DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davanın eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesi davası olduğu, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğu, tarafların halen evli oldukları, TMK'nın 214/3 maddesi uyarınca işbu mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davada yetkili mahkemenin davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi olduğu, dava dilekçesinde, davalı vekili tarafından sunulan vekaletnamede ve cevap dilekçesinde davalının adresinin İstanbul olarak bildirildiği, dolayısıyla davalının ikamet adresinin İstanbul olduğu, tüm bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararının doğru olduğu anlaşılmış olup davacı-davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Kural olarak anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimine yönelik anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olaya gelince; Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de; ulaşılan sonuç isabetli değildir. Davacı ...'in boşanma protokolündeki ve protokolü doğruladığı 29.02.2012 tarihli oturumdaki boşanma dava dosyasındaki beyanı, boşanmanın fer'i niteliğindeki mali konulara yönelik olup, mal rejiminin tasfiyesi dolayısı ile eldeki dava konusu yapılan malvarlığına ilişkin bir açıklama içermemektedir. Mal rejiminin tasfiyesi boşanma davasının eki niteliğinde olmadığından; boşanmayla birlikte karara bağlanması zorunluluğu bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ve eşyaların iadesine ilişkin davada ... 2. Aile ve ... 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, boşanma sonrasında açılan mal rejiminin tasfiyesi ile kişisel eşyaların iadesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, yatırım amacıyla alınan altın ve ziynet eşyalarının B.K. hükümlerine tabi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, T.M.K.'nın 202, 226 ve 227 maddeleri tartışılacağı gerekçesiyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. T.M.K.’nın 226. maddesinde “her eş, diğer eşte bulunan mallarını geri alır.”...
Mahkemece, davanın kısmen kabül kısmen reddine, karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili ve davalı vekili taraflarından temyiz edilmiştir. Taraflar, 25.07.1976 tarihinde evlenmiş,.......Sulh Mahkemesi'nde açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesi üzerine boşanmışlar, hüküm 25.01.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu boşanma ilamı,... Asliye Hukuk (Aile mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nin 16.05.2008 tarihinde kesinleşen kararıyla tanınmıştır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK'nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202.m)....
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda, davacı vekiller tarafından yürütülen katılma alacağı davası henüz boşanma davası sonuçlanmadan açılmış, boşanma davası da feragat ile sonuçlanmıştır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, değer artış payı ve artık değere katılma alacak isteklerine ilişkindir. Eşler, tasfiyesini istedikleri 4928 ada 1 parselde bulunan 21 nolu bağımsız bölümü, evlilik birliği devam ederken 24.01.2012 tarihinde satın alarak 1/2 oranında adlarına paylı mülkiyet şeklinde tescil ettirmişler ve halen tapu sicilinde aynı şekilde ve oranda kayıtlıdır. Evlilik birliği devam ederken serbest iradeleriyle gerçekleştirdikleri bu paylaşımla, her bir payın o eşin kişisel mal grubuna terk edildiği kabul edilmelidir. Davacı tarafça, paylı şekilde tescil edildikten sonra katkıda bulunulduğu da iddia edilip kanıtlanmadığına göre, ayrıca boşanma dava tarihinden sonraya kalan kredi ödemelerinin mal rejiminin tasfiyesi hükümlerine tabi olmayıp genel hükümlere tabi olduğu da göz önüne alınarak davalı eş adına kayıtlı paya yönelik davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından, boşanma davasının reddi, yoksulluk nafakası, ziynet eşyası talebinin reddi, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talep hakkında karar verilmemiş olması ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 18.01.2016 günü temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve vekili Av. ... ile karşı taraf davacı-karşı davalı ... vekili Av. ....... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; eşler Antalya 1. Aile Mahkemesi'nin 30.01.2013 tarih ve 2010/798 Esas- 013/86 Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma ile sona ermiştir. Davalı tarafça, süresinde yetkisizlik ilk itirazında bulunulmuştur (HMK'nun 116,117. m)....
"İçtihat Metni"Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı ve değer artış payı ..... ve.... aralarındaki katılma alacağı ve değer artış payı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Aile Mahkemesi'nden verilen 10.10.2013 gün ve 5/1381 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile dava dilekçesinde ileri sürdüğü evle ilgili olarak katılma alacağı ve eve yapmış olduğu tamiratlarla ilgili olarak değer artış payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolü ve davacının boşanma davasındaki mahkeme içi ikrarı boşanmanın ferileri yanında mal rejiminin tasfiyesini de içerdiğinden davanın reddine ve davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 1.320,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınmasına karar verilmiştir. Hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir....