İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; velayet taleplerinin yeterli gerekçeyle reddedilmediğini, Mahkemece terditli şekilde açtıkları kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi taleplerinin haksız yere red edildiğini, mahkemece yeterli inceleme yapılmadan tüm deliller değerlendirilmeden davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğu gerekçeleri ile velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....
Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır....
Baba tarafından velayetin değiştirilmesine ilişkin bu dava ise Yargıtay ilamının anneye tebliğinden daha önce 28.11.2014 tarihinde açılmıştır. Boşanma davasında da, 02.07.2012 tarihli müteferrik kararı ile velayet geçici olarak babaya verilmiştir. Bu müteferrik karar dikkate alındığında, boşanma davasının devamı sırasında küçüğün baba yanında kalmasının mahkeme kararının bir sonucu olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda annenin, velayet hakkına rağmen küçük Batuhan'ı yanına almaktan kaçındığının kabulüne imkan bulunmadığı gibi, davalı anneden kaynaklanan ve velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir durumun varlığı da kanıtlanmış değildir. Hükme esas alınan uzman raporunda da, annenin çocuk gelişimi konusunda babadan daha yetkin olduğu belirtilmiştir. Raporda, annenin babaya oranla daha disiplinli ve kontrolcü olduğu belirtilmiş ise de, bu husus çocuğun gelişimini olumsuz etkileyecek bir durum değildir....
Dava, velayet boşanma ile kendine verilen eşin ölümü sonucu; askıda olan velayete konu çocuğa vasi atanmasına ilişkin olup; ortada velayeti üstlenebilecek boşanan baba tarafından açılmış bir velayetin tevdii davası yoktur. Bunun sonucu olarak istek vasi atanmasına ilişkin olduğu ve velayete ilişkin davalarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu; görevsizlik durumu ile yetki itirazının birlikte incelenmesi gereken durumda önce görevsizlik durumunun incelenmesi ve görevsizlik kararı ile dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiği düşüncesiyle değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum...
Ancak; Boşanma davası sonucunda, küçüğün velayetinin anneye verilmiş olması, babanın küçük üzerindeki velayet hakkını ortadan kaldıracağından, mahkeme kararının gerekçesinde bu hususa aykırı olarak velayetin anneye verilmesinin babanın küçük üzerindeki velayet hakkını ortadan kaldırmayacağı da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi doğru değil ise de, sonucu itibarı ile doğru olan kararın mahkemenin gerekçesindeki diğer nedenler dikkate alınarak ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 15.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının velayetin tevdiine ilişkin temyizinin incelenmesinde; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayet düzenlemesinde çocuğun üstün yararının öncelik taşıdığı, annenin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının tek başına velayetin verilmeme nedeni olmayacağı ortak çocuğun yaşı gözetildiğinde, anne sevgi, şefkat ve ilgisine muhtaç olduğu bu nedenle çocuklardan küçük olan 2006 doğumlu Elifnaz'ın velayetinin anneye verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre, davacının velayetin tevdiine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının velayete yönelik temyizi kapsamında olan kişisel ilişkiye yönelik temyiz itirazının incelenmesine gelince; Tarafların...
Aile Mahkemesi'nce ise, HMK’nın 382. maddesinde belirtildiği üzere velayetin değiştirilmesi davasının çekişmesiz yargı işi olduğu, HMK’nın 384. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde yetkili mahkemenin talepte bulunan kişinin veya taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesi olduğunun belirtildiği, davacının kendi yerleşim yerinde bu davayı açabileceği, davacının yerleşim yerinin “...” olduğu ve Manisa 2. Aile Mahkemesi’nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 336. maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana-baba velayeti birlikte kullanırlar. Velayet, ana ve babadan birinin ölümü halinde sağ kalana, boşanma veya ayrılığa karar verilmesi halinde hakim velayeti eşlerden birine vermek zorundadır. Velayetin düzenlenmesi kamu düzeni ile ilgilidir. Türk Medeni Kanunu’nun 411. maddesine göre, "Vesayet işlerinde yetki, küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir."...
DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Düzenlenmesi) KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ile 27/10/2005 tarihinde evlendiklerini ve bu evlilikten müşterek 05/10/2006 doğumlu Şefika ile 02/12/2007 tarihli Medine ve 05/06/2015 doğumlu Burak Kaya adlı çocuklarının bulunduğunu, davalı eşi ile Bayat Aile Mahkemesinin 2009/124 Esas ve 2010/93 Karar sayılı 28/06/2010 tarihli kararı ile boşandıklarını, boşanma neticesinde diğer sonuçlarla birlikte müşterek çocuklar Şefika ve Medine'nin velayetlerinin tarafına verildiğini, ancak boşanma davası devam etmekteyken davalı eşi ile barıştıklarını ve 2010 yılında fiilen tekrar bir araya gelerek 2021 yılına kadar aile olarak bir arada yaşadıklarını, bu arada mahkemenin dosya üzerinden boşanmalarına karar verdiği ve davacı eşinin kararı yargıtaya temyiz ettiğini ve kararın onandığını, kesinleşerek nüfusa işlendiğini, bunu fırsat bilen davalı eşinin de kendisine...
GEREKÇE: Dava; velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Sezin 09/06/2010 doğumlu olup idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi, iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça ikame edilen eldeki davanın maddi gerçeklere aykırı ve hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, davacı tarafın iddialarını kabul etmediğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin Uşak Aile Mahkemesi olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığından reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esastan da reddi gerektiğini, davacı taraf her ne kadar velayetin değiştirilmesini talep etmişse de, iş bu dosyada velayetin değiştirilmesi şartlarının oluşmadığını, müşterek çocukların Uşak ilinde müvekkili ile birlikte yaşadığını ve eğitimlerini sürdürdüğünü, velayetin kaldırılması ve değiştirilmesinin şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamayacağını, mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilebilmesi için, velayetin düzenlendiği tarihteki şartların müşterek çocuklar aleyhinde değişmesi gerektiğini, ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını, müşterek çocukların annelerinin...