ın velayetinin kendisine bırakıldığını, 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede çocuğunun büyüdüğünü, 8. sınıf öğrencisi olması sebebiyle dersaneye yazıldığını, ihtiyaçlarının arttığını, davalının boşanmadan sonra Dışişleri Bakanlığında Yurtdışı temsilcisi olarak Hırvatistan Büyükelçiliğinde göreve başladığını ileri sürerek 150 TL olan iştirak nafakasının 700 TL' ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davacı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müşterek çocukları ....'ın velayetinin davacı bırakılarak kendisinin işsiz olması nedeniyle 150.00, TL. nafaka bağlandığını, bu konuda davacı ile anlaştıklarını, Hırvatistan Büyükelçiliğinde sözleşmeli olarak çalıştığını, geçim sıkıntısı çektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....
İştirak nafakası takdir edilirken; çocukların yaşı, ihtiyaçları, okul seviyeleri, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Diğer taraftan nafaka takdirinde velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
Davacının boşandıktan sonra yeniden evlendiği ve eşinin 1.500,00 TL aylık gelirinin olduğu, davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücretten daha az 600,00 TL gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Nafaka alacaklısı kadının, aldığı ücretin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasında indirim yapılması gerekli ise de, davalı hakkında hükmedilen aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının 150,00 TL indirilerek, davacı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, mahkemece yapılan indirimin fazla olması nedeniyle hakkaniyete uygun bulunmamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. HMK'nın 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. TMK'nın 175. maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. TMK'nın 176. maddesine göre; “Maddi tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. denilmektedir. Dosyanın incelenmesinde; tarafların Midyat 1....
Somut olayda tarafların 06.05.2009 tarihinde boşandıklarını, davalı kadının boşanmadan sonra asgari ücretle temizlik şirketinde çalıştığı ve gelir elde ettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Ancak, Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle davalının asgari ücretle çalışsa bile yoksulluğun ortadan kalkmayacağı, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde rol oynayacağı anlaşılmakla ve ayrıca davacının emekli olurken toplu para aldığı da gözetilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Mahkemece davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiştir....
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 19.10.2006 KARŞI OY YAZISI Davacı koca tarafından davalı kadın üzerinde kayıtlı bulunan evin alımına parasal katkıda bulunulması sebebiyle “değer artış payı alacağı davası” (TMK m. 227) açıldığı ve yerel mahkeme tarafından “Tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, anlaşmalı boşanma davasında birbirlerinden herhangi bir nafaka ya da tazminat istemediklerini beyan ettiklerini bu sebeple anlaşmalı boşanmadan sonra taraflar arasında hiçbir hak ve alacak kalmayacağından davanın reddine” karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile...
Cevap dilekçesi: Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 04/10/2016 tarihli boşanmaya ilişkin yapılan sözleşmede davalı için takdir edilen yoksulluk nafakasının davalı sigortalı bir işte çalışsa dahi davalıya ödeneceğini davacının kabul ettiğini, bu yönde herhangi bir dava açma hakkının olmadığını beyan ederek sözleşmeyi imzaladığını, tarafların boşandıklarını ve boşanma ilamının kesinleştiğini, taraflar arasında boşanmadan sonra yoksulluk nafakasının devam edeceğinin sözleşme ile imza altına alındığını belirterek açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddini istinaf etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat-Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra Türk Medeni Kanununun 174/1-2 ve 178. maddeleri uyarınca süresinde açılmış maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2007/1232 esas-2008/46 kararla boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, bu karar ile küçük için aylık 350,00 TL iştirak nafakası ve bu nafakanın iki yıl sabit kalması akabinde her yıl %8 artış yapılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.Davalı babanın ... dizilerinde oyuncu olup, aylık gelirinin sabit olmadığı anlaşılmaktadır.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre tarafların nafaka miktarı ile takip eden dönemler itibariyle artış oranları hususunda anlaştıkları; yine, boşanmadan sonra gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları ile özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK.nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık, taraflar arasındaki boşanma davasından sonra açılan maddi-manevi tazminat ve nafaka istemine ilişkin olup, bağımsız açılan nafaka davası niteliğinde değildir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....