Somut olayda;iddia,bir kısım tanıkların hükme esas alınabilecek nitelikteki beyanları,uzman raporu içeriği ve sonucu,idrak çağında olduğu anlaşılan 2007 doğumlu çocuk Ege'nin duruşmada uzman yanında iken açıkladığı iradesi, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması gerekliliğine göre tarafların her ne kadar boşanma aşamasında ortak velayet konusunda iradelerini bildirmelerine karşın sonrasında velayet hususunda görüş ayrılıkları yaşadıkları,velayet konusunda çocukların üstün yararına olacak şekilde ortak hareket edebilmelerine imkan kalmadığı,bu hususun çocukların menfaatine olmayacağı,mahkemece velayetin tek başına anneye verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Velayetin düzenlenmesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 5. Aile ile ... 3. Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava,velayetin düzenlenmesi istemine ilişkindir. ... 5. Aile Mahkemesince, ......
Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, velayetin düzenlenmesi istemine ilişkindir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesince, olayımızda, anne ergin olmadığı için çocuğu üzerindeki velayet hakkını kullanamayacaktır. Ancak çocuğun doğum tarihinde anne ve babanın evle olmaması nedeniyle çocuğun velayet hakkı askıda kalmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı anne boşanma kararı ile birlikte velayeti babaya bırakılan ortak çocuklar 20/10/2006 doğumlu Emirhan ile 20/10/2010 doğumlu Esila'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, mahkemece; "Çocukları halen baba yanında oldukları, baba işteyken babanın halası tarafından bakıldıkları, çocukların babalarıyla sağlıklı sıcak ilişkileri olduğu, maddi ve manevi ihtiyaçlarının karşılandığı, çocukların kurulu düzeni olup, velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı" gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı anne tarafından temyiz edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
Velayetin değiştirilmesi talebine ilişkin olarak da velayet sahibi annenin müşterek çocuğa karşı bakım ve gözetim sorumluluğunu ihmal ettiği,velayet hak ve görevlerini kötüye kullandığı,çocuğun babayla görüşmesi hususunda engelleyici tavır sergilediği yönünde herhangi olumsuz bir veriye rastlanmaması karşısında velayet değişikliğini gerektirir şartların iş bu davada gerçekleşmediği sonucuna varılarak ilerleyen dönemde çocuğun yaşı ,sağlık ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ve velayet değişikliğinin gelecek yıllarda da her zaman istenebileceğinden ilk derece mahkemesinin çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi ve velayet değişikliği davasının reddine ,birleşen dava red ile sonuçlandığından kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Davalı vekilinin 27/09/2021 havale tarihli dilekçesinde ise özetle; mahkemece verilen velayete ilişkin kararın yerinde olmadığını, müşterek çocukların davalı baba ile birlikte yaşadığını, ve acil ihtiyaç nedeniyle çocukları anneye verilen velayet hükmü gereği okula kaydettiremediklerini, bu konuda ara karar kurulmasını, geçici de olsa bu konuda babaya velayetin verilmesini beyanla geçici velayet, okula kayıt için yetki belgesi talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ( TMK m. 166/1) ve ferilerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından, boşanma, maddi manevi tazminat, nafaka, velayet düzenlemesi, velayete bağlı kişisel ilişki, kusur belirlemesi, müşterek çocuklar ve kadın lehine hükmedilen tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakaları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Fatıma'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava, velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. Velayetin değiştirilmesi davasında; Dosya içine alınan sosyal inceleme raporları, babanın velayet görevinin gereklerini ihmal ve istismar ettiğinin, kişisel ilişkiye engel olduğunun ispatlanamaması, çocuğun baba ile kalmak istemesi nazara alınarak velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba, boşanma kararı ile velayeti davalı anneye bırakılan 2001 doğumlu ortak çocuk..'...