Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

da gelirlerinin arttığı belirterek aylık nafaka miktarının arttırılması hususunda İzmir 15....

Nafakaya ilişkin ilamlar, bir borcun veya bir hakkın varlığını belirten ilamlar gibi olmayıp, nafaka alacağı zaman geçtikçe borçlu zimmetinde tahakkuk edeceğinden, takip gününden geriye doğru on yıldan önce işlemiş olan nafaka alacağının zamanaşımına uğradığının kabulü gerekir. Davacı tarafından nafaka alacağının zamanaşımına uğradığı iddiasıyla borca itiraz talepli dava açıldığı, takip dayanağı ilâmın 27/07/2011 karar tarihli olduğu, takip tarihinin 28/04/2021 olduğu, takip tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği, işbu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....

bir durumlarının da olmadığını, dolayısı ile nafaka taleplerinin de haksız olduğunu, nafakanın takdirinde nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumu arasında bir oranlama yaparak taraflar arasındaki dengenin korunmasının gözetilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddi savunulmuştur....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili; 2008 yılına kadar olan nafaka borçlarını Hollanda’da faaliyet gösteren .... aracılığıyla, sonraki borçlarının ........... aracılığıyla ödendiğini, nafaka borcu bulunmadığını, icra emrinde faizin yanlış hesaplandığını ileri sürerek icra emrinin iptalini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve mahkemenin hukuki nitelendirmesi; müşterek çocuğun doğum giderinden kaynaklanan maddi tazminat ve nafaka talebine (bağımsız olarak açılmış nafaka talebi bulunmamakla birlikte, karar davacı tarafından reddedilen tazminat ve nafaka temyiz konusu edilmiştir) ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kanulüne kısmen reddine dair verilen hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulunun 22.12.2015 günlü ve 2015/35651 E. 2015/38360 K. sayılı ilamı ile temyiz itirazlarının incelenmesi için Dairemize gönderilmiştir. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda 15.02.2016 günlü ve 2016/791 E.- 2016/1737 K. sayılı ilam ile eksikliklerin giderilmesi için dava dosyası yerel mahkemeye geri çevrilmiş, eksiklikliklerin giderilmesinden sonra gelen dava dosyası Dairemizin 2016/6125 E. sırasına kaydedilmiştir....

      Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil isede; Dairemizin son içtihatlarında, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, düzenli olarak yapılması durumunda ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Somut olayda; Banka dekontlarında ''diğer", "diğer kira...'' açıklaması ile yapılan ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, bunun dışındaki ödemelerin düzenli olarak yapıldığı gözönünde bulundurularak nafaka ödemesi olarak kabul edilip buna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli değildir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı eşi ile Ardeşen Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/720 Esas - 2005/674 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kararla davalı eşi için 300,00- TL, davalı kızı için ise 200,00- TL nafakaya hükmedildiğini, boşanma kararına rağmen 5 ay öncesine kadar aynı konutta yaşamaya devam ettiklerini, kızının da 18 yaşını doldurup evlendiğini, eski eşinin 5 ay kadar önce evden ayrıldığını ve başkasıyla evlendiğini, kendisi hakkında haksız olarak icra takibi başlatıldığını, lehine nafaka hükmedilen kişinin nafaka yükümlüsü ile birlikte kaldığı süredeki nafaka borcunun toplam borçtan düşülmesi gerektiğini, bu kapsamda kızı 18 yaşını doldurduğu tarihe kadar yanında kaldığından talep edebileceği nafaka bulunmadığını, eşi ile de 15/07/2015 tarihine kadar birlikte yaşadıklarından onun da bu tarihe kadar talep edebileceği nafaka bulunmadığını, ayrıca her nafaka dönemi için faiz talep edilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürerek Artvin İcra Müdürlüğü'nün...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki “boşanma” ve “nafaka” davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (kadın) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle evrak okundu, gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kadının, kocanın boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı tarafından bağımsız olarak açılan aynı yer mahkemesindeki nafaka davası, boşanma davasıyla birleştirilmiş, birleştirmeden sonra 26.11.2010 tarihli oturumda nafaka davası, takipsiz bırakılması sonucu Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409/1. maddesi gereğince işlemden kaldırılmış, bu tarihten başlayarak yasal üç aylık süre içinde de yenilenmemiştir....

          Bir davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi için dava şartlarının mevcut olması gerekir. Yargılamanın ön inceleme aşamasında dava şartlarının incelenmesi ve dava şartlarının bulunmaması halinde tamamlanabilecek dava şartları hakkında bunların tamamlanması için gerekli kararların alınması; tamamlanma olanağı bulunmayan dava şartları var ise, davanın usulden reddi gerekir. (HMK. m.137/1) Hukuki yarar, davanın konusuna ilişkin dava şartlarındandır. Davacının dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Dava hakkı, hukuki yarar ile sınırlı olup, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerekir. (HMK m. 114/1-h) TMK'nın 176/3.maddesinde; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi halinde kendiliğinden kalkacağı hükme bağlanmıştır....

            , ancak müvekkilemin alacağı nafaka alacağı olduğunu, alacakların nitelikleri aynı olmayıp, nafaka alacağı adi alacaktan mahsup edilemeyeceğini, bu sebeple davacı yanın mahsup talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu