Yani boşanma dosyasındaki adreste oturmalarına rağmen davacı ve kocası boşanma öncesi Küçük kayaş adresini bildirmemişlerdir. ... 04/01/2010 da adres bildiriminde bulunmuş olup , bildirdiği adres davacının adresi ile aynıdır. 17/01/2011 den sonra ise farklı mahalle ve adresler bildirilmiştir. Bu durumda tanık beyanlarına bakmak gerekir . Dinlenen tanıklardan birisi hem müşterek evliliğin devam ettiği, hemde boşanmadan sonraki dönemde davacının oturduğu evlerin ev sahibidir. Tanığın ikisi komşu birisi de müşterek çocuk olup tamamı boşanma sonrası bir arada yaşama olmadığını ,zaman zaman çocuklar sebebi ile görüşüldüğünü, ev kirasının da davacı tarafından ödendiğini açıklamıştır. Yine tanık beyanları yetersiz veri ile bir arada yaşama sonucuna boşanmadan altı sene sonra 2. Evlilikten iki sene sonra yapılan denetim sonucu düzenlenen rapordaki bir arada yaşama ile ilgili verilere üstün tutulmuştur....
Türk Medeni Kanununun 181. maddesinde ise; "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. "Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, her ne kadar davacının mirasçılarının davaya katılımı sağlanmış ise de; kusur belirlemesi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece davacı eşin ölümü nedeniyle konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ve davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....
Davacının köylüsü ve müteveffanın arkadaşı olduklarını beyan eden davacı tanıklarının bu boşanmadan haberdar olmamaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Boşanma dilekçesinde davacı babasının yanına sığındığını beyan etmiş, dava dilekçesinde kendi adresini ---- eşinin adresini ise ----olarak bildirilmiştir. Davacı ----- boşanma davasında bizzat eşinden ayrı yaşadığını beyanı karşısında ve ortada kesinleşmiş boşanma kararına rağmen, boşanmadan hiç bahsetmeyen "bildim bile-----evli" şeklinde beyanda bulunan davacı tanıkları ------ tanıklığına itibar edilmemiştir. Davacı tanığı ----- bir yandan müteveffa ----- ile eşi----- aynı evde yaşadıklarını beyan etmiş, diğer yandan tarafların ortak çocuğu olan diğer davacı ----- boşanmadan önce aynı evde yaşadığını, boşandıktan sonra annesi ile yaşadığını beyan ederek, birbirine tamamen çelişkili beyanda bulunmuştur. Bu nedenle çelişkili tanık beyanına itibar edilmemiştir. Kural olarak, boşanan eşlerin birbirlerine destek olacağı kabul edilemez....
Aylığın kesilmesi üzerine davacı tarafından iş bu dava açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 181. maddesi hükmüne göre; boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. 6217 Sayılı Kanunun 19. maddesi ile Türk Medeni Kanunun 181. maddesinin ikinci fıkrası değiştirilerek, “Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır” hükmü getirilmiştir. Maddenin içeriğinden de anlaşılacağı üzere, boşanma davasının devamı sırasında ölen tarafın mirasçılarından birinin davaya devam ederek, karşı tarafın evlilikte boşanmaya neden olan olaylarda kusurunu ispatlaması halinde, ilk fıkra hükmü gereği boşanan eş gibi miras hakkını kaybedecektir....
Anılan maddenin gerekçesinde de açıklandığı üzere, düzenleme ile hakkın kötüye kullanımının olası uygulamaları engellenmek istenmiş ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için kötüye kullanımın varlığı belirlendiği takdirde ilgiliyi haktan yararlandırmama; hakkın kötüye kullanılması durumunda hak sahipliğinin ortadan kalkması ve dolayısıyla gelir veya aylıktan yararlandırılmama yöntemi benimsenmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak; "eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup kanun koyucu tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Somut olayda; mahkemece kontrol memuru raporunda belirtilen eczacı kuaför ve komşular ile tespit edilen adreslerdeki mahalle muhtarları dinlenilmeden, davacı ile boşandığı eşinin boşanmadan sonra birlikte yaşayıp yaşamadıkları açık bir şekilde ortaya konulmadan, eksik araştırma ve inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur....
Taraflar arasındaki boşanan kadının kocasının soyadını kullanmasına verilen iznin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
İptale konu düzenleme daha sonra bu kez kanun koyucu tarafından 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren ve anılan (c) bendini değiştiren 4956 sayılı Kanunun 23. maddesiyle benimsenerek, sigortalının evli olmayan/boşanan/dul kalan kız çocuklarına ölüm aylığı bağlanabilmesi için “geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak” şartı, “bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmama, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almama” olarak değiştirilmiş, aynı zamanda 46. maddenin 2. fıkrasına da “Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir.” cümlesi yeniden eklenmiştir....
GEREKÇE : Dava boşanmadan sonra açılan çocuğun annesinin soyadını kullanmaya izin davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “... ... kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....