; eşin diğer eşin sosyal güvenlik imkanlarından yararlanma hakkının ortadan kalkması, boşanmayla yaşam standardının düşecek olması boşanmadan sonra yoksulluk nafakası ve diğer eşin malvarlığından tasfiye ve değer artış payı alabilme durumu; toplumun genel yapısı ve yaşam koşulları gibi ölçütler değerlendirilip ve Türk Borçlar Kanununun 50,51 ve 52. maddeleri de kıyasen uygulanmak suretiyle takdir edilmelidir. .../... Somut olaya geldiğimizde; taraflar henüz dokuz aydır evliyken boşanma davası açılmıştır. Ortak çocuk bulunmamaktadır....
Somut olayda, tarafların ...Hukuk (Aile) Mahkemesinin ...Karar sayılı ve 18.04.2012 tarihli ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, davalıya aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığı, kararın 21.06.2012 tarihinde kesinleştiği, davacının polis memuru olduğu, aylık 2.950,00 TL maaşı aldığı, 750 TL kira ödediği, evlendiği, davalı kadının ise boşanmadan sonra aylık 566,00 TL yetim maaş aldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. ./.. -2- Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücret seviyesindeki gelirin de yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün...Sayılı kararında olduğu gibi). Davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmamakla birlikte ekonomik durumunda iyileşme olduğu, bu durumun da sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....