Aile Mahkemesinin 2020/12 Esas, 2020/16 Karar sayılı dosyasının incelenmesiyle gerek dava dilekçesi, eki olan bahsi geçen protokol ile duruşma sırasında alınan tarafların beyanları gerekse boşanma ilamı uyarınca tarafların arasında yapılan boşanma anlaşmasında tarafların boşanma ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesi yönünde anlaştıkları, davacının tasfiye alacağından hak talep etmediği, boşanma davasının yapılan duruşmasında da aynı yönde özgür iradesi ile beyanda bulunduğu görülmüştür. Davacının sundu tüm deliller kapsamında boşanma davası ve bunun eki olan protokolün imzalanması sırasında davacının iradesinin fesada uğradığı ispatlanamamıştır. Davacı iddialarını ispatlayamamıştır. Boşanma davası ilamı, bunun eki olan ve mahkeme tarafından onaylanan prokol uyarınca davacının davalıdan mal rejimi tasfiye alacağı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Aile Mahkemesinin 2020/12 Esas, 2020/16 Karar sayılı dosyasının incelenmesiyle gerek dava dilekçesi, eki olan bahsi geçen protokol ile duruşma sırasında alınan tarafların beyanları gerekse boşanma ilamı uyarınca tarafların arasında yapılan boşanma anlaşmasında tarafların boşanma ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesi yönünde anlaştıkları, davacının tasfiye alacağından hak talep etmediği, boşanma davasının yapılan duruşmasında da aynı yönde özgür iradesi ile beyanda bulunduğu görülmüştür. Davacının sundu tüm deliller kapsamında boşanma davası ve bunun eki olan protokolün imzalanması sırasında davacının iradesinin fesada uğradığı ispatlanamamıştır. Davacı iddialarını ispatlayamamıştır. Boşanma davası ilamı, bunun eki olan ve mahkeme tarafından onaylanan prokol uyarınca davacının davalıdan mal rejimi tasfiye alacağı bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Dava; ziynet eşyalarının değerinin iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Kişisel malların, bu nitelikte oldukları kanıtlanması koşuluyla geri istenebilmesi için, mal rejiminin sona ermiş olması gerekmez. Başka bir ifade ile ziynet eşyası davasının görülebilmesi için boşanma davasının kesinleşmesine gerek bulunmamaktadır. "Davalının bunları iade edilmemek üzere davacının rızası ile verdiğini kanıtlayamadığı, buna göre davacı tarafından varlığı ve bozdurularak harcandığı ispatlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur." (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2019/4538 Esas 2019/9313 Karar) Somut olayımızda; yukarıda yazılı Yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere, dosya kapsamında toplanan delillere göre davacının iddia ettiği gibi ziynet eşyalarının evlilik birliği içinde harcandığı tanık beyanlarıyla ortaya konulmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın boşanma ve fer'ileri ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuş, mahkemece bu talep hakkında herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Davacının mal rejiminin tasfiyesi yönündeki talebi, boşanma kararının kesinleşmesi sonunda incelenebilir hale gelir (TMK m. 225). Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Mahkemece kurulan boşanma hükmünün taraflarca temyiz edilmediği de gözetildiğinde davacı kadının mal rejiminin tasfiyesi talebi incelenebilir hale gelmiştir....
Dava; mehir alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda, Rize Aile Mahkemesinin 2018/310 Esas sayılı dosyası ile açılan dava dilekçesindeki tazminat talebinin açıklanması için verilen süre üzerine davacı vekilince sunulan 12/10/2018 havale tarihli dilekçe ile ziynet talebinin açıklandığı, dosya kapsamına göre dilekçede açıklanan 41 adet Ata (Cumhuriyet) Tam Lira olarak açıklanan talebin mehir alacağı talebine ilişkin olduğu, mevcut hali ile ispat yükü davacı tarafta olup, ilk derece mahkemesi kararında açıklandığı üzere mehir senedi olarak ibraz edilen belgede davalı tarafın imzasının bulunmadığı, davacının iddiasını yazılı delil ile kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/03/2021 NUMARASI : 2019/466 ESAS, 2021/122 KARAR DAVA KONUSU : ZİYNET ALACAĞI KARAR : Zonguldak 2....
Mal rejimi, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlenme tarihinden 01/01/2002 tarihine kadar 743 sayılı TMK uyarınca mal ayrılığı, TMK nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihinden boşanma dava tarihine kadar taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasa m.10, TMK m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179). Mahkememizce davaya konu eşyaların bulunduğu mahalde keşfen inceleme yapılarak alanında uzman bilirkişi marifetiyle eşyaların tasfiye tarihindeki değerleri hesap edilmiştir....
Protokole yönelik yukarıdaki açıklamalar ışığında boşanma davasında davalı olan kadınının boşanmanın fer'ilerinden olan maddi, manevi tazminat vb. açıkça feragat ettiği sabit ise de, mal rejiminin tasfiyesine konu olan evlilik birliği içinde edinilen taşınır veya taşınmazlardan kaynaklanan haklarından ve ziynet talebinden feragat ettiği kabul edilemez. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve ismen sayılmak suretiyle açıkça belirlemiş olmaları gerekir. Uyuşmazlık konusu protokolün bu haliyle TMK 226 ve 226/1 maddesi uyarınca eşlerden birinin diğerinde bulunan ziynetlerin talebini ve mal rejiminin tasfiyesini de kapsamadığı görülmekte bulunan dava yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır....
Dava dilekçesinde mehir haricinde talep edilen 14 kalem eşya yönünden davacının işbu eşyaların 2014- 2016 yıllarında babası tarafından alınması nedeni ile kişisel malı olduğunu, davalının ise söz konusu eşyaların evlilik birliği içinde alınması nedeni ile edinilmiş mal olduğunu iddia ettikleri, aksi ispat edilene kadar bir eşin tüm mallarının edinilmiş mal olduğu, bu nedenle davacının talep ettiği eşyaların kişisel malı olduğunu ispatlaması gerektiği, bu nedenle dava konusu edilen bu eşyalar yönünden mal rejimini tasfiyesi hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmekle tefrik kararının doğru olduğu anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....
Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Türk Medeni Kanunu'nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir....