Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Verilmesi - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafaka davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 14.07.2004 gün ve 5219 sayılı yasa ile değişik 427/2. maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 21.07.2004 tarihinden itibaren 1000 YTL’ye çıkarılmıştır. 5212 ve 5236 Sayılı Yasalar uyarınca, her yıl “yeniden değerlendirme oranına” göre bulunacak miktarlar dikkate alınarak, belirtilen konularda değer itibarıyla bu miktarların altında kalan kararlar kesindir. Hukuk Genel Kurulunun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında da temyizde bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceğini açıklamıştır....

    Davalı-davacı (kadın) ayrı yaşamakta haklı olduğunu kanıtlayamadığından nafaka davasının reddi gerektiği, ancak kadına boşanma dava tarihi ile boşanmanın reddi kararının kesinleştiği tarihe kadar Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca tedbir nafakası verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir....

      Mahkemece, davacı ... ......... tarafından açılan nafakanın artırılması davasının reddine, davalı karşı davacı ... tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının reddine, davalı-karşı davacının nafaka miktarının azaltılması talebinin kabulü ile davacı ... .........'a ödenen aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihi olan 09.01.2013 gününden itibaren 50,00 TL indirimle aylık 125,00 TL olarak ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren ....820,00 TL'ye çıkarılmıştır. ... ... Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/...-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

        tarihleri, hesaplanan faiz ve talep edilen faiz oranının yasalara ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu ve itiraz ettiklerini, icra takibinde talep edilen faiz oranının %12 olduğunu, nafaka alacaklarında ise sadece yasal faiz talep edilebileceğini, müvekkilinin dava tarihiden itibaren birikmiş nafakalarını ödediğini, tüm bu açıklanan nedenlerle borca ve faize yapmış oldukları itirazların kabulü ile takibin iptaline, dava sonuçlanıncaya kadar takibin tedbiren durdurulmasına, davalının %20'den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

        GEREKÇE : Dava; iştirak nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. İştirak nafakası aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119 Esas, 2012/7991 Karar ve 26/03/2012 tarihli kararı) Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuklar için aylık 150,00 şer TL olan iştirak nafakalarının aylık 350,00 şer TL arttırılarak, aylık 500,00 er TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş olup, ayrı ayrı yıllık nafaka miktarları 5.390,00 TL'yi geçmemektedir....

        Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile Akhisar 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı ile boşandıklarını, davacının uzun yıllar boyunca nafaka alacaklarını ödemediğini, nafaka alacağını icra yolu ile tahsil etmesini engellemek için sigortaya tabi işlerde çalışmasına rağmen durumu SGK'ya bildirmediğini ve bu nedenle davalının maaşından alacağını tahsil edemediğini, bugüne kadar icra bedellerinin tahsil edilemediğini, davalı hakkında nafaka hükmünü ihlal suçunu işlediği için mahkumiyet kararına rağmen nafaka bedellerinin tahsil edilemediğini, icra dosyasında yapılan SGK sorgulaması sonucunda davacının SGK emeklisi olduğunun anlaşıldığını ve 2021 yılı Mayıs ayından beri kendisinden nafaka bedelinin tahsil edilebildiğini, davacının 2008 yılından bu yana nafaka borçlarını ödemediğini, umursamadığını ancak icra yoluyla maaşından kesinti yapılmasının üzerine dava açtığını, davacının dava dilekçesinde kendini mağdur durumda olduğunu iddia ettiğini ancak davacının sosyal ve ekonomik durumunun...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Birleşen nafaka davasında koca vekili Av. ...ile kadın vekili Av. ...'ın vekaletnameleri bulunmamaktadır. Vekaletname aslının ya da onanmış örneğinin her dosya için ayrı ayrı verilmesi zorunludur. (HUMK.67/son m.) Vekaletname ibrazının istenmesi verilmediği takdirde birleşen dava yönünden; karar ve temyiz dilekçesinin davacı-davalı koca ile kararın nafaka dosyasında kadın vekili olan Av. ...'e tebliğinin sağlanması için dosyanın mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 18.12.2008 (prş.)...

          Davalı karşı davacı cevap ve karşı dava dilekçesinde, boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olmasından dolayı yetki itirazında bulunduğunu, davacının yeniden evlilik yapmış olması nedeniyle aile huzurunun bozulmaması için kıt kanaat geçindiği halde nafaka artırım talebinde bulunmadığını belirterek davacının davasının reddine, karşı davasının kabulü ile, nafakanın aradan geçen zaman ve takdir edilen miktarın ihtiyaçlarını karşılamaması nedeniyle aylık 400, TL ye artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Aile Mahkemesinin 08/02/2013 tarihli, 2013/66 E., 2013/84 K. sayılı ilâmına dayalı olarak nafaka alacağı yönünden Ankara Batı İcra Müdürlüğünün 2020/7837 Esas sayılı dosyası ile ilamlı takip yapıldığı, alacaklı vekilinin istinaf dilekçesinde edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı davacının borçları olduğunu belirtmiş ise de bu konuda herhangi bir belge sunmadığı gibi takibe konu ilamda da bu konuda bir hüküm kurulmadığı, dava dilekçesinde nafaka alacağının fazlasıyla ödendiği belirtilerek icranın geri bırakılmasının talep edildiği, buna ilişkin sunulan ödeme belgelerinin incelenmesinde, belgelerde nafaka açıklaması yer almamakla birlikte her ay düzenli yapılan ödemelerin, ödenen miktar da gözetildiğinde, bu ödemelerin nafaka için olduğunun kabulü gerektiği, alınan bilirkişi raporunun ilmi ve teknik verileri haiz, hükme ve denetime elverişli olduğu, davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı, ancak itirazın kabulü halinde İİK.'...

          Mahkemece davacının dayandığı banka kayıtları ve PTT kayıtları da getirtilerek, dosya üzerinde iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ilk bilirkişi raporunda çocuklardan Tutku'nun reşit olmasından sonra nafaka borcunun devam edeceği kabul edilerek ve davacı tarafından yapılan ödemelerin hangisinin nafaka ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmeden, borç miktarının hesaplandığı, ikinci bilirkişi raporunda ise, sadece reşit olan çocukla ilgili nafaka alacağı hesabının çocuğun reşit olduğu tarihe kadar hesaplandığı, ancak yine yapılan ödemelerden hangisinin nafaka ödemesi olarak kabil edilmesi gerektiği belirlenmeden hesaplama yapıldığı ve bu durumda ödenmemiş nafaka borcunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece ilk bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu