Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayın çoğunluk tarafından "davalı (kadın) tarafından davacı aleyhine 22.02.2012 tarihinde nafaka davası açıldığı ve 'ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklı olduğu' kabul edilerek Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince nafakaya hükmolunduğu, bu kararın da kesinleştiği anlaşılmakla, nafaka davasında davalı yararına nafaka bağlanmasını gerektirici sebep ve delillerin eldeki boşanma davasında toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek, sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiğinden" bahisle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Dava kamu düzenine ilişkin bir dava olmadığı gibi, mahkemece, resen delil toplanmasını gerekli kılar nitelikte bir dava da değildir. Bu nedenle gerek davalı, gerekse davacı tarafından delil olarak dayanılmayan nafaka dosyasındaki "nafaka bağlanmasını gerektirici sebep ve delillerin" davacı aleyhine değerlendirilmesi amacıyla mahkeme kararının bozulması usul ve yasaya aykırıdır....

    Nafaka alacaklısı (davacı) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecek, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9.madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir. Dosyanın incelenmesinde; nafaka alacaklısı davacı kadının yerleşim yeri adresinin "Camili Mahallesi, 1601 Küme Evleri A Blok 1A/6 Adapazarı/ Sakarya" olarak kayıtlı bulunduğu, bu itibarla davanın yetkili nafaka alacaklısı davacının yerleşim yeri mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. O halde; nafaka alacaklısı davacının kendi yerleşim yerinde dava açtığı ve mahkemenin yetkili olduğu görülmekle; işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      Nafaka alacaklısı (davacı) isterse kendi yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilecek, isterlerse davalının ikametgahı mahkemesinde (HUMK 9.madde - HMK 6.madde gereğince) dava açabileceklerdir. Dosyanın incelenmesinde; nafaka alacaklısı davacı kadının dava dilekçesinde Aziziye Mahallesi ...adresini bildirerek dava açtığı, dosya içerisinde bulunan davacıya ait nüfus kayıt örneğinde de aynı adresin kayıtlı bulunduğu, böylelikle davanın yetkili nafaka alacaklısı davacının yerleşim yeri mahkemesinde açıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca; karşı dava, asıl dava ile birlikte incelenip karara bağlanır. Asıl dava ile karşı davadan birinde yapılan usul işlemleri her iki dava içinde geçerlidir ve taraf delilleri birlikte incelenir....

        İlk derece mahkemesince tarafların dayandığı banka kayıtları ve deliller ilgili kurumlardan getirtilmiş, davacının itfa itirazı yönünden, dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi Aytaç Erkoç tarafından düzenlenen 03/12/2019 tarihli bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş ve mahkemece bu rapora itibar edilerek dava dışı Demiralay Mimarlık Müh., İnş. Şti. tarafından yapılan nafaka açıklaması bulunmayan ödemeler de nafaka borcunun ödenmesi olarak kabul edilerek karar verilmiştir. Banka kayıtlarına göre, davalıya ve ortak çocuklara muhtelif tarihlerde ve miktarlarda gerek davacı, gerekse dava dışı Demiralay Mimarlık Müh., İnş. Şti. tarafından ödemeler yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekilinin, nafaka açıklaması bulunmayan dava dışı şirket tarafından yapılan ödemelerin nafaka ödemesi olarak yapıldığına ilişkin kabul beyanı bulunmamaktadır....

        İlk derece mahkemesince takip dayanağı ilamın karar tarihinden önce PTT aracılığıyla yapılan toplam 6.000,00 TL ödeme nafaka borcundan mahsup edilmişse de, yukarıda belirtilen Yargıtay içtihatları ile, nafaka yükümlülüğü doğmadan yapılan ödemelerin nafaka borcundan mahsup edilemeyeceği, nafaka ilamında nafakanın dava tarihinden başlatılmasının da sonuca etkili olmadığı dikkate alındığında, bu ödemelerin nafaka karar tarihi olan 07/10/2021 tarihinden önce olması nedeniyle nafaka borcundan mahsubu mümkün olmayıp, ahlaki ödeme kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Dosyadan alınan bilirkişi raporu ile, 19/11/2021 tarihli ödeme tarihi itibariyle vekalet ücreti hariç ilama göre toplam borç 31.195,39 TL olup, 19/11/2021 tarihinde ödenen 26.525,00 TL'nin mahsubu ile geriye 4.670,39 TL borcun kaldığı anlaşılmıştır. 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164/son maddesinde; "Dava sonunda, kararla tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekalet ücreti, avukata aittir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 05/11/2020 NUMARASI : 2018/442 2020/460 DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Haksız Eylemden Kaynaklanan) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı Hilal COŞKUN'un Bandırma Aile Mahkemesinin 2009/638 Esas 2010/733 Karar sayılı ilamı ile boşanmış olup müşterek çocukları Emine Zübeyde ve Melike Zümra'nın velayetleri davalı tarafa verilmekle her bir müşterek çocuk için aylık 150,00 TL'den toplam 300,00 TL nafakaya hükmedildiğini, müvekkili tarafından hükmedilen nafaka bedellerinin icrai takibinden önce davalının banka hesabına her ay yatırıldığını, davalı tarafından nafaka miktarının artırılması için dava açıldığını, açılan dava sonrasında nafakanın 350,00'şer TL'ye çıkartıldığını, davalı tarafından Fatsa İcra Müdürlüğünün 2017/2585 Esas sayılı icra takip dosyası ile nafaka alacaklarına mahsus 5.399,22 TL üzerinden takip başlatıldığını,...

        Mahkemece, lehine nafaka istenen çocuğun anne ve babasının hayatta olmasına rağmen büyük anne ve büyük baba aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanunun 364/1 maddesine göre, herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra gözönünde tutularak açılır. Nafakanın, yükümlülerin bir veya birkaçından istenmesi hakkaniyete aykırı ise, onların nafaka yükümlülüğü azaltılabilir veya kaldırılabilir. (365/1.2,3) Somut olayda davacı, çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamadığı gerekçesiyle davalılardan yardım nafakası talep etmektedir. Lehine nafaka talep edilen çocuk davalıların torunudur (alt soyudur)....

          HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/522 KARAR NO : 2021/2445 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ORTACA İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/09/2019 NUMARASI : 2018/185 ESAS, 2019/147 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; DAVA: Davacı vekili 23/11/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili aleyhine Ortaca İcra Müdürlüğünün 2016/6814 esas sayılı dosyası üzerinden nafaka alacağının tahsili amacıyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bugüne kadarki nafaka ödemelerini banka vasıtasıyla zamanında yerine getirdiğini, davalı alacaklının talebi üzerine Ortaca İcra Müdürlüğü tarafından nafaka farkları ile ilgili olarak 17/10/2018 tarihinde hesaplama yapılarak 9.432,37- TL birikmiş nafaka alacağı farkının ödenmesi için...

          Aile Mahkemesi'nin 2021/193 Esas 2013/254| Karar sayılı ilamı ile hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası olduğu, takip tarihine kadar birikmiş nafaka alacağı ile 01.10.2021(takip tarihi) tarihinden başlamak üzere devam edecek aylara ilişkin işleyecek cari nafaka alacağı olduğu, dava tarihinin ise 03.11.2021 olduğu, tedbirin ancak dava tarihine kadar birikmiş nafaka alacağı yönünden verilebileceği, dava tarihinden sonraki dönemde işleyecek iştirak ve yoksulluk nafakalarının tedbirin kapsamında olamayacağı kabul edilmelidir. Özellikle mahkemenin itirazın reddi kararı gerekçesinde davacının davasına dayanak yaptığı tutanak ile ilgili savcılık soruşturması sonucunun beklenmesi gerektiği şeklindeki görüşü, soruşturma ve ceza yargılamasının sonuçlanması için geçmesi gereken muhtemel süre ve takibin dayanağı nafaka alacaklarının mahkeme kararına dayanması hususları bir bütün olarak gözetildiğinde aksinin kabulü halinde kanun koyucunun amaçladığı sonucun ortadan kalkacağı tabidir....

          Nihai kararda ise "mükerrer ödemeye yer vermemek" kaydı konularak birleşen dosyada takdir edilen aylık 400 lira tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmiş, hükmün (B) bendinde ise birleştirilen nafaka davası reddedilmiştir Bir yandan nafaka davasında, o dava tarihinden geçerli olmak üzere nafaka tayin edilip, nihai hükümde de "birleşen dosyada takdir edilen nafakanın" hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilip, diğer yandan aynı hükümde "birleşen nafaka davasının reddine" karar verilmesi, açıkça çelişki oluşturmaktadır. Hükümde nafaka davası bakımından yaratılan bu çelişki sebebiyle, birleşen nafaka davasıyla ilgili temyiz denetimi yapılamamıştır. Bu hususta yeniden hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir....

            UYAP Entegrasyonu