Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında başka bir mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olacaklardır. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı 30.01.2003 tarihi itibariyle sona ermiştir. Uyuşmazlık konusu mallar (dava konusu 41064 ada 1 parselde kain 4 nolu bağımsız bölüm hariç ) 743 sayılı TKM.nin 170. maddesine göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğine göre; uyuşmazlığın Borçlar Kanunu'nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekmektedir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir olarak kararlaştırılan 22 ayar 200 gram altının davacıya teslim edildiğine dair senet içeriğinde tarafları bağlayıcı herhangi bir beyan ve imza bulunmadığı, davacının mehir ediminin yerine getirilmediğini iddia etmesi karşısında ispat külfetinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile davalıda olduğu, senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemeyen davalının kendisine verilen sürede yemin delilini de kullanmadığı, cevap dilekçesinde bağıştan rücu definde bulunulmadığı için boşanma davasının bekletici mesele yapılmasının da zorunlu olmadığı, işbu davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olmaması sebebi ile davacının her zaman mehirden kaynaklı alacağını talep edebileceği, her ne kadar davalı ıslahın kesin süreden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de, ıslah nedeni ile kesin süre verilebilmesi için tarafın ıslah ettiğini bildirmesinin gerektiği, ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini...

    Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olup, boşanma davası ile birlikte talep edildiği, Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesince boşanma kararı verilmesi ile birlikte bu talebin tefrik edildiği ve yetkisizlik kararı verildiği anlaşılmaktadır. Mal rejimi tasfiyesi davalarında, mal rejimi boşanma ile sona ermişse yetkili mahkemenin boşanma davasındaki yetkili mahkeme olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesince karar bağlandığı, mahkemenin yetkisine taraflarca yapılmış yetki itirazı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre uyuşmazlığın Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesine görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Iğdır Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) ve ... Aile Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mal rejiminin resmen tasfiyesi ve katılma alacağının tahsili istemine ilişkindir. Iğdır Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesince, davanın birleştirilmesine karar verilen dava ile birlikte...'da açıldığı uyuşmazlığın çözümünde Iğdır mahkemelerinin yetkili olmadığı gerekçesi ile yetkisizlik kararı verilmiştir. ... Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mal rejimi tasfiyesine ilişkin olduğu, yetkinin kesin yetkiye tabi olmadığı gerekçesi ile yetkisizlik kararı vermiştir. Dosyanın incelenmesinde, uyuşmazlığın mal rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağına ilişkin olup, boşanma davası ile birlikte talep edildiği, ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası İadesi ... ile ... aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası İadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.04.2014 gün ve 380/284 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı ... vekili, boşanma davası ile birlikte açılıp tefrik edilen davada, dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, ayrıca 03.10.2012 tarihli dilekçede sayılan ziynet eşyaları nedeniyle alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

          Kaya vekili, boşanma davası ile birlikte açtığı davada, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk ve davacı lehine nafakaya hükmedilmesine, dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyalarının misliyle, mümkün değilse bedelinin tahsiline, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı, artık değer ve değer artış payına ilişkin tüm talep haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili, boşanma davasına verdiği cevap dilekçesinde, düğün sonrası elde edilen ziynet eşyalarının dava dilekçesinde iddia edildiği gibi vekil edeni tarafından zorla bozdurulup alınmadığını, aksine üstüne vekil edeni tarafından bir miktar para konularak davacının kullandığı ... plakalı aracın evlilik birliği içinde alındığını ve davacının isteği üzerine davacı adına tescil edildiğini açıklayarak, aracın bedelinin vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiştir....

            Davacının 11/03/2019 tarihli açıklama dilekçesiyle, ziynet eşyaları ve bedellerini ayrıntısı ile açıkladığı anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemenin 07/03/2019 tarihli ara kararında özetle; Davacının talep ettiği eşyaların nelerden ibaret olduğunu açıklaması ve dava değerini belirtmesi için 1 haftalık kesin süre verilmesine, aksi halde eşya talebi hakkında işlemden kaldırma kararı verileceğine karar verilmiştir. Mahkemenin 19/04/2019 tarihli ara kararında özetle; Davacının mal rejiminin tasfiyesi talebi dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının tefrik edilen mal rejiminin tasfiyesi davasında dava değerini açıklamadığı, buna ilişkin ihtara uymadığı, dosyanın işlemden kaldırılması gerekli görülmeyerek, sürenin dolması sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....

            GEREKÇE : Dava, ölen eşin mirasçısı tarafından sağ kalan eşe karşı açılan mal rejiminin tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı mirasçı, davayı açmakta hukuki yararının olduğunu bildirerek davanın reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. TMK madde 225 'te " Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer." demekte olup bu halde eşlerin ölümü halinde de mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilcektir. TMK madde 236 te " Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir." denilmektedir. Yasal düzenlemeler gereği bir eşin ölümü halinde sağ kalan eş ölen eşin mirasçılarına karşı bu davayı açabileceği gibi ,ölen eşin mirasçıları da sağ kalan eşe karşı mirasın tasfiyesini ve katılma alacağını talep edebilecektir....

            Bir başka anlatımla mal rejimi boşanma davası ile sona eren evlilikte, boşanma davasından verilen hükmün kesinleşmesi koşuluyla geriye etkili olarak, boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona erer. Evlilik sona ermeden mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili olarak yapılan anlaşmalar hükümsüzdür. Mahkemenin davanın reddine gerekçe yaptığı, davacının tek taraflı olarak düzenlediği 10.08.2011 tarihli ibraname başlıklı belgede, davacı boşanma davasından verilen nafaka ve maddi tazminat alacaklarının tahsili yanında mal rejimine ilişkin tasfiye niteliğinde açıklamada da bulunduğu, aldığı alacaklar karşılığında mal rejiminden kaynaklanan hakları da dahil her türlü alacağından davalıyı ibra ettiğini beyan etmişse de; bu ibraname, mal rejimi yönünden evliliğin devam ettiği süre içinde yapılmış olduğundan hükümsüz olup mal rejiminin tasfiyesi yönünden hukuki sonuç doğurmaz....

              Görüldüğü üzere, mal rejiminin tasfiyesi anlaşmalı boşanma kapsamında değildir. Başka bir anlatımla boşanmanın mali sonuçları hususunda taraflarca kabul edilecek düzenleme, mal rejiminin tasfiyesine yönelik istemleri içermez. Ne var ki, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin isteklerin boşanma davasına ait anlaşma protokolü kapsamına alınmasını engelleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Diğer yandan bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı,İstanbul 2001, C:2, s:2045 ve HUMK'nın 236/1. m.)....

                UYAP Entegrasyonu