Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Yetki” başlıklı 168 inci maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” 3. 4721 sayılı Kanun’un “Mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki” başlıklı 214 üncü maddesi şöyledir: “Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir: 1....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu taşınmazlar ve araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı tarafından açılan mal rejiminin tasfiyesi davasında, dava konusu Akrasay ili, Merkez İlçesi, Ereğlikapı Mahallesi, 2214 ada, 12 parsel'de bulunan, B blok, 5. Kat, 24 numaralı bağımsız bölüm yönünden tefrik kararı verilmekle İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki esas sırasına kaydedildiği, dava konusu taşınmazın 06/07/2020 tarihinde edinildiği, boşanma davasının ise Konya, Ereğli Aile Mahkemesinin 2020/32 esas sayılı dosyasında 22/01/2020 tarihinde açıldığı, taraflar arasındaki mal rejiminin boşanma dava tarihi itibariyle sona erdiği, hal böyle olunca boşanma davasının açıldığı tarihten sonra davalı adına edinilen taşınmaz yönünden davacının talebinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel mahkemede görülmesinin gerektiği, dolayısıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının yerinde olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Taraflar 16.2.1998 tarihinde evlenmiş, 30.5.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 4.12.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Başka mal rejimi seçilmediğinden taraflar arasında evlenme tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK.m.202 ve 225). Dava konusu araç eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu 6.6.2005 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiş; bilahare boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 5.6.2008 tarihinde satışla 3.kişiye devredilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde, davacı adına kayıtlı önceki aracın takasa verilmesi ve fark bedelin nakit olarak ödenmesi ile satın alınan nizalı aracın, ısrarı üzerine davalı adına tescil edildiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur....
maddesine göre mal rejiminin sona ermesi ve tasfiyesi halinde her eşin diğer eşte bulunan mallarının geri alınacağının hükme bağlandığını, boşanma dava tarihi itibariyle mal rejiminin sonra erdiğini, davanın boşanma kararı kesinleşmeden açıldığını, uyuşmazlığın Medeni Kanunun 2. kitabında düzenlendiğinden aile mahkemesinin görevli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 s.lı HMK'nın m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, evlilik birliği içinde satın alınarak davacı eş adına kaydedilen dava konusu aracın bedelinin tamamının davacının kişisel malından karşılandığı, davalının hiçbir katkısının olmadığı iddiasına dayalı aracın aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili isteğine ilişkindir. Dava, boşanma davasının açılmasından sonra ancak boşanma kararının kesinleşmesinden önce açılmıştır....
Aile Mahkemesinin 2017/88 Esas sayılı boşanma dava dosyası incelendiğinde; dava dilekçesine ekli 01.02.2017 tarihli taraflarca imzalanan protokolde taraflar adına kayıtlı Kağıthane, Sazlıdere ve Seyrantepe'de bulunan taşınmazlar ile bir araç yönünden mal rejiminin tasfiye edildiği, davacı kadın tarafından eldeki davadaki iddialarına konu taşınmazlar, şirket hissesi hususunda boşanma dosyası içerisinde herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda, davalı eşin mal rejiminin tasfiyesi davasında davacıya ait katılma, değer artış payı ve katkı payı alacaklarını ortadan kaldırmak amacıyla hisselerini 09.12.2022 tarihinde diğer davalı ...'a muvazaalı olarak devir ve temlik ettiği ileri sürülerek pay devrinin iptali talep edilmektedir. Dava konusu uyuşmazlık, TMK'nın 225. ve devamı maddelerince mal rejiminin tasfiyesi hükümleri kasamında kalmakta olup çözüm görevi aile mahkemelerine aittir. HMK 114. maddesinde mahkemenin görevli olmasının dava şartı olarak gösterildiği, HMK 115. Maddesinde de dava şartlarının mevcut olmaması halinde davanın usulden reddi gerekeceği ifade edilmiştir. HMK 138. maddesinde ise dava şartları ile ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği açıklanmış olmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK 33. m). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı, birleşen dava artık değere katılma alacağı isteklerine ilişkindir. Somut olaya gelince; eşler, 25.11.1988 tarihinde evlenmiş, 06.11.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m)....
Davalı-karşı davacı T1 vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, 24/03/2016 tarihinde evlenen tarafların 2017 doğumlu müşterek bir çocuklarının bulunduğunu, taraflar arasında davacı ve ailesinden kaynaklanan geçimsizlik olduğunu açıklayarak, davacının haksız davasının reddine, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin müvekkiline verilmesine, belirtilen nafaka, maddi manevi tazminat, ziynet eşyasının aynen aksi halde şimdilik 1000TL bedelinin, mal rejiminin tasfiyesi ile şimdilik 1000TL alacağın faiziyle davacıdan tahsiline, müvekkilinin ve müşterek çocuğun haklarının (nafaka,tazminatlar ve mal rejiminin tasfiyesi nedeni ile) teminat altına alınmasının sağlanması için davacı-karşı davalı adına kayıtlı Denizli İlinde bulunan arsa/taşınmaza ve devre mülke ve Ziraat Bankası Alibeyköy Şubesindeki taraflar adına olan USD ortak hesaba ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir....