Ancak davacı vekilinin ara kararın yerine getirilmesi konusunda sunduğu 16.11.2021 tarihli dilekçede, velayetin ve kişisel ilişkinin düzenlemesini istediği çocukların İstanbul Valiliği tarafından verilen geçiçi koruma kimlik bilgilerinde , davacının velayetin düzenlemesi istediği çocukların anne ve babasının tarafların isimlerinin geçtiği anlaşılmakla, mahkemece de tarafların çocuklarının kimliklerine ilişkin bilgilerin tarafların bulunduğu İstanbul Valiliği ve Ankara Valiliği'nde bulunan Göç İdaresi'nden sorulması ve tarafların çocuklarının iş bu davanın konusu olan velayetin düzenlenmesi ve kişisel ilişki isteminde bulunulan 27.01.2008 doğumlu Muhammad Eyyubi ve 28.07.2019 doğumlu Omlar Eyyubi olduğu anlaşıldığı takdirde; taraflara açıklama ve ispat hakkı tanındıktan sonra davacının istemi hakkında karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davacının velayet değişikliğine ilişkin talebinin reddine, davacının çocuk ile şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinin kabulüne, müşterek çocuk ile baba arasındaki şahsi ilişkinin düzenlenmesine, müşterek çocuk lehine danışmanlık tedbiri uygulanmasına karar verilmiştir....
Velayetin değiştirilmesi sonucu çocuğun kişiliğinin ve mallarının korunması, yine çocuğun temsili konusunda Kanunun ana ve babaya yüklediği görevler ve haklar kendisine velayet verilen ana ya da babaya geçmektedir. Bu bağlamda TMK'nın 182/2. maddesinde yer alan ”Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” hükmü gereğince velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan iştirak nafakası talep edebilmek için velayet hakkına sahip olmak gerekmektedir. Mahkemece verilen velayetin değiştirilmesi kararı da ancak kararın kesinleşmesiyle geçerlilik kazanacağından, iştirak nafakasının başlangıç tarihinin de velayetin değiştirilmesi kararının kesinleşme tarihi olması gerekmektedir....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup, bu hususta anne ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunludur. Velayetin anne ya da babaya verilmesi, daha çok çocuğu ilgilendiren, onun menfaatine ilişkin bir husus olduğuna göre, gerek Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi’nin 3. ve 6.maddelerinde yer alan hükümler, gerekse velayete ilişkin yasal düzenlemeler karşısında, velayeti düzenlenen çocuğun, idrak çağında olması hâlinde, tercihi onun aleyhine bir sonuç doğurmayacaksa, kendisini yakından ilgilendiren bu konuda ona danışılması ve görüşünün alınması gerekir....
DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalılardan anne ... 18 yaşından küçük olup, velayet altındadır. Açıklanan sebeple gerekçeli karar ve davalı babanın temyiz dilekçesinin davalılardan annenin yasal temsilcisine tebliği ve yasal temsilci yönünden de cevap ve temyiz süresi de beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.19.12.2016(Pzt.) ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma kararı ile müşterek çocuk ...'nın velayeti annesi ...'a verilmiş ve anne 06.10.2014 tarihinde vefat etmiştir. Davacı baba tarafından velayetin kendisine verilmesi istemiyle açılan dava mahkemece kabul edilmiştir. Evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin ölümü halinde velayet sağ kalan eşe geçer. Boşanma kararıyla velayet kendisine verilen tarafın ölümü halinde velayet sağ kalan ebeveyne kendiliğinden geçmez....
Aile Mahkemesinin 2015/894 esas sayılı velayetin düzenlenmesi davası hususunda olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Davalı/davacı erkeğin boşanma davalarından bağımsız olarak açılan velayetin düzenlenmesi davası hakkında toplanan delillere göre, olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması da doğru olmamıştır Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararının esası incelenmeksizin tüm yönleriyle kaldırılmasına ve dava dosyasının yukarıda yazılı işlemler yapılmak üzere mahal mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeple, 1- Taraf vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ ile; Antalya 5....
Hukuk Dairesi'nin 23/11/2016 tarih 2015/21543 esas 2016/15155 karar sayılı kararı) Türk Medeni Kanununun 183. maddesinde "Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması halinde hakim, resen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır." hükmü, 349. maddesinde ise "Velayete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velayetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velayet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velayet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir." hükmü düzenlenmiştir. Boşanma hükmüyle düzenlenen velayetin değiştirilebilmesi için ya velayet kendisine verilen tarafın ya da velayete konu çocuğun durumunda, boşanma hükmünden sonra esaslı değişikliklerin olması şarttır. Esaslı değişiklik önemli ve sürekli olmalıdır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2020 NUMARASI : 2018/652 ESAS - 2020/37 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili tarafından mahkemesine hitaben verilen 20/07/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının Ordu Aile Mahkemesi'nin 2016/7 Esas 2017/220 Karar sayılı ilamıyla 15/03/2017 tarihinde boşandıklarını, söz konusu boşanma ilamının 26/04/2017 tarihinde kesinleştiğini, iş bu boşanma davası sırasında tarafların evlilik birliği içerisinde dünyaya gelen müşterek çocuklarının velayetinin babaya bırakıldığını, velayeti babaya verilmiş müşterek çocukların boşanma ile birlikte babanın annesinin bulunduğu eve yerleştiklerini, bakımının da yaşlı babaanne tarafından yapılmaya çalışıldığını, boşanma kararından bugüne kadar geçen süre zarfında babanın çocukları ile ilgilenmediğini, anne ile görüşmelerine müsade etmediğini, çocukları...
Bentleri ile "8- Davacı vekilinin Tedbiren velayet talebinin davanın velayet değişikliği davası olduğu esas hükümle karar verilecek hususta tedbiren düzenleme yapılamayacağından istinaf yolu açık olmak üzeri REDDİNE, 9- Davacı vekilinin Tedbiren kişisel ilişki talebinin davanın velayet değişikliği davası olduğundan dava konusu oluşturmayan hususta tedbiren düzenleme yapılamayacağından istinaf yolu açık olmak üzere REDDİNE,"karar verilmiştir. Davacı erkek vekili; geçici velayet ve kişisel ilişki kurulması talebinin kabulü gerektiğini ileri sürmek suretiyle yerel mahkemenin 19/07/2022 tarihli tensip ara kararının kaldırılmasına yönelik istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Boşanma, ayrılık, velayetin kaldırılması veya değiştirilmesine ilişkin davaların devamı sırasında verilen geçici tedbirlerin alınmasına veya tedbir isteklerinin reddine dair kararlar aile hukukuna özgü önlemlerden olup; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389....