karar verildiği, birleşen tedbir nafakası davasında kadının boşanma davası gerekçede belirtilen şekilde ayrı yaşamada haklı olduğu, ziynet alacağı davası yönünden ise ayrılık öncesinde ziynet eşyalarının kadında bulunduğu ve kadının ziynetlerini giderken götürdüğü" gerekçesiyle, davacı-davalı erkek tarafından açılan davanın ve davalı-davacı kadın tarafından TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca açılan karşı davanın kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanma larına, davalı-davacı kadın tarafından zina sebebiyle açılan davanın reddine, müşterek çocuğun velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesine, çocuk ile davacı-davalı baba arasında şahsî ilişki tesisine, Küçükçekmece 1....
MAHKEME KARARI Mahkemenin 22.01.2015 tarihli ve 2012/397 Esas 2015/22 Karar sayılı kararı ile; asıl davada kadının zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebiyle boşanma talebi ile birleşen davada onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma taleplerinin ve fer'î taleplerinin reddine, erkeğin karşı davasının reddine, asıl ve birleşen davada kadını evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının vazgeçmiş olduğu tedbir ve yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin fer'î taleplerinin reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, karşı davasıyla zina (TMK m. 161) mahkeme aksi kanaatte olur ise evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) hukuksal sebeplerine dayalı olarak boşanma talep etmiş, mahkemece kısa kararda hangi kanun maddesine dayanarak boşanma hükmü kurulduğu belirtilmeksizin "dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına" karar verildiği halde, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise; her iki davanın da evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK m. 166/1) kabul edildiği belirtilmiştir....
İlk derece mahkemesi bozma ilamına uymuş, yeniden yaptığı yargılama sonucunda; "Davacının TMK 161,162 ve 163. maddeleri gereğince açılan boşanma davasının reddine, davacının TMK 166/1-2 maddeleri gereğince açılan boşanma davasının kabulüne" karar vermiştir. Hüküm taraflarca temyiz edilmiş, ancak, davacı taraf daha sonra temyiz isteminden feragat etmiştir. Bozma ilamına göre; ıslah sonucunda davanın, zina (TMK m. 161), onur kırıcı davranış (TMK m.162) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163) hukuki sebeplerine dayalı boşanma davası haline geldiği anlaşılmaktadır. Bozma ilamına uyulması nedeniyle de taraflar için bu durum artık usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Dolayısıyla, ortada evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuki sebebine dayalı bir boşanma davası kalmamıştır. Hal böyleyken, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1-2) sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir....
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde, davacı erkeğin TMK'nun 161. maddesine dayalı olarak boşanma davası açtığı, dava dilekçesinin konu bölümünde ve içeriğinde bunu açıkça yazdığı, duruşmalarda tekrar ettiği anlaşılmaktadır. Buna göre; dava TMK 161. maddesine dayalı zina nedeniyle açılan boşanma davasıdır. Ancak mahkemece hükmün gerekçesinde davanın TMK'nun 161 ve 166/1 maddesine dayalı olarak açıldığı tespiti yapılıp, hüküm kısmında ise TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan dava hakkında kabul kararı verilmiştir. Davacının TMK 166/1 maddesine dayalı olarak açılan boşanma davası bulunmamaktadır. Dava TMK 161. maddesine dayalı zina nedeniyle açılan boşanma davası olduğuna göre, mahkemece yapılacak iş TMK 161 maddesi uyarınca açılan dava hakkında olumlu ya da olumsuz karar vermektir....
İlk derece mahkemesince zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası reddedilmiş ise de davalı erkeğin dosya kapsamındaki deliller ve özellikle aldatmayı itiraf ettiğine dair yeminli tanık beyanı dikkate alındığında davacı kadının kurban bayramında yaşanan son olayda aldatıldığını öğrendiği ve süresi içerisinde zinaya dayalı boşanma davası açtığı başka kadınla birlikte olan erkeğin eyleminin güven sarsıcı davranış değil zina olduğu kanaati oluşmakta zina hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı-karşı davalı kadın tarafından 18.09.2013 tarihinde "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanılarak açılan boşanma davasına karşı, davalı-karşı davacı erkek tarafından da, eşine karşı zina " (TMK m.161) hukuki sebebine dayalı "karşı boşanma" davası açılmış; davalı-karşı davacı erkek daha sonra 29.12.2014 tarihinde bağımsız olarak açtığı" "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" sebebine dayanan boşanma davası, bu dosya ile birleştirilmiştir. Mahkemece, tarafların boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verildiği halde, erkek tarafından açılan "zina" sebebine dayalı karşı boşanma davası hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemiştir. Davalar birleştirilerek görülmüş olsa dahi, her dava bağımsız niteliklerini korurlar ve her biri hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerekir....
Dr...Tok Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin raporunda kadının vesayet altına alınmasını gerektirecek ve evlilik birliğini etkileyecek psikopatolojiye rastlanmadığının belirtilmesi sebebiyle erkek tarafından akıl hastalığına dayalı açılan davanın reddine, kadının kusursuz olması sebebiyle erkeğin evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının reddine, kadının birleşen 2016/44 Esas sayılı zina sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk Gökhan ergin olduğundan velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle aylık 3.500,00 TL yoksulluk nafakasına, erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle kişilik hakları ile boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın için 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine; zina sebebiyle boşanmaya karar verildiğinden kadının evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı...
DAVA Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların zina sebebiyle boşanmalarına, bu mümkün olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III. MAHKEME KARARI Mahkemece 24.11.2015 tarihli ve 2014/511 Esas, 2015/817 Karar sayılı karar ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, ilk derece mahkemesi hükmünün gerekçe kısmında "......