Davalılardan ..., davacının aciz belgesi ibraz etmediğini, taşınmazın ilk önce kendisi tarafından emekli ikramiyesi ile satın alındığını ve borçlu eşi adına tescil ettirdiğini, daha sonra boşandıklarını ve aralarındaki mal paylaşımı sonucu taşınmazın kendisine kaldığını, iyi niyetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, diğer davalı cevap vermemiştir. Mahkemece davalıların karı koca olmaları nedeniyle davanın kabulüne ve taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun takip dosyasındaki davacı alacağını ve ferilerini karşılayacak oranda iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılardan.... tarafından temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini tarafların Giresun Aile Mahkemesinin 2016/797 Esas numaralı dosyasında müvekkilinin davacısı olduğu TMK'nın 161. maddesi kapsamında zina nedenine dayalı boşanma davası olduğunu ve yürütülen yargılama neticesinde davalı Esra Gündoğan'ın zina eylemini gerçekleştirdiği sabit görüldüğünü ve davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiğini, TMK'nın m. 236/2 fıkrası ve Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereği boşanmanın özel boşanma sebebi olarak zina veya hayata kast nedenine dayalı olarak gerçekleşmiş olması halinde eşin katılma alacağının tümüyle kaldırılmasına veya azaltılmasına karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle davacının katılma alacağının olduğunu kabul etmemekle birlikte aksi halde dahi boşanma zina nedenine dayalı olarak gerçekleştiğinden katılma alacağına ilişkin talebin reddi gerektiğini, bahse konu aracın ve evlerin müvekkilinin ekonomik durumunun kötüye gitmesi, kredileri...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dilekçesinde davalının edinilmiş mallara katılma hakkının ortadan kaldırılmasını istediği, 15.01.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında da zina nedeniyle tam kusurlu eşin edinilmiş mallara katılma alacağının ortadan kaldırılmasını talep ettiği, hem Almanya'da hem de Türkiye'de açılmış boşanma davasının olduğu, Mahkemece boşanma davasının mal rejiminin tasfiyesi için bekletici mesele yapması gerektiği, davacının dava dilekçesi ve ön inceleme duruşmasında davalının alacak hakkının ortadan kaldırılmasını istemiş ise de davacının mal rejiminin tasfiyesi ya da tasfiye nedeniyle alacak talebinde bulunmadığı, Mahkemece davalı adına yapılan sorgulamada mal tespit edilemediği, taraflarca da davalı adına kayıtlı herhangi bir mala ilişkin açıklama yapılmadığı, davacının üzerine kayıtlı taşınmazlar yönünden davalının katılma alacağının ortadan kaldırılması isteğinde bulunulduğu, davalı adına kayıtlı...
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dosyadaki tutanak ve deliller, gerek boşanma gerekse eldeki dosya kapsamı karşısında, tarafların boşanmalarına ilişkin Bodrum Aile Mahkemesi'nin 2018/838- 893 esas ve karar sayılı kesinleşen kararı ile kararın eki sayılan ve tasdikine karar verilen 24/09/2018 tarihli protokolde yukarıda da açıklandığı üzere "...taraflar ortak malların ve kişisel eşyaların paylaşımı konusunda tam bir mutabakat içindedir", III/2. maddesinde de, "müşterek edinilmiş menkul yada gayrimenkul mevcut değildir." şeklinde ibare bulunduğu, bu ibarenin mal rejiminin tasfiyesi bakımından bir düzenlemeyi içerdiği, az yukarıda yazılı olduğu üzere tarafların boşanma davasının 23/10/2018 tarihli oturumunda protokol altındaki imzaların kendilerine ait olduğu, duruşmada davacı kadının ayrıca "edinilmiş mal" talebinin bulunmadığı şeklindeki beyanları dikkate alındığında, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile ilgili protokolde düzenleme yapıldığı, mahkeme huzurunda da tekrarlanan...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin en son 28.10.2020-29.10.2020 tarihleri arasında başka kadınlarla otelde konakladığı, bu durumda, zina için öngörülen altı aylık sürenin son eylem tarihi olan 28.10.2020 tarihinden başlayacağı, zina hukuki sebebine dayanan boşanma davasının kabulü koşullarının oluştuğu, ancak, İlk Derece Mahkemesince davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verildiği, davanın terditli açılan bir dava olmayıp, 166 ncı maddeye dayalı boşanma hükmünün taraflarca istinaf edilmemesi nedeni ile kesinleştiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin bu kesinleşme nedeni ile sona erdiği, bu nedenle davacı kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, müvekkilinin 16/08/2011 tarihinde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma, velayet, nafaka, gayrimenkullerin ve banka hesaplarının paylaşımı ve buna ilişkin ihtiyati tedbir ve manevi tazminat istemli davasını İstanbul 3....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların yabancı mahkeme kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma sırasında mal paylaşımı yaptıkları, mal paylaşımı sırasında dava konusu kooperatif üyeliğinin gündeme getirilmediği, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının Türk mahkemelerince de tenfizine karar verildiği, davacı ile davalının Türkiye'de birlikte tatil yaptıkları, davacının hisse devrini davalı ... tarafından korkutmaya bağlı olarak yaptığı iddiasının tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamına göre ispatlanamadığı, devrin aşırı yararlanma ile sakat olduğu iddiasının ise devrin boşanma karşılığı davalıya verildiği sonucuna varıldığı, davacının hisse devir sözleşmesini tehdit ve korku altında yaptığı iddiasını ispat edemediği gibi gabin şartlarının da bulunmadığı, devir sözleşmesinin tarafların birlikte başvurusu ile diğer davalı kooperatifçe kabul edildiği ve bunda da bir eksiklik bulunmadığı gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen maddi tazminat talebi ve manevi tazminatın miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin sadakatsiz davrandığı bu nedenle ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmış, davacı kadının çalıştığı gerekçe gösterilerek kadının maddi tazminat talebinin reddedildiği anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini, 186. maddesi, eşlerin evi birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür....
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmanın geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve ismen sayılmak suretiyle açıkça belirlemiş olmaları gerekir. Uyuşmazlık konusu protokolün bu haliyle mal rejiminin tasfiyesini de kapsadığını söylemek güçtür. Hangi hususları içerdiği muğlak olan protokolün TMK'nun 166/3 maddesine uygunluğu kabul edilemeyeceğinden davacının boşanma davasına ilişkin dava dilekçesi ve yargılama oturumundaki beyanları esas alınarak aleyhine karar verilemez. Bu halde mahkemece, tarafların evlenme tarihi, dava dilekçesi ve dava konusu ...........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Mal Rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadın, davacı-karşı davalı erkeğin açtığı zina hukuksal nedenine dayalı boşanma davasında verilen boşanma kararı yönünden temyiz talebinden vazgeçtiğini 25.11.2016 tarihinde gönderdiği dilekçe ile bildirdiğinden bu yöne ilişkin olarak temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b)Davalı-karşı davacı kadın...