Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca kesilen ölüm aylığının kesilme tarihi itibarıyla yeniden bağlanması gerektiğinin ve davacının davalı Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.12.2004 tarihli veraset ilamının iptaline, murisin mirası üç hisse kabul edilerek 3 çocuğu arasında birer hisse olarak paylaştırılmasına karar verildiği, verilen kararın 09/02/2010 tarihinde kesinleştiğinin tespit edilmesi üzerine, davacıya bağlanan ölüm aylığı, hak sahipliği sıfatının kaybedildiğinden bahisle Eylül 2017 itibarıyla kesilmiş ve 85.441,18 TL yersiz aylık borç olarak tahakkuk ettirilmiş olup, ilgili işlemin iptali istemli eldeki bu dava açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Miras Haklarını düzenleyen 181’inci maddesi “Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler. Boşanma davası devam ederken, ölen davacının* mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının* kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.”...
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu haczin takip borçlusunun huzurunda yapıldığı, mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, icra müdürlüğü tarafından sehven İİK’nun 99. maddesinin uygulanmasının ispat yükünün yer değiştirmesi sonucunu doğurmayacağı, haczin yapıldığı konutta borçlu ile alacaklının boşanmadan önce birlikte oturdukları, boşanmadan sonra borçlunun burasını uzaktan akrabası olan üçüncü kişiye 26.08.2005’te satıp, ardından sözleşme ile kiralayarak oturmaya devam ettiğini iddia ettiği, mahcuzların sonradan alınan yeni eşyalar olduğunun kanıtlanamadığı, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğü“ gerekçesi ile davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dilekçesinde, davalı ile Almanya Mahkemelerinin kararı ile boşandıklarını, boşanmadan dolayı yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle 1000 TL yoksulluk nafakasının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, Almanya Mahkemelerince verilen boşanma davasının 05.06.2010 tarihinde kesinleştiğini, davanın bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 20.04.2012 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi cihetine gidilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, boşanmadan sonra açılan, yoksulluk nafakası talebine ilişkin olup, dava 20.04.2012 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararı yabancı mahkemece verilmiş, 05.06.2010 tarihinde kesinleşmiştir....
Anılan 56. madde de, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
Anılan 56'ncı maddede, oldukça yalın olarak “eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen” ibareleri yer almakta olup, kanun koyucu tarafından örneğin; “sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan”, “hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan”, “gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan” veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanmadan Sonra Açılan Maddi ve Manevi Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosya içerisinde bulunan Kaman Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/115 esas, 2013/15 karar sayılı dosyası fotokopi şeklinde olup, dosya içindeki bir takım belgelerin eksik olduğu anlaşılmaktadır. İncelenmesi gerekli görülen bu dosyanın aslının eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.20.11.2014(Prş.) ....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tazminat KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanmadan sonra açılan maddi, manevi tazminat, nafaka ile ziynet alacağı istemine ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 20.01.2017 tarih, 2017/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan (Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin) Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma nedeni ile velayeti annede bulunan küçüğün soyadının değiştirilmesine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 26.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....