Tefrik kararı sonrası mahkemece yapılan yargılama sonucu; davacı tarafın şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma talebi ile birlikte mal rejimi ve ziynet eşyası alacağı talebinde bulunduğu, mal rejimi ve ziynet eşyalarına ilişkin eksik harç ve gider avansının yatırılmadığı, eksik harç ve gider avansının tamamlanması için davacı vekiline ihtarda bulunulup kesin süre verildiği, aksi halde davanını açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtar edildiği ve verilen kesin süre içerisinde eksikliğin tamamlanmadığı anlaşılmakla; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından boşanma davasının reddi yönünden; davalı kadın tarafından ise katılma yoluyla ziynet ve mal rejiminin tasfiyesi istemine yönelik davalarda verilen kararlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davalı kadının temyiz ve itirazlarının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası ile mal rejinin tasfiyesi ve ziynet alacağı istemli açılan davaların yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince, boşanma davasının reddine, diğer hususlarda yöntemince açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Öte yandan boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet alacağı talebiyle dava açılmış ise de Mahkemenin 2008/255 Esası üzerinden yapılan yargılamanın 25.08.2008 tarihli oturumunda verilen tefrik kararı ile mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep tefrik edilip eldeki davanın esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuş, ziynet eşyalarına ilişkin talep ise tefrik edilmeden 2008/255 Esas sayılı dava dosyası üzerinden yargılamaya devam olunarak karara bağlanmıştır. Bu halde ziynet eşyalarına ilişkin görülmekte olan bir dava bulunmadığı halde, bu hususun gözden kaçırılarak bozma nedeni yapılması maddi yanılgıya dayalı olduğundan yok hükmünde olup, bozma ilamından çıkartılmalıdır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içinde davalı adına Konya İli Ereğli İlçesi Kazancı Mahallesi 212 ada 3 parselde kayıtlı A1 blok 1 nolu bağımsız bölümün satın alındığını, ancak muvazaalı bir şekilde Ereğli 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/286 Esas sayılı dosyası ile davalının kardeşi üzerine tapu kaydının değiştirildiğini, yine evlilik birliği içinde müvekkiline düğünde nişanda takılan ziynet eşyaları ile davalının araba aldığını belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde 27.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini, mal rejiminin tasfiyesi sureti ile şimdilik 5.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, 30/11/2022 tarihli dilekçe ile de, ziynet eşyaları yönünden dava 31.150,00 TL olarak ıslah edilmiş, mal rejiminin tasfiyesi yönünden dava değeri 115.912,50 TL olarak belirlenmiştir....
Maddesi gereğince davaların yığılması suretiyle mal rejiminin tasfiyesi, kişisel eşyanın iadesi ve mehir senedinden kaynaklı alacak talebinde bulunduğu, davalılarca süresinde verilen cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunulduğu, HMK'nın 110. Maddesi gereğince her bir talep için yetkili mahkemenin farklı olması halinde davaların yığılması yoluna gidilemeyeceği açıktır. Buna göre, davacının talebi olan mehir alacağı ve kişisel eşyanın iadesi talebinde HMK'nın 214/3 maddesi gereğince yetkili mahkemenin davalının ikameti mahkemesi, mal rejiminin tasfiyesi talebinde ise yetkili mahkemenin HMK'nın 214/2 maddesi gereğince evliliğin boşanma ile sona ermesi nedeni ile boşanma davalarında yetkili mahkeme hangisi ise o yer mahkemesidir. Buna göre, boşanma davaları TMK'nın 168. Maddesi gereğince eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önceki son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılmalıdır....
İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde değer artış payı ve katılma alacağı talebiyle mal rejiminin tasfiyesini istemesi üzerine, talebin dosyadan tefrik ederek ayrı bir esasa kaydedildiği ve bu esastan yürütülen yargılama sırasında, davacı tarafın ziynet alacağı dışında mal rejimine ilişkin talebi bulunmadığını açıkça beyan etmesi üzerine karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve harç ikmaline karar verildiği görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir davası bulunmamaktadır. Bu durumda davacı tarafından cevaba cevap dilekçesi ile mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunulup, bu istek için harç yatırılması isteği dava haline getirmez....
Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Hüküm altına alınan tazminatlara boşanma kararının kesinleşme tarihi yerine dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır. 4-Dosya içeriğine göre davalı-davacı (kadın) karşı dava ile boşanma, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuş, mal rejiminin tasfiyesine yönelik 100.000 TL'lik harca esas değer üzerinden karşı dava ile birlikte 1485 TL nispi harcı ikmal etmesine karşın, 11.300 TL harca esas değeri bulunan ziynet alacağına ilişkin nispi harç ikmal edilmemiş, mahkemece ziynet alacağı talebinin harç yatırılmadığından bahisle reddine, katkı payına ilişkin talebin ise boşanma davasının eki olmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. a)Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar....
Ziynet ve eşya alacağı davası boşanma davasından bağımsız hukuki niteliğe sahip olduğundan, ziynet ve eşya alacağı davasının kabul edilen miktarı üzerinden davacı kadın lehine, reddedilen miktarı üzerinden ise davalı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden karar verilmesi hatalı olmuştur. Davaya konu ankastre set ve bulaşık makinesinin evlilik birliği içerisinde alındığının beyan edildiği, bu nedenle bu iki eşyanın mal rejiminin tasfiyesi kapsamında değerlendirilmesi ve bu iki eşya yönünden tefrik kararı verilerek, boşanma davasının bekletici mesele yapılması gerekirken bu husus gözetilmeden ankastre set ve bulaşık makinesi şahsi mal olarak kabul edilip bu eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
tarafından davalı ... aleyhine açılan ve tefrik ile ... numarasını alan mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkindir. Başka bir anlatımla, taraf beyanlarına, dosya içindeki belgelere göre görülmekte olan dava eşlerin evlilik birliği içinde edindiği bildirilen ... parseldeki 2 nolu aile konutuna ilişkin mal rejiminin tasfiyesine dair olup iş bu davada ziynet eşyaları dava konusu değildir. Ne var ki; mahkemece, hükmün ilk bölümünde asıl dava yönünden davanın kabulü ile, 47.500-TL ziynet eşyası bedelinin taleple bağlı kalınarak 36.200-TL'sinin ...'dan tahsiline, hükmün ikinci bölümünde ise karşı davanın kabulü ile ... parsel nolu taşınmazın ... adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Az yukarıda da açıklandığı gibi tefrik ile oluşan ... sayılı dava dosyasında ziynet eşyalarına ve tapu kaydının iptali ile tescil isteğine ilişkin bir talep bulunmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Davacı davalı kadın vekili tarafından boşanma ve ziynet eşyası alacağına yönelik dava açılmış, dava açılırken ziynet alacağı davası ile ilgili harç yatırılmamış, ilk derece mahkemesince boşanma davasından tefrik edilen ziynet eşyası alacağı davasında harcın yatırılması için 28/02/2018 tarihli ara karar ile davacı -davalı kadın vekiline kesin süre verilmiş, davacı- davalı kadın vekilinin kesin süre sonrasında başvuru harcını yatırdığı, ancak ara kararda yatırılması gereken harç miktarlarının açıkça yazılmaması ve harcın yatırılmaması halinde hukuki sonuçlarının ne olacağının belirtilmemesi nedeniyle verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır. Davacı- davalı kadına eksik harçları yatırması için usulüne uygun olarak süre verilmesi (Harçlar K.md.30- 32), eksik harcın tamamlanması halinde kadının açmış olduğu ziynet alacağı davasının esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekir....