Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm 05.06.2015 tarihli velayetin tevdi edilmesine ilişkin asıl karar ile müdahillik isteğinin reddine ilişkin 15.06.2015 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayet davaları kamu düzenine ilişkin olup, velayet düzenlemesiyle alakalı olan herkes tarafından açılabilir. Açılmış olan davaya katılabilir, usulünce verilmiş müdahillik kararı bulunmasa dahi o kararı temyiz edebilir. Açıklanan sebeple, 15.06.2015 tarihli müdahale isteğinin reddine yönelik usul ve yasaya aykırı ek kararın kaldırılması ile 05.06.2015 tarihli esas karara ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden; 26.09.2014 tarihli kesinleşmiş boşanma kararı ile küçü....n velayeti annesi ..... verilmiş, anne 02.05.2015 tarihinde ölmüştür....
Dava; velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayet davaları kamu düzenine ilişkin olup, değişen durum ve koşullar ile yeni delil durumuna göre yeniden dava açılabilir. Ne var ki, tarafların karşılıklı birbirleri aleyhine Tire 2....
Mahkemece; "Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi davası, velayet hakkı kendisinde olmayan eşin, boşanma ile velayet hakkı kendisine bırakılan eş veya çocukta meydan gelen birtakım değişikliklerin gerektirmesi üzerine açtığı bir dava olup bu davalarda çocuğun yüksek yararı gözetilerek ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1575 E. 2018/672 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere velayete ilişkin kararların kesin hüküm oluşturmadığı, velayete ilişkin karardan sonra koşulların değişmesi (TMK m.183, 349, 351/1) veya velayetin değiştirilmesini gerektiren haklı bir sebebin bulunması hâlinde mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilebileceği anlaşılmıştır....
Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, 4721 sayılı TMK'nın 339- 347. maddeleri uyarınca velâyet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülüklerini de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarına ilişkin hüküm, 25.11.2005 tarihinde kesinleşmiş, eldeki dava ise, 22.05.2015 tarihinde açılmıştır. Boşanma kararının verilmesi ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durum, olay, hal ve şartlarda değişiklik iddia ve ispat edilemediği gibi, sosyal inceleme raporunda da velayetin annede kalması yönünde görüş bildirilmiştir. Öte yandan, çocuk sürekli anne yanında kalıp kurulu bir düzeni bulunmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayet değişikliği davasıdır. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Ebubekir'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; boşanma ile düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şart olup, ayrıca esaslı değişikliğin önemli ve sürekli olması da gerektiği, tarafların mahkemenin 2016/540E.,2016/545K. sayılı ve 30.09.2016 tarihli ilamı ile TMK 166/3 gereğince boşandıkları, boşanma kararından bir süre sonra aile birliği kurmak niyeti ile tarafların birlikte İzmit'e yerleştiği, yaklaşık iki ay kadar İzmit'de birlikte kaldıkları, bu sırada tarafların ikinci çocuklarının doğduğu, tarafların birlikte Polatlı'ya döndüğü, ancak davalının yeniden evlenmekten vazgeçmesi üzerine, müşterek çocuk Fatmanur'la birlikte davalının anne ve babasının yanına yerleştiği, düzenlenen sosyal inceleme raporunun tetkikinde davalı babanın küçükle yakından ilgilendiği, küçüğün bulunduğu ortamda mutlu olduğu, annesini de babasını da çok sevdiği, davalı babanın küçüğü...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Hasan Mert'in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Çocukla Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşagıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım...
"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki " boşanma " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Niğde Asliye 2.Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 10.7.2000 gün ve 2000/357 E. 2000/291 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 23.11.2000 gün ve 2000/12650 E. 2000/14661 K. sayılı ilamiyle; (..1-Davalı kocanın katılma yolu ile yaptığı temyizinin harçsız ve kayıtsız olması nedeniyle reddine, 2-Davacının velayet, nafaka ve kişisel ilişkiye ilişkin temyizine gelince; velayetin düzenlenmesinde çocuğun yararı esas alınır....