Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun m. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. .//.....
Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren intifadan men koşulu gerçekleşir, aynı zamanda çekişmeli bağımsız bölüm aile konutu olmaktan çıkar. Somut olayda; Tapu kaydına göre, dava konusu İstanbul, Gaziosmanpaşa İlçesi, Küçükköy Mahallesi, 100709 parsel sayılı, 138,30 m² yüzölçümlü, arsa nitelikli taşınmazda, zemin kat, 2 numaralı daire nitelikli bağımsız bölümün 13.01.2010 tarih ve 478 yevmiyeli satış işleminden tam hisse ile davacı T1 adına kayıtlı olduğu, tapu kaydında, davalı Vahide Gül lehine 06.06.2013 tarih ve 10922 yevmiye ile "aile konutu" şerhi bulunduğu görülmektedir. Tarafların Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesi’nin 2013/302 Esas, 2016/250 Karar sayılı kararı ile 22.03.2016 tarihinde boşanmalarına dair verilen kararın boşanma hükmü yönünden 27.03.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yine taraflar arasında, Gaziosmanpaşa 4. Aile Mahkemesinin 2015/951 E. sayılı dosyası ile mal paylaşımı-katkı payı alacağı davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır....
bu mal varlığı yönü ile taleplerinin bulunmadığını belirterek, davalının davaya konu taşınmazları 32 yıllık evlilik birlikteliğinde kazanmış olması ve boşanma kararı sonrası bu mal varlığını 3. kişilere devredeceği yönünde hareketlerde bulunması sebebi ile ivedi olarak davaya konu mal varlığı üzerine tedbir konulması ile davanın kabulü ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi sonucu fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı tarafından mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkin eldeki dava açılmış olup, bu davanın görülebilirlik koşulu TMK 225. maddesinde belirtilen ölüm, boşanma, evliliğin iptali veya başka bir mal rejimine geçilmesi nedeniyle son bulması gerekir. Taraflar arasındaki Patnos Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde görülen boşanma davası derdest bulunduğu ve mal rejiminin tasfiyesine yönelik eldeki davanın boşanma davası neticelenmeden açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalının nüfus kayıtlarına göre 03/11/1985 tarihinde evlendikleri anlaşılmakta olup, 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerlidir (TKM mad.170)....
DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanmalarına; müvekkil yararına dava tarihinden geçerli olmak üzere 1.000,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, hükmedilecek tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına ve her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takdiren 25.000,00 TL maddi tazminatın, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan müvekkiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın, kararın kesinleşmesinden itibaren yasal faizi ile ödenmesine, müvekkile ait ve davalı tarafından bozdurulan ziynet eşyalarının tespiti ile tespit edilecek ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün olmadığı...
Davalı vekilinin cevap ve tedbire itiraz dilekçesi özeti; tarafların öncelikle boşanma davasının beklenilmesini, her iki davanın delillerinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, davacının maddi gerçeğe aykırı taleplerle davalı adına kayıtlı bulunan tarımsal amaçlı kullanılan, üstelik mirastan gelen hak ve hisseler üzerine tedbir konulmasının hatalı olduğunu, davacının kendi üzerindeki malları göstermediğini, sadece davalı üzerinde ortak edinilmiş mal varlığı gibi göstererek mahkemeyi yanılttığını, ihtiyati tedbir kararının mal paylaşımı davası sonunda elde edilecek hak ve alacağı temine yönelik olduğundan hak ve alacak ile orantılı olması gerektiğini, davacının talebi ve mahkeme kararının hakkaniyete, ölçülük ilkesine açıkça aykırı olduğunu, mahkemenin aldığı teminat miktarının da yetersiz olduğunu, öncelikle tedbirin kaldırılmasına, veya tedbir kararının hakkaniyete uygun ve ölçülük ilkesi uyarınca verilmesi ve isabetli teminat alınmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Şöyle ki, TMK'nun 225.maddesinde mal rejiminin ne şekilde sona ereceği ve sona erme tarihi yazılı olup, boşanma sebebiyle evliliğin sona ermesi durumunda mal rejimi boşanma dava tarihi itibariyle sona erecektir. Bu maddede fiili ayrılık veya eşlerin ayrı yaşamaları mal rejiminin sona erme sebepleri arasında sayılmamıştır. Somut olayda, tasfiyeye konu 1600 parseldeki 1/4 hisse mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi olan 10.07.2008 tarihinden önce 04.01.2003 tarihinde davalı eş tarafından satın alınarak adına tescil edildiğine göre, evlilik birliği içinde edinildiği ve satın alınma tarihine göre edinilmiş mal niteliğinde olduğu tartışmasızdır....
Diğer yandan mal rejiminin tavsiyesi davası, boşanma davasının fer’î niteliğinde olmadığından, boşanma davasında tarafların anlaşmış olmaları kural olarak boşanma davasının fer’î niteliğindeki tazminat, nafaka ve velâyet konularını kapsadığı kabul edilmelidir. Şayet eşler, boşanma davasında mal rejiminin tasfiyesi hususunda da anlaşma yapmak istiyorlarsa, bu hususun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta olması çok önemlidir. Soyut, muğlâk, her anlama gelebilen, farklı şekilde yorumlanmaya açık, müphem kelime ve cümleler kullanılan anlaşma metinleri sonradan açılan davanın görülmesine engel teşkil etmez. 25. Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, tarafların İzmir 5....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi ve Ziynet Alacağı ... ve ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi ve ziynet alacağı davasının usulden reddine dair .... .... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ....01.2015 gün ve 630/44 sayılı hükmün ...'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekilinin, boşanma davası ile birlikte ziynet alacağı ve evlilik birliği içerisinde edinilen araç yönünden mal rejiminin tasfiyesine ilişkin talebi tefrik edilerek iş bu temyize konu esasa kaydedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; Duruşma için belli edilen gün ve saatte taraflardan gelen olmadığı görülerek evrak üzerinde inceleme yapılmasına karar verildi. İnceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı; davalıların kardeşleri olduğunu, miras bırakanları olan anneleri ...' in ölüm tarihinin 10.06.1992 olduğunu, mirasçılar arasında taşınmazların paylaşımı için tapuya gittiğinde murisin sahip olduğu bir kısım taşınmazları oğulları olan davalılara temlik ettiğini öğrendiğini, diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla bu işlemlerin yapıldığını, bu nedenlerle muris muvazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil olmazsa tenkise karar verilmesini talep etmiştir....