Mahkemece, davacının boşanma davası açıldıktan ve dolayısı ile mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra edinilen tasfiyeye konu taşınmaz ve araçlara yönelik alacak talebine ilişkin görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak buna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....
Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında evlenme tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK'nun 202, 4722 sayılı Yasa'nın 10.m.). Taraflar 16.09.2010 tarihinde açılan 13.12.2011 tarihte kesinleşen boşanma davası ile boşanmışlardır. Tasfiyesi talep edilen kıdem-ihbar tazminatı ve kullanılmayan izin ücreti davalıya mal rejimi sona erdikten sonra 01.12.2010 tarihinde verilen çıkış belgesi uyarınca ödendiği anlaşılmaktadır. TMK'nun 219. maddesi uyarınca, edinilmiş mal olarak tasfiye kapsamında kabul edilmesi gereken mevcut malvarlığı kapsamındaki alacaklar muaccel hale gelmiş (TBK.m.90) alacaklardır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davacı tarafından 10.11.2011 tarihli dilekçe ile ıslah edilmiş, ıslah edilmiş şekliyle, mal rejimini tasfiyesi ile katılma alacağının ve değer artış payı alacağının tahsiline dönüştürülmüştür. Mahkemece de, dava ıslah edilmiş şekliyle görülmüştür. Buna göre, uyuşmazlık ve hüküm, mal rejiminin tasfiyesi ile katılma ve değer artış payı alacağının tahsiline ilişkin olup, inceleme görevi ... Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince ... 8.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli ... 8.Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.11.2013 (Pzt.)...
Hukuk Dairesi DAVALILAR DAVA TÜRÜ : Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptal tescil istemi ile açılmış olup yargılama sırasında davacı erkek tarafından verilen 31.5.2016 tarihli dilekçeyle, mal rejiminin tasfiyesi ve tapu iptal tescil istemiyle dava ıslah edilmiştir. Mahkemece 19.9.2018 tarihli celsede tapu iptal tescil davasının mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davadan tefriki ile mal rejiminin tasfiyesi davası yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Uyuşmazlık ve hüküm eşler arasındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, incleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren 23.01.2020 tarihli 2020/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir....
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK mad. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 214/2. maddesi hükmüne göre, eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, boşanmaya, evliliğin iptaline veya hâkim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme yetkilidir. Buna göre, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre değil, özel düzenlemenin yer aldığı Türk Medeni Kanunu'na göre belirlenmelidir. Somut olayda; eşler ... 2. Aile Mahkemesinin 28.04.2015 tarihli ve 2015/150-356 Esae-Karar sayılı ilamı ile boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma ile sona ermiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2021/145 ESAS - 2021/859 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma - Mal Rejiminin Tasfiyesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında, davacı tarafından istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü....
Aile Mahkemesinin 2014/857 Esas sayılı boşanma davası bulunduğu belirtilerek mal rejiminin tasfiyesi kapsamında iş bu alacak davasının açıldığı, mahkemece sonucu beklenen boşanma davasının 28/05/2019 tarih ve (bozma sonrası aldığı esasa göre) 2019/252 Esas, 2019/389 Karar sayılı ret kararı ile sonuçlandığı, kararın 01/10/2019 tarihinde kesinleştiği, bunun üzerine davacı tarafça bu kez İzmir 20. Aile Mahkemesinin 2019/511 Esas sayılı dosyasında yeniden boşanma davası açıldığı, bu aşamadan sonra 31/01/2020 tarihinde de istinafa konu iş bu mal rejiminin tasfiyesi davasında davanın usulden reddine karar verildiği, kararın tebliğe çıkarılmadığı dönemde İzmir 20. Aile Mahkemesinin 2019/511 Esas sayılı dosyasında yargılama yapıldığı ve 04/06/2021 tarih, 2021/337 Karar sayılı ilam ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, bu kararın henüz istinaf aşamasında olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 8....
Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla “Edinilmiş Mallara Katılma”, “Mal ayrılığı”, "Paylaşmalı Mal Ayrılığı” ve “Mal Ortaklığı” başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de “mal” ya da “malvarlığı” tabiri kullanılmıştır. Nitekim, 219. maddede “Edinilmiş Mallar”, 220. maddede “Kişisel Mallar” ve 222/2.madde de “Paylı Mülkiyete Konu Mallar” hakkında düzenleme getirilmiştir. Başlık ya da kanun maddelerindeki, “mal” tabirinden, eşlerin sahip oldukları mal rejiminin tasfiyesi davalarına konu edilebilecek ve ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamı anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, “mal” tabirinden, sayın çoğunluğun bozma gerekçesinde belirttiği gibi, boşanmanın feri niteliğindeki nafaka, maddi-manevi tazminat istekleri ile feri niteliğinde bulunmayan ev ve çeyiz eşyaları anlaşılmamaktadır....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi kapsamında artık değere katılma alacağı ile ziynet alacağı taleplerine ilişkindir. Tasfiyeye konu taşınmazın, bedelinin tamamının ya da bir kısmının kredi ile karşılanması durumunda, kredi veren kuruluşa yapılan geri ödemelerin isabet ettiği dönem, miktarı ve taksit sayısından hareketle, mal rejiminin tasfiyesi sonucunda eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nun 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakları doğabilecektir. Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; yabancı mahkeme dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir....