Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davada, taraflar boşandıktan sonra davalı kadının çalışmaya başladığı, otomobili olduğu, davalı müşterek çoçuğun ise dava tarihinden önce 18 yaşını ikmal ettiği, davacının ise ekonomik durumunun boşanmadan sonra bozulduğu belirtilerek, yoksulluk nafakasının kaldırılması iştirak nafakasının da çocuğun 18 yaşını doldurması nedeniyle sona erdiğinin tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir....

    eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları adresleri yönünden anılan yerde görev yapmış/yapmakta olan, mahalle/köy muhtar ve azalarından kanaat edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır....

      Dosya içeriğinden dava ve temyize konu 171 parsel sayılı taşınmazın askı ilanının 28.08.1953-26.09.1953 tarihleri arasında, 846 parsel sayılı taşınmazın askı ilanının ise 30.09.1952-31.10.1952 tarihleri arasında yapıldığı, her iki taşınmazın tespitinin de itirazsız kesinleştiği, davanın tespitlerin kesinleşmesinden sonra 21.06.2010 tarihinde kesinleşen kadastroya karşı açıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro mahkemelerinin ancak askı ilan süresi içinde açılan davalara bakmakla görevli olduğu dikkate alındığında mahkemece askı ilan süresinden sonra ve kesinleşen kadastroya karşı açılan bu davanın genel mahkemede görülmesi gerektiği konusundaki gerekçesi yerindedir. Ne var ki, dava Kadastro Mahkemesinde açılmamıştır. Davacı dava dilekçesini Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine hitaben yazmış, tevzi bürosunca bu olgu gözden kaçırılarak dava aynı zamanda kadastro davalarına da bakmakla görevli Ankara 1....

        NO:5/F Kocasinin/Kayseri adresinde yapılan haciz sırasında borçlunun haciz mahallinde bulunmadığı, borçlunun işyeri faaliyetine 31/12/2019 tarihinde son verdiği, bir süre işyerinin boş kaldığına ilişkin tanık anlatımlarının da örtüştüğü ve Karizma isminin araç sektöründe fazlaca kullanılıyor olması ve sunulan vergi levhası, e-yoklama fişi, kira sözleşmesi, esnaf ve sanatkar sicil tasdiknamesi gereğince mahkemece dava kabul edilmişse de; borçlunun ticari faaliyetini kendi yazılı beyanı ve e-yoklama fişinden de anlaşıldığı üzere 31/12/2019 tarihinde işyerini boşaltarak terk ettiği, yine dosya içerisindeki e-yoklama fişinde davacının nezdinde yapılan yoklamada çok kısa bir süre sonra 20/01/2020 tarihinde aynı faaliyet alanında (oto elektrik bakım-onarımı) işe başladığının tespit edildiği, mülk sahibi ile de 15/01/2020 tarihinde kira sözleşmesi düzenlendiği görüldüğünden, Yargıtay 8....

        Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

          Noterliği'nin 30 Aralık 2002 tarihli ve ... yevmiye no'lu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacının kızı ... satıldığını ve aynı tarihte zilyetliğinin de teslim edildiğini, taşınmazı davacının kızı ile evli iken birlikte satın aldıklarını, eski eşi ile ayrı yaşadığı sırada davacının 17/02/2009 tarihinde muvazaalı olarak konutu adına tescil ettirdiğini, boşanmadan sonra da bu evde oturmasında haksız bir işgalin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mülkiyeti davacıya ait olan taşınmazda davalının boşanmadan sonra oturmasının haksız işgal olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Tazminat ve Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 27.06.2016 günü temyiz eden davalı... vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı ... ve vekilleri gelmedi. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, Sulh Hukuk Mahkemesince verilen boşanmadan sonra açılan manevi tazminat istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 3.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 4.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Aile Mahkemesi KARAR Dava, eşler arasında, boşanmadan sonra açılan katkı payına dayalı alacak davasına ilişkin olup, AİLE MAHKEMESİ SIFATI İLE DAVAYA BAKILMIŞTIR. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.3.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından tanzim edilen raporun içeriği, davacı ve eşinin 07/03/2016 tarihine kadar ikamet adreslerinin aynı olması, eşinin denetimden sonra adresini Ankara’ya aldırması, bütün seçimlerde aynı sandıkta ve peşpeşe numaralarla kayıtlı olmaları, davacının mernis adresinde eşi adına denetimden sonra 03/04/2016 tarihinde feshedilmiş gaz aboneliği olması ile tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı ve eşinin boşandıktan sonra birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu