Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı tarafça 15/10/2019 tarihinde başlatılan davaya konu icra takibinde, 27/10/2011- 15/10/2019 tarihleri arasında birikmiş 19.200,00 TL nafaka alacağı ve işlemiş faiz istenilmiş, davacı tarafından ödemelere ilişkin hesap özetleri sunularak nafaka borcu olmadığına dair iş bu dava açılmıştır. İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiası, İİK'nın 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edilmelidir. Nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, Yargıtay 8. ve 12. Hukuk Dairesinin süregelen kararlarında, objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan indirilmesinin hakkaniyet kuralına uygun düşeceği kabul edilmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm birleşen tedbir nafaka davası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki boşanma ve nafaka davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davalı tarafından dava ve birleşen nafaka davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının, boşanma davasına ilişkin temyiz itirazları ile nafaka davasında davacı kadın yararına takdir edilen nafakaya ilişkin temyiz itirazları ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Bağımsız olarak 31.7.2009 tarihinde açılıp, daha sonra açılan boşanma davasıyla birleştirilen nafaka davasında, davacı kadın kendisi için tedbir nafakası talep etmiştir. Tarafların müşterek çocuğu daha sonra 18.10.2009 tarihinde doğmuştur....

      Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da temyizde bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği açıklanmıştır. Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda nafaka artışının yıllık tutarı 2008 yılı için geçerli olan kesinlik sınırı 1250 TL'yi aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple tazminatlar yönünden ONANMASINA, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple nafaka yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE,aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, temyiz peşin harcın yatıran davacıya geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.10.2009 (Pzt.)...

        Aile Mahkemesi'nin 02.05.2008 tarih ve 2006/553 E. 2008 / 315 K. sayılı ilam ile 28.08.2006 dava tarihi itibariyle müvekkil lehine aylık 6.500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini, Davacı / nafaka borçlusunun nafaka ödemelerini düzensiz yerine getirmesi sebebiyle İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü’nün 2013/3127 E. sayılı dosyası ile nafaka alacaklarının, işlemiş ve işleyecek faiz ve ferileri ile tahsili için davacı / nafaka borçlusu aleyhinde icra takibi başlatıldığını, müvekkil; yetersiz olan aylık nafaka miktarının artırılması için dava yoluna müracaat ettiğini, İstanbul Anadolu 9....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Somut olayda; davacı taraf her ne kadar davalıya yapılan ödemeler nedeniyle borçlu olmadıklarını, işlemiş faize takibe ilişkin tüm ferilere itiraz ettiklerini belirtmiş iseler de, davalıya banka hesabı üzerinden yapılan ödemelerin davacı hakkında ilamlı icra takibi başlatıldıktan sonra ödeme emrinin tebliğinden önce yapıldığı, bu durumda davalı/alacaklının icra takibi başlatmakta haklı olduğu, kaldı ki davalı tarafça birikmiş nafaka alacağı dışında devam eden aylara ilişkin nafaka alacağının da talep edildiği, birikmiş nafaka alacağı ile Ocak ayına ilişkin nafaka alacağı miktarı hesaplandığında davacı tarafça yapılan ödemelerin davalının faiz ve feriler hariç asıl alacak olan nafaka alacak miktarını da dava tarihi itibariyle karşılamadığı dosya içeriğinden anlaşılmakla, davacı tarafından davalı hakkında açılan davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçelerle davanın...

        "İçtihat Metni"Nafaka hükümlerine uymamak suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda birikmiş nafaka alacaklarından kaynaklanan şikayetin reddine dair Bayramiç İcra Ceza Mahkemesinin 25/10/2016 tarihli ve 2016/99 esas, 2016/139 sayılı kararına karşı yapılan itirazın kabulü ile anılan kararın kaldırılmasına ilişkin Ezine Asliye Ceza Mahkemesinin 29/11/2016 tarihli ve 2016/162 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 28/07/2017 gün ve 7300 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekindeki dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 08/08/2017 gün ve KYB.2017-47883 sayılı ihbarnamesi ile dairemize gönderilmekle okundu....

          Birleşen nafaka davasında müşterek çocuk Batıkan dava tarihinde reşit olup bu çocuk yönünden kadın tarafından açılan davanın usulden reddinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; İlk açılan dava müstakil tedbir nafakası davasıdır.Boşanma davalarının reddine esas alınan tarafların dava sırasında biraraya gelmeleri vakıası aynı zamanda ilk açılan tedbir nafakası davasında kadının kendisi için talep ettiği tedbir nafakası yönünden de geçerli bir vakıadır.Tarafların bu şekilde sonradan tekrar biraraya gelmeleri en azından müstakil nafaka dava tarihi itibarı ile ayrı yaşamalarını haklı kılacak nitelik ve ağırlıkta bir sebep bulunmadığının da göstergesidir.Bu durumda birleşen tedbir nafakası davasının kadının kendisi için yaptığı nafaka talebi yönünden de reddi gerekir iken kadın lehine kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmamıştır.Bu yönde dairemizce yeniden hüküm tesisi gerekir....

          Somut olayda; davacı ...Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazdığı 14/06/2011 tarihli dilekçe ile kişisel eşyanın iadesi manevi tazminat ve nafaka istemiyle dava açmış olup, nafaka haricindeki diğer talepleri yönünden dava tefrik edilmiş ve ...Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi'nin 20011/97 E., 2012/85 K. Sayılı ilamı ile iştirak nafakası isteminin kabulüne karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Dairemizin 13.09.2012 tarih, 2012/12437 E., 2012/18794 K.sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Ancak nafaka davası bakımından tefrik ile yeni esas alan dosya üzerinden yargılamaya hataen devam olunmuştur....

            HD'nin yerleşik içtihatlarına göre, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için, açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının belgede yazılı olması gerektiğine ilişkin koşul, yeni uygulamalarla yumuşatılmış olup Dairenin son içtihatlarında nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin, nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira, işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yukarıda izah edilen şekilde yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Bunun dışında, ödemenin okul ücreti vs gibi açıklamalar ile yapılması halinde ise, bu ödemeler ahlaki vazifenin yerine getirilmesi kapsamında olup nafakaya mahsup edilemez....

            UYAP Entegrasyonu