DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 29/09/2004 tarihinde evlendikleri, 13/03/2018 tarihinde açılan dava ile boşanmalarına karar verilerek işbu kararın kesinleştiği, 14/04/2011 tarihinde 47.524,00 TL sözleşme bedelli, 4.000,00 TL peşinat karşılığında 178 ay vadeli Toki'den taşınmaz satın alındığı, bu taşınmazın davalı adına kaydedildiği, taksit ödemelerinin bir kısmının evlilik birliği içinde yapıldığı, taksit ödemelerinin eşit olmadığı, taraflar arasındaki mal rejiminin Afyonkarahisar 2.Aile Mahkemesinin 2018/165 Esas sayılı dosyasının dava tarihi itibariyle son bulduğu gözetilerek daha önce taraflar arasında görülen Afyonkarahisar Aile Mahkemesinin 2015/503 sayılı dosyasının boşanma dava tarihinin mal rejiminin sona erme tarihi olarak dikkate alınmamasında isabetsizlik olmadığı gibi bu davanın boşanma davası olması sebebi ile davadan feragatin mal rejiminden kaynaklı alacak haklarında da feragat edildiği anlamına gelmeyeceği, dolayısıyla davalının bu yöndeki istinaf...
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, somut uyuşmazlık incelendiğinde, boşanma dosyasından tefrik edildikten sonra ayrı esasa kaydedilen mal rejiminin tasfiyesine ilişkin dava ile ilgili harç Mahkemece verilen ihtaratlı kesin süre içerisinde davacı tarafça yatırılmış, sonrasında yargılama yaklaşık bir yıl daha devam ettirilmiştir. Karşı davanın cevap süresinin geçirilmesinden sonra açılmasının yaptırımı; ayırma kararı verilmesidir. Bu bakımdan davanın HUMK veya HMK döneminde açılmış olmasıda bir farklılık yaratmaz (HUMK m. 203; HMK m 133). O halde mahkemece, mal rejiminin tasfiyesiyle ilgili davanın esasına girilerek tahkikat yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde "boşanma dosyasından tefrik edilip bilahare harç ikmali yapılmışsa da usulüne uygun süresinde dava açılmadığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş; bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08.04.2022 NUMARASI : 2022/122 ESAS - 2022/138 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasında görülen davada Konya 7. Aile Mahkemesi ile Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin ayrı ayrı görevsizlik kararı vermesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Dairemize gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2009 yılında evlendiklerini ve tarafların düğününden önce mehir senedi düzenlediklerini, mehir senedinde yazılı ziynet eşyasının davalı tarafından mehir olarak örf ve adet gereği müvekkiline verildiğini, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıyla müvekkili tarafından boşanma davasının açıldığını, bu nedenlerle mehir senedinde yazılı olan ziynet eşyasının aynen iadesi ve teslimine, aksi takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Konya 7....
Dava, TMK'nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet-mehir alacağına ilişkindir. Davacının, ziynet ve mehir alacağına yönelik davasının bu dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine ve istinaf itirazların tefrik edilen dosya üzerinden yapılmasına karar vermek gerekmiştir....
Somut olayda 28.968,80 TL ziynet alacağının reddine karar verilmiş olup, bölge adliye mahkemesince ziynet alacağı davasına yönelik verilen karar kesindir. Bu nedenle davalı-davacı kadının ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacı kadının kusur belirlemesi ve nafakalara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 3-Davalı-davacı kadınının edinilmiş mallara katılma alacağı talebine yönelik temyiz itirazlanın incelenmesinde; Davalı-davacı kadın dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesini de istemiştir. Yatırılan başvurma harcı dava dilekçesindeki bütün istekleri kapsar. Mal rejiminin tasfiyesi davası nispi harca tabidir....
alacaktan takas mahsup edilmek suretiyle mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine karar verilmesini talep etmiş, 500 gram mehir alacağı yönünden açılan davanın hükümle birlikte tefrikine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların her ikisininde Türk Vatandaşlığından çıkarak Mavi Kart sahibi ile Alman Vatandaşı olduklarını, Almanya'da boşanarak bu kararın kesinleştiğini, taraflar evlendikten sonra müvekkilinin 1991 yılında Almanya'ya gittiğini, kayıt dışı olarak temizlik işlerinde çalışmaya başladığını, gelirlerinin tamamını davalıya teslim ettiğini, düğünde takılan ziynet eşyalarının bozdurularak 30.000 DM de borçlanmak sureti ile 55.000 DM'ye davalı adına Dazkırı İlçesi'nde taşınmaz alındığını, ayrıca müvekkilinin tüm gelirlerinin davalı tarafından banka hesabında değerlendirildiğini belirterek mal rejiminin tasfiyesi sureti ile şimdilik 40.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı cevap dilekçesi vermemiştir....
GEREKÇE : Asıl ve birleşen dava, mal rejiminin tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı-b.davalı kadın istinafında, tarafların miras hukukuna göre yapmış oldukları taksim sözleşmesinin mahkeme tarafından mal rejiminden feragat olarak değerlendirilip davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yanlış kararın kaldırılmasını talep etmiştir. TMK madde 225 'te " Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer." demekte olup bu halde eşlerin ölümü halinde de mal rejiminin tasfiyesi talep edilebilcektir. TMK madde 236 te " Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olurlar. Alacaklar takas edilir." denilmektedir. Davacı Mine ile muris eşi Cem'in 25/05/2009 tarihinde evlendikleri, eş Cem Kara'nın 14/01/2017 tarihinde vefat ettiği, mal rejiminin vefat ile sonlandığı anlaşılmıştır....
Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....
Öte yandan, diş hekimliği ofisi olarak kullanılan taşınmazın davalı tarafından kiraya verilmediği ve boşanma davasının açıldığı 9.12.2003 tarihi itibariyle taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği gerekçesiyle isteğin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı 9.12.2003 tarihinde sona erdiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak tarafların boşanmalarına ilişkin Kocaeli 1. Aile Mahkemesinin kararı 3.5.2006 tarihinde kesinleşmiş olup, aynı tarih itibariyle nüfusta gerekli işlem yapılmıştır. Boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren davalının anılan iş yerini kiraya verip vermemesi önemli olmayıp, söz konusu olan bu taşınmazın davalı tarafından işgal edilip edilmediği veya kiraya verilmesi halinde olağan koşullarda getirebileceği kira bedeli söz konusu olmaktadır....