Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

zararlar doğuracağından tedbir talep etme zorunluluğu olduğunu beyan ettiği, bu nedenle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, alacak talebine ilişkin beyanda bulunmadığı, mahkemece boşanma kararı verilirken davacının mal rejiminin tasfiyesi isteminin tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verildiği, davacı vekili tarafından tefrik sonrası bilirkişi raporları dosyaya alındıktan sonra sunulan 29.01.2019 tarihli dilekçede, davaya konu 305 ada 14 parsel ile araca ilişkin taleplerini ilerde dava ve talep etme hakkı saklı kalmak kaydıyla ... bıraktıklarını, 369 ada 4 parselde kayıtlı 31 numaralı bağımsız bölüm için 105.000 TL alacağın karar tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır....

    Protokole yönelik yukarıdaki açıklamalar ışığında boşanma davasında davalı olan kadınının boşanmanın fer'ilerinden olan maddi, manevi tazminat vb. açıkça feragat ettiği sabit ise de, mal rejiminin tasfiyesine konu olan evlilik birliği içinde edinilen taşınır veya taşınmazlardan kaynaklanan haklarından ve ziynet talebinden feragat ettiği kabul edilemez. Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve ismen sayılmak suretiyle açıkça belirlemiş olmaları gerekir. Uyuşmazlık konusu protokolün bu haliyle TMK 226 ve 226/1 maddesi uyarınca eşlerden birinin diğerinde bulunan ziynetlerin talebini ve mal rejiminin tasfiyesini de kapsamadığı görülmekte bulunan dava yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır....

      Somut olaya gelince; eşler, 27.02.2009 tarihinde evlenmiş, 16.09.2013 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 30.06.2014 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK mad.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 Sayılı Yasa mad.10, TMK mad.202). Tasfiyeye konu 2381 parsel 47 nolu mesken, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 20.03.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK mad.179)....

        Az yukarıda da belirtildiği gibi mal rejiminin tasfiyesi sonucu alacak miktarı 9.013-TL olarak belirlendiğine ve taleple bağlı kalınarak 5.000-TL'ye hükmedildiğine göre fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi mahkeme gerekçesi ile de çelişkili olmuştur....

          KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki boşanma davasının derdest olduğunu, evlilik boyunca müşterek evin tüm ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, davalının hiç bir katkısının bulunmadığını buna rağmen edinilen 12 nolu dairenin tapusunun davalı ile müşterek olarak adlarına tescil edildiğini, 2008 yılında ekonomik sıkıntı nedeni ile taşınmazın satılarak bedelinin davalı hesabına yatırıldığını ayrıca kendisine ait tüm kişisel ziynet eşyaları ile plaketlerinin de davalı yedinde kaldığını ileri sürerek, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı, değer artış payı, atık değer ve alacakların belirlenmesine ve kişisel ziynet eşyaları, ödül ve plaketlerin aynen iadesine, fazla hakları saklı kalarak 125.000 TL.nin faizi ile ödetilmesini istemiştir....

            nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, karar ... tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere; redle sonuçlanan dava, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğine ilişkindir. Eldeki dava ise; sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olup, her iki dava dosyasının tarafları aynı olmadığı gibi, dava konusu ve sebeplerinin de aynı olduğundan söz etmek mümkün görülmediğinden; derdestlik koşulları oluşmamıştır. Mahkemece, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak tartışılması ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra talebin esası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... (... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Malatya 1. Aile Mahkemesinden verilen 10.06.2011 gün ve 406/454 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili tarafından davalı ... aleyhine açılan mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda mahkemece davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki, temyizden feragat yetkisine sahip olduğu dosya arasındaki vekaletname ve yetki belgesi ile anlaşılan davacı vekili Avukat ...ın Malatya 1....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... (...) aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 13.Aile Mahkemesinden verilen 26.10.2010 gün ve 619/1014 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 3.766,63 TL'nin temyiz eden davalı-karşı davacıdan alınmasına 09.04.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi....

                  Diğer yandan her iki tazminatın da mal rejiminin sona erdiği tarihte mal varlığı değerleri arasında bulunmaması, dava konusu iki parça taşınmazın alım tarihleri itibariyle bu tazminatlardan söz etmek mümkün bulunmadığı gibi bu tazminatların ancak boşanma kararının kesinleşmesi ile gündeme gelebileceği dikkate alındığında, bilirkişi raporundaki açıklamaların da yerinde olmadığı açıktır. Nasıl ki emeklilik hakkını kazanmış olmakla birlikte mal rejiminin tasfiyesi sırasında henüz bir emekli ikramiyesi ödemesi olmamışsa katılma alacağı hesabı yapılmamakta ise maddi tazminat bakımından da henüz mal rejiminin tasfiyesi sırasında ortada bir maddi tazminat olmadığına göre hesaplama mümkün olmayacaktır. Diğer taraftan bu tazminatlar edinilmiş mal olmamakla beraber bir an edinilmiş mal olarak kabulleri halinde dahi davalı tarafından bu tazminatlarla ilgili usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış bir dava olmadan kadının katılma alacağından düşülmeleri de mümkün olamaz....

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi Samiye Sünetçi ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair Şuhut Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinden verilen 01.12.2011 gün ve 191/343 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde; taraflar arasındaki boşanma davasının sonuçlandığını, ancak, Yargıtay incelemesinde olduğu için henüz kesinleşmediğini, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle taraflar arasındaki mal rejiminin sona erdiği için tasfiyesini isteme zorunluluğunun doğduğunu, tarafların evlilikleri esnasında alınan ve mal rejimi kapsamında bulunan davalı adına kayıtlı Konya İli, Selçuklu İlçesi, Dikilitaş Mahallesi 12930 sayfa 3 parsel sayılı taşınmaz ile yine Konya İli, Selçuklu İlçesi, Dikilitaş Mahallesi 12937...

                      UYAP Entegrasyonu