Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 2445 parsel sayılı taşınmazın 332/421 hissesi 28.06.1988 yılında satış yolu ile davalı adına tapuya tescil edilmiştir. Davacı kadın 800 gram altın vermek suretiyle taşınmaz üzerindeki 2 ve 3 nolu meskenler ile 5 ve 6 nolu dükkanların yapımına katkıda bulunulduğunu iddia etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Mal Rejimi Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün her iki boşanma davası ile mal rejiminin tasfiyesi talebi yönünden temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan 3.5.2011 günü duruşmalı temyiz eden ... ... ... vekili Av. ... ... ile karşı taraf davalı-davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM mad. 170.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa 10, TMK mad. 202/1). Tasfiyeye konu 14 nolu mesken, eşler arasında mal ayrılığının rejiminin geçerli olduğu 26.07.1990 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiştir. Davacı kadın ziynetlerini vermek ve çalışarak elde ettiği gelirler ile katkıda bulunduğunu iddia etmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK mad. 179)....
Hukuk Dairesinin ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşlerin arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi ilkesi gereğince (6100 sayılı HMK mad. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8....
Türk Medeni Kanunu’nun 225 nci maddesine göre; mal rejiminin, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona ermesi, Yargıtay'ın sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesinin gerekmesi, başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesinin gerekmesi, mal rejiminin sona ermesinin, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulunun olması, mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 30 uncu maddesi) bekletici mesele yapılması, tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı kadın tarafından davalılarca yerine getirilmediği iddia edilen 350 gram mehr-i müeccel altın yönündeki talebinin dosyadan tefrik edilerek Dairemizin 2021/2173 Esasa kaydedilerek tarafların istinaf incelemelerinin tefrik edilen dosya üzerinden değerlendirilmesine karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; 1- DAVANIN KABULÜ ile; EV EŞYASI YÖNÜNDEN; - Yatak Odası Takımı / Gümüşlük = 1.100,00 TL - Oturma Grubu = 900,00 TL - Çekyat = 600,00 TL - 3 adet Halı (6m2) = 180,00 TL - Buzdolabı = 700,00 TL - Çamaşır Makinesi = 500,00 TL - Fırın = 500,00 TL - 55 Ekran TV = 250,00 TL - Elbise Takımı Komple (maddi değeri kalmamıştır.) = 0,00 TL - Kızın Çeyiz Sandık İçi Komple = 850,00 TL - Kızın Mutfak Malzemeleri Komple = 500,00 TL - Halı 6m2) = 120,00 TL - Perde Takımı Komple = 250,00 TL GENEL TOPLAM = 6.450,00 TL ZİYNET EŞYASI YÖNÜNDEN; - 22 ayar altın bilezik ve takıları 100.00 gr x 435.00 = 41.200,00 TL - 3 adet 14 ayar yüzük ve küpe yaklaşık toplam 12.00 gr x 280.00 = 3.062,88 TL - l adet saat = 350.00 TL GENEL TOPLAM = 44.612,88 TL -Ev eşyaları ile 22 ayar 100.00 gr altın ile 3 adet 14 ayar yüzük - küpenin ve bir adet saatin aynen iadesine, aynen iadenin...
Davacı vekilinin eldeki davası boşanma davasından tefrik edildikten ve incelenen iş bu esasa kaydedildikten sonra ön inceleme duruşmasında belirtilen bağımsız bölümün evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmaz olup ortak aldıklarını, davalı adına 1/2 hissesinin iptali ile müvekkil adına tesciline, olmadığı takdirde mal rejimi tasfiyesi nedeniyle bedel iadesine ilişkin dava olduğunu beyan etmiştir. Aynı duruşmada davalı vekili beyanları kabul etmediğini beyan etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yargılama sonucunda mahkemece; davacının mal rejiminin tasfiyesi sonucunda oluşan hakkı kişisel hak niteliğindeki bir alacak hakkı olup ayın (mülkiyet) istenemeyeceğinden davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağa ilişkin davanın genişletilmesi mahiyetinde olan terditli talebinin de davalı vekili tarafından açıkça muavfakat edilmediğinden yasal koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Taraflar 21.10.1986 tarihinde evlenmiş, 13.09.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın 01.07.2013 tarihinde kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.) Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y.nın 10.m.). Dava konusu 441 ada 61 parselde bulunan 212 nolu bağımsız bölüm davalı eş tarafından 15.05.2006 tarihinde satış yolu ile iktisap edilerek adına tescil edilmiş, daha sonra 11.07.2012 tarihinde üçüncü bir kişiye, ondan da 21.11.2012 tarihinde başka bir üçüncü kişiye satılarak devredilmiştir. Tarafların........
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09/05/1997 yılında evlendiklerini, evlilik birliği devam ederken taraflarca ortak şekilde alınan ve davalı adına kayıtlı bulunan tapuda Karaman, Merkez, Kırbağı Mh. 2383 ada, 2 parselde bulunan zemin kat olarak kayıtlı taşınmazın edinildiğini, düğün sırasında ve mehir olarak takılan 10 adet 16 gr'lık 24 ayar bilezik ve 1 altın set olarak takılan ziynet eşyalarının ev alınması sırasında tamamı satılarak taşınmazın alımında kullanıldığını, söz konusu taşınmazın edinilmiş mal rejimine tabii olduğunu, Karaman Aile Mahkemesinin 2014/296 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, müvekkilinin 1/2 oranında doğan bir alacak hakkı olduğunu bildirerek, dava konusu edilen taşınmaz değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL'nin edinilmiş mal ve değerler ile katkı payı alacağı olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava...