AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2020 NUMARASI : 2020/66 ESAS, 2020/344 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Yoksulluk Nafakası) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, yapılan ön inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacının dava dilekçesinde özetle; Eşi ile anlaşmalı olarak boşandıklarını ve eşinin kendisine nafaka talep etmemesini, kendisinin bütün ihtiyaçlarını karşılayacağını beyan etmesi üzerine açılan boşanma davasında nafaka talep etmediğini, davalı eşinin boşanmadan sonra hiçbir ihtiyacını karşılamadığını, 3 tane müşterek çocuklarının bulunduğunu, maddi sıkıntılar içerisinde olduğunu belirterek çocuklar için 750,00'şer TL olmak üzere toplamda 2.250,00 TL nafakaya hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı kadın vekili istinafa cevap dilekçesi ile; davalı erkeğin istinaf ederken nispi harç yatırmadığını, istinaf sebeplerini kabul etmediklerini, kusurun kesinleştiğini, hükmedilen tazminat miktarlarının daha öncekinden daha düşük olduğu ve fahiş olmadığını belirterek davalı erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine eksik peşin istinaf harcı tamamlanmıştır. Dava, boşanmadan sonra açılan yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı tarafça kabul yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstanbul Anadolu 15....
, 2021/475 Esas, 2022/172 Karar sayılı kararında özetle; Davacının davasının reddine karar verildiği, davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedildiği anlaşılmış, ilk derece mahkemesi kararı taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava tarihi itibariyle boşanmadan sonra yaklaşık 3 yıllık bir zaman geçtiğini, davalının öğretim görevlisi olarak çalıştığını, boşanmadan sonra maaşının kademeli olarak arttığını, bu süreçte çocukların ihtiyaçlarının da fazlasıyla artığını, hükmolunan nafakanın müşterek çocukların giderlerini karşılamaya yetmediğini, davalının özel ders verdiğini, boşanmadan sonra kendine ev ve araba satın aldığını, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların 2001 yılında evlendikleri, davalının 10.10.2003 tarihinde boşanma davası açtığı, davacı kadının da nafaka davası açtığı, nafaka dosyasının boşanma dosyasıyla birleştirildiği, 13.04.2006 tarihli ilamla boşanma davasının reddine, nafaka davasının kısmen kabulüne, 210,00 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verildiği, davalı kocanın, 01.06.2011 tarihinde davacı kadın aleyhine yeniden boşanma davası açtığı, 30.03.2012 tarihli ilamla tarafların boşanmalarına ve davacı kadın için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, eldeki artırım davasının ise 1 yıl 5 ay sonra 26.08.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanmadan sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmememiştir....
Hukuk Dairesi'nin uygulamasına göre; nafaka yükümlüsüne göre ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklısı tarafından açılan nafaka bağlanması veya bağlanan nafakanın değişen şartlar nedeniyle artırılması istemli davaların kısmen kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerinin (ve bu giderlere dahil olan vekalet ücretinin) davalı tarafa yükletileceği, ayrıca davanın reddedilen kısmı nedeniyle davalı lehine yargılama giderine (ve vekalet ücretine ) hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Ancak, ekonomik yönden daha güçlü olan nafaka yükümlüsü tarafından nafaka alacaklısı aleyhine açılan nafakanın kaldırılması veya indirilmesi istemli davalarda ise, HMK’nun 326. maddesinin uygulanması gerekmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat-Yoksulluk Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya, davacı vekilinden, ...'a ait vekaletnamenin ibrazının istenmesi ibraz edilmediği taktirde gerekçeli kararın ve temyiz dilekçesinin davacı asıla tebliğinden sonra gönderilmek üzere mahalli mahkemesine iadesine karar verilmiş, mahkemece davacı vekiline davacı ...'a ait vekaletname ibraz edilmesi için ihtarlı tebligat çıkarılmadan doğrudan gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi davacıya tebliğ edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Yoksulluk Nafakası-Maddi ve : Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Temyiz eden davalıdan maddi ve manevi tazminata yönelik 65.46 TL. nispi temyiz peşin harcının alınmadığı görülmektedir....
İcra Müdürlüğünün 2018/11536 Esas sayılı dosyası ile başlatılan ilk takibe yetki itirazında bulunulmadığını ve yetki yönü kesinleştiğinden, ilk takibin devamı niteliğindeki ikinci takip için artık yetki itirazında bulunulamayacağını, mahkeme kararının hatalı olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.”...
Davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davacı erkek lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğundan bahisle İlk Derece Mahkemesi kararını tazminat miktarları yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava,boşanmadan sonra açılan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yargılaması sonucunda, davalı kadının eşine şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğu kabul edilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş,davalı kadının açtığı karşı boşanma davasının ise reddine karar verilmiş,,davacı erkek açtığı boşanma davasında tazminat talebinde bulunmamış,kadının açtığı boşanma davasında ise karşı davanın kabulü halinde tazminat isteminde bulunmuş,kadının davası reddedildiğinden erkeğin tazminat talebi hakkında karar verilmemiştir....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacı, dava dilekçesinde her ne kadar maddi durumunun bozulduğunu, davalının ailesinin maddi durumunun iyi olduğunu, davalının yoksulluk nafakasına ihtiyacı bulunmadığını belirterek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, bu talep yerinde görülmediği taktirde nafaka miktarının azaltılmasına karar verilmesi talep edilmiş ise de; davacı tarafça ileri sürülen nedenlerin somut olayda yoksulluk nafakasının kaldırılması veya miktarının azaltılması nedeni olarak kabulüne olanak bulunmadığı, boşanmadan sonra davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığına ilişkin, dosya içerisinde herhangi bir delilin bulunmadığı, bu anlamda TMK 176/3 maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmediğinin anlaşılması karşısında davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı anlaşılmakla, davacının yerinde görülemeyen istinaf talebinin tüm yönlerden, ayrı, ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile...