Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nun 181. maddesine göre; “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.” Somut olayda, iptale konu vasiyetname boşanmadan önce yapılmış olup, ölüme bağlı tasarruf olma niteliği ise tartışmasızdır. Bu nedenle; mahkemece, anılan yasal düzenleme kapsamında olup olmadığı hususu incelenmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bundan ayrı olarak ta, davacı tarafından dava dilekçesinde vasiyetname ile saklı pay sahibi oğul ...'ın mirasın tamamından mahrum edildiği ileri sürülmektedir. Vasiyetname yasa gereğince mutlak tenkise tabidir (TMK.519.md.). Bu durumda tenkis isteminin bulunduğunun kabulü gerekir....

    Boşanmadan sonra eş Mehmet Aydoğan ile müşterek çocuk Gizem Nur'un 22/02/2012 tarihinden itibaren ikamet adreslerini Esenşehir Mah. Çetinkaya Sok....

    Dosya içerisinde yer alan adres izleme belgelerine göre, davacının boşandığı eşinin, boşanmadan sonra yaptığı adres değişiklikleri Kurum borcundan kurtulmak ve delil oluşturma amacına yönelik olabileceğinden davalının boşandığı eşinin 06.12.2012 tarihi itibariyle yerleşim yeri adresi olarak bildirdiği "Gökçek Mah. 361. Sok. D Blok No:36 İç Kapı No:13 Sincan/..." adresi ile 27.09.2016 tarihi itibariyle bildirdiği diğer adresi olan “Andiçen Mah. Göktürk Sok....

      birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. 6217 sayılı Kanunun 19. maddesi ile Türk Medeni Kanunun 181. maddesinin ikinci fıkrası değiştirilerek, “Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır” hükmü getirilmiştir....

        Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 181. maddesinin 1. fıkrası hükmünde boşanan eşlerin bu sıfatla birbirlerinin mirasçı olamayacakları ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybedecekleri, 2. fıkrasında ise boşanma davası devam ederken, ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki hükmün uygulanacağı açıklanmıştır. Toplanan delillerden muris ... sağlığında eşi ..........aleyhine ........... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 2013/703 Esas sayılı davası ile boşanma davası açmış ise de davanın devamı esasında muris 18.01.2013 tarihinde vefat ettiğinden mirasçılarının devam ettikleri dava sonucunda ............. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 04.12.2013 tarihli ve 2013/703 Esas, 2013/766 Karar sayılı ilamı ile TMK'nın 181/2 maddesine göre murisin eşi ..............'...

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : 2019/723 ESAS-2020/166 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı Karl T4 ile davacı kadının boşandıklarını, davacı kadının nüfus kayıtlarında "Yeşil" olarak geçen soyadının eski eşinin soyadı olan "Brendel" olarak değiştirilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili, davanın reddine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, boşandığı eşinin soyadını kullanmaya izin verilmesi istemine ilişkindir. İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur....

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 04/03/2020 NUMARASI : 2019/723 ESAS-2020/166 KARAR DAVA KONUSU : Boşanmadan Sonra Açılan (Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanmaya İzin) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı Karl T4 ile davacı kadının boşandıklarını, davacı kadının nüfus kayıtlarında "Yeşil" olarak geçen soyadının eski eşinin soyadı olan "Brendel" olarak değiştirilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı kadın vekili, davanın reddine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, boşandığı eşinin soyadını kullanmaya izin verilmesi istemine ilişkindir. İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemece karşı tarafa tebliğ olunur....

          Yani boşanma dosyasındaki adreste oturmalarına rağmen davacı ve kocası boşanma öncesi Küçük kayaş adresini bildirmemişlerdir. ... 04/01/2010 da adres bildiriminde bulunmuş olup , bildirdiği adres davacının adresi ile aynıdır. 17/01/2011 den sonra ise farklı mahalle ve adresler bildirilmiştir. Bu durumda tanık beyanlarına bakmak gerekir . Dinlenen tanıklardan birisi hem müşterek evliliğin devam ettiği, hemde boşanmadan sonraki dönemde davacının oturduğu evlerin ev sahibidir. Tanığın ikisi komşu birisi de müşterek çocuk olup tamamı boşanma sonrası bir arada yaşama olmadığını ,zaman zaman çocuklar sebebi ile görüşüldüğünü, ev kirasının da davacı tarafından ödendiğini açıklamıştır. Yine tanık beyanları yetersiz veri ile bir arada yaşama sonucuna boşanmadan altı sene sonra 2. Evlilikten iki sene sonra yapılan denetim sonucu düzenlenen rapordaki bir arada yaşama ile ilgili verilere üstün tutulmuştur....

            Türk Medeni Kanununun 181. maddesinde ise; "Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça kaybederler. "Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır" hükmü yer almaktadır. Mahkemece, her ne kadar davacının mirasçılarının davaya katılımı sağlanmış ise de; kusur belirlemesi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu itibarla, mahkemece davacı eşin ölümü nedeniyle konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ve davalının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

              Davacının köylüsü ve müteveffanın arkadaşı olduklarını beyan eden davacı tanıklarının bu boşanmadan haberdar olmamaları hayatın olağan akışına aykırıdır. Boşanma dilekçesinde davacı babasının yanına sığındığını beyan etmiş, dava dilekçesinde kendi adresini ---- eşinin adresini ise ----olarak bildirilmiştir. Davacı ----- boşanma davasında bizzat eşinden ayrı yaşadığını beyanı karşısında ve ortada kesinleşmiş boşanma kararına rağmen, boşanmadan hiç bahsetmeyen "bildim bile-----evli" şeklinde beyanda bulunan davacı tanıkları ------ tanıklığına itibar edilmemiştir. Davacı tanığı ----- bir yandan müteveffa ----- ile eşi----- aynı evde yaşadıklarını beyan etmiş, diğer yandan tarafların ortak çocuğu olan diğer davacı ----- boşanmadan önce aynı evde yaşadığını, boşandıktan sonra annesi ile yaşadığını beyan ederek, birbirine tamamen çelişkili beyanda bulunmuştur. Bu nedenle çelişkili tanık beyanına itibar edilmemiştir. Kural olarak, boşanan eşlerin birbirlerine destek olacağı kabul edilemez....

                UYAP Entegrasyonu