Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece dayanak ilamın 09/04/2021 tarihinde tavzihi ile, nafaka alacağına dava tarihi 01/06/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4.500,00- TL iştirak nafakasına ve her yıl değişen oranlarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında olan artışın her yıl mevcut nafaka miktarı üzerinden artışla hesap edilmesine hükmedildiği anlaşılmış olup mahkeme hükmünün aynen infazına ilişkin zorunluluğun tavzih hükmünü de kapsadığı göz önüne alındığında, borçlunun nafaka borcunun doğduğu dava tarihi 01/06/2016 tarihinden itibaren sonraki sene 01/06/2017 tarihi itibariyle nafaka artış miktarının hesaplanması gerekmekte olup, dosya içeriğinde bulunan 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda bu yönde bir hesaplamaya gidilmediği ve yapılan hesaplamada nafaka başlangıç ve artış tarihlerinin bilirkişi tarafından nafaka alacaklısının aleyhine olacak şekilde daha sonraki tarihlerden başlatılarak bu suretle birikmiş nafaka borcu ve işleyecek nafaka miktarının eksik belirlendiği, bu konu aleyhine takip alacaklısı...

Diğer taraftan, her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir. Somut olayda; taraflar 23.05.2005 tarihinde boşanmış, nafakaların artırılması için nafaka alacaklısı en son 10.07.2009 tarihinde dava açmış, mahkemece 26.07.2011 tarihli ilamla aylık 3.000,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 3.500,00 TL'ye, müşterek çocuklar için ödenen aylık 2.100,00 er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 3.000,00 er TL'ye çıkartılmasına ve karşı davanın reddine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 16.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir....

    Kurt'a 3 aylık emekli maaşının 3/4'ünü müşterek çocuklar ve eşi için nafaka olarak ödemeyi kabul eder, bir yıllık nafaka ödemesi sonunda nafaka artırımının dava açmadan emekli maaşına gelecek olan zam oranında otomatik olarak nafaka artırımı yoluna gidecek bunun için tarafların birbirlerine ihtar çekmesine ve bildirimde bulunmasına gerek duyulmayacaktır.'' şeklinde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, tarafların müşterek kızları olan Beyza'nın 12.11.1986 doğumlu olup dava tarihi ( 07.04.2011) itibariyle 24 yaşında olduğu, endüstri mühendisi olarak özel bir şirkette çalıştığı, aylık 1.200 TL maaşının olduğu, diğer kızları Burçak'ın 23.02.1982 doğumlu olup dava tarihinde 29 yaşında olduğu, avukat olarak çalıştığı ve 2010 yılında evlendiği, davalı ...'in ise ev hanımı olup gelirinin olmadığı, kızı Beyza ile yaşadığı anlaşılmaktadır....

      TMK.nun 364-366 maddelerine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önüne tutularak açılır. TMK'nun 365/3. maddesinde nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği; TMK'nun 366. maddesinde ise korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, asıl davanın 25.02.2010 tarihinde, birleşen davanın ise 16.07.2010 tarihinde açıldığı, fiilen kuruluşta bakılan davalıların üstsoyu ...'in 21.08.2010 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Nafaka davaları dava açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder,ayrıca her dava açıldığı tarihteki şartlara göre karara bağlanır. Mahkemece dava açıldığı tarih ve ...'...

        Dava; yardım nafakasının artırılması talebine ilişkindir.Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılmasına karar verilebilir. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir"düzenlemesi yeralmaktadır. Artırılması istenen nafaka 27.06.2011 tarihindeki koşullara göre verilmiş olup, eldeki artırım davasının açıldığı 18.07.2012 tarihine kadar geçen 1yılı aşkın sürede tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafaka alacaklısının ihtiyaçları değişmiştir....

          Aile Mahkemesinin 07/02/2007 tarih 2006/1254 Esas 2007/121 Karar sayılı ilamına dayanarak ilamlı icra takibi yapılmış, icra emri 09/11/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, 16/11/2016 tarihinde açılan dava ile itfa nedeni ile takibin iptali istenilmiş, mahkemece dava dilekçesinde bildirilen bankalara yazı yazılarak ödemeye ilişkin belgeler istenilmiş, yazı cevaplarının gelmesini müteakip dosya bilirkişiye verilmiş, bilirkişi raporunda davacı ödemelerinde nafaka borcu için ödendiği açıklaması bulunmadığı, takibe konu dönem için davalının 24.000 TL nafaka ödemesi gerektiği, davacı tarafından davalı hesabına yapılan ödemelerin toplamının 50.774,64 TL olduğu bildirilmiş, mahkemece ödemelerin davacıya ait nafaka alacakları için yapıldığı kabul edilerek, şikayetin kabulüne, takip tarihi itibariyle işlemiş nafaka borcu bulunmadığının tespitine, fazla ödemelerin iadesinin yargılamayı gerektirdiğinden reddine karar verilmiştir. Ankara 8....

          Nafaka alacaklısı (davacılar) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava aça-bilecekler, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9. madde gereğince) dava açabileceklerdir. Mahkemece, boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında (yoksulluk veya iştirak) "davalının yerleşim yeri" mahkemesinin yetkili olduğu (TMK'nın 175. maddesi) belirtilmiş ise de; yukarıda da açıklandığı gibi olayımızla ilgili yetki kuralı TMK'nın 177. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre de; "nafaka alacaklısının (davacının) yerleşim yeri" mahkemesi yetkili mahkemedir. Öte yandan bu yetki kesin yetki olmayıp, kanunun gerekçesinde de açıklandığı üzere genel yetki düzenlemesidir. Nafaka alacaklısına yukarıda belirtildiği gibi seçimlik hak tanır. Bu nedenle davalı tarafın yetki itirazı bulunmadığı takdirde mahkemece re'sen de incelenemez. Davacılar (nafaka alacaklıları) işbu davayı kendi yerleşim yerleri olan K.....

            Bunun yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 177. maddesinde ise nafaka davalarında yetkili olan mahkeme düzenlenmiştir. Buna göre; "Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir"Bu düzenleme ile, genellikle ekonomik ve mali açıdan güçsüz durumda olan nafaka alacaklılarının; nafaka yükümlüsünün (davalının) bulunduğu yer mahkemelerinde masraf yapıp, gelerek dava açmaları ve bu suretle mağdur olmaları önlenmek istenmiştir. Burada zayıfı korumak amacı ile genel yetki hükmü getirilmiş ve seçimlik hak tanınmış bulunmaktadır....

              Hukuk dairesinin yerleşik içtihatlarında da benimsendiği üzere, nafaka borcunun itfa edildiğinin ispatı bazı özellikler gösterir. Nafaka alacaklısı belli bir süre nafaka borçlusu ile oturup onun tarafından infak ve iaşe edilmişse, nafaka borçlusu bu süre için nafaka ödemekle yükümlü değildir (nafaka alacaklısı çocuğun annesinin yanından ayrılarak nafaka borçlusu olan babasının evine gelmesi, babası tarafından infak ve iaşe edilmesi gibi). Buradaki nafaka borçlusu koca veya babanın, karısını veya çocuğunu infak ve iaşe ettiği süre için ayrıca nafaka ödeme yükümlülüğü yoktur. Bu hâlde, nafaka borçlusu kendisinden bu süreye ait nafakanın da istenmesi üzerine icra mahkemesinden bu süreye ait nafaka için icranın geri bırakılmasını isteyebilir ve bu fiilî durumu (hukuki fiili) İİK'nın 33. maddesindeki belgelerle bağlı olmaksızın, her türlü delil ile bu arada tanık delili ile ispat edebilir....

              Bu kez ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; Müvekkili aleyhine nafaka alacağına ilişkin başlatılan Kayseri İcra Dairesi'nin 2019/103479 E. sayılı icra dosyası ile müvekkilinin emeklinin maaşına ilişkin haciz konulduğunu, güncel nafaka bedeli ve takipte kesinleşmiş olan birikmiş nafaka bedelinin müvekkilinin maaşından tahsil edilmeye başlandığını, müvekkilinin birikmiş nafaka borcunun bulunmadığını, takibe geçildiği tarihten itibaren takip öncesindeki birikmiş nafaka haricindeki güncel nafaka tutarlarının tamamının müvekkilinin emekli maaşından her ay düzenli olarak kesildiğini, aynı şekilde birikmiş nafaka bedeli içinde müvekkilinin emekli maaşında haciz bulunmakta olup maaşının 1/4 ü kesilerek öncelikle güncel nafaka kesimi yapılıp ,kalan tutar birikmiş nafaka için kesilmekte olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada 31.08.2005- 03.02.2022 tarihleri arasındaki nafaka tutarlarına ilişkin olarak aylık nafaka bedellerine muaccel hale...

              UYAP Entegrasyonu