DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Zina sebebine dayalı olan boşanma ve ziynet eşyalarının iadesi davasında (TMK m.166/1) davalı taraf; kararın tamamı yönünden, davacı taraf, kusur tespiti, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları ile reddedilen ziynet eşyaları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
(Muhalif) KARŞI OY YAZISI Erkek eş tarafından "Zina sebebiyle boşanma" (TMK. m. 161) davası açıldığı ve kadın eşin zina eyleminin sabit olması sebebiyle erkek eşin karşı boşanma davasının zina sebebiyle kabul edilmesinde bir isabetsizlik olmadığı yönünden değerli çoğunluk ile aramızda "görüş birliği" vardır....
ileri sürerek tarafların zina ve evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, velayetinin anneye tevdiine, 50.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminata yasal faizi ile birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
boşanma davalarının reddine, kadının ziynet alacağı davasının pasif husumet nedeniyle reddine karar vererek kadının erkeğin kabul edilen davaları ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, erkeğin tüm, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine ziynet alacağı yönünden kesin olmak üzere karar verilmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin"sadakat yükümlülüğünü ihlal etme" maddi vakıasının gerek kadın tanıklarının, gerekse erkeğin tanığı babasının beyanları ve özellikle sosyal inceleme raporundaki erkeğin "haftanın çoğu günü kız arkadaşı ile birlikte yaşadığı" yönündeki kabulü ile sabit olduğu ve erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, kadının zina hukuki nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi bu yönde usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslahı da bulunmadığı, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, kadın vekilinin 25.11.2021 tarihli celsedeki "zina, terditli olarak da birliğin sarsılması sebebiyle boşanma" isteğinin iddianın genişletilmesi niteliğinde olmasına ve erkek vekilinin talebe muvafakat etmemiş bulunmasına göre, kadın vekilinin öncelikle zina sebebine dayalı boşanma kararı verilmesi gerektiği yönündeki talebinin yerinde olmadığı, sosyal inceleme raporu ve ortak çocuğun annesi ile...
Davalı/davacı erkek vekili; boşanma kararı dışındaki kısımlara yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1,2) nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri ile ziynet eşyası alacağı, karşı dava; evlilik birliğinin sarsılması (TMK 166/1,2) nedenine dayalı boşanma ve fer'ileri, birleşen davalar ise, Türk Medeni Kanununun 197.maddesi uyarınca ayrı yaşamada haklılık iddiasına dayalı tedbir nafakası ve zina (TMK md 161) nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Anayasanın 141/3.maddesi "Bütün mahkemelerin hür türlü kararları gerekçeli olarak yazılır" buyurucu hükmünü içermektedir....
Demek oluyor ki “her boşanma davası” TMK m. 181 f.II hükmüne göre davacının mirasçılar tarafından sürdürülemez. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Tazminat ve Nafaka Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2008, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-3, s. 868) Düşüncemize göre anlaşmalı boşanma (TMK m. 166 f. III) ve eylemli ayrılık sebebiyle boşanma (TMK m. 166 f. IV) davalarında da dava TMK m. 181 f.II hükmüne göre aynı gerekçelerle davacının mirasçıları tarafından sürdürülemez. Yaşasaydı anlaşmalı boşanma (TMK m. 166 f. III) davasında davalının kusurunu ölen davacı eş bile ileri süremezken davacının mirasçıları tarafından nasıl ileri sürülebilecektir? (GENÇCAN-Boşanma-3, s. 870) Kanun koyucunun amacı dikkate alındığında maksadın aynı olması sebebiyle değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılma olanağım yoktur....
Bu sebeple kadının boşanma davasının zina sebebiyle ( TMK md. 161) kabulü gerekir. Boşanma kararının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayandırılması mahkemenin kabulü karşısında doğru değildir. Bu bakımdan hükmün gerekçesi "boşanma sebebinin zina" olarak değiştirilmelidir. Bu sebeple sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Bu nedenle davalı kadının bu davranışları zina değil, "güven sarsıcı davranış" niteliğinde olup; Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi gereğince boşanmayı gerektiren kusurlu davranıştır. Davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesine göre açılmış bir boşanma davası olmadığından; zina sebebiyle açılmış boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 06.06.2016 (Pzt.)...
Müvekkilin ziynet eşyalarının akıbeti ile ilgili herhangi bir bilgisi yoktur. 5- Davacı tarafın öfke kontrolü sorunu bulunmaktadır. 6- Zina iddiası tamamen asılsız ve hukuki mesnetten yoksundur. Davacı tarafın aşırı kıskançlık problemi bulunmaktadır. 7- Müvekkilin davacı tarafı darp ettiği iddiası doğru değildir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava zina olmaz ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin, karşı dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkindir. Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Dosya incelendiğinde, tarafların 30/01/2019 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten müşterek çocuklarının olmadığı görülmüştür....