WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma ve Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadının davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve kendi tazminat taleplerinin reddi ile iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar...

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava boşanma davası olup mal rejiminin tasfiyesi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, boşanma ve mal paylaşımı davasının birlikte açıldığını, boşanma ve mal paylaşımı davasının kanunlarımız gereği ayrı açılması gerektiğini, çünkü boşanma davası kesinleşmeden mal paylaşımı davası devam etmeyeceği için bekletici sorun olarak değerlendirilmesi gerektiğini, fakat söz konusu davada davacı taraf her iki davayı ayrı ayrı açması gerekirken beraber açmış bununla birlikte mahkeme de davacı tarafın istediği ihtiyati tedbir kararını kabul ederek karar verdiğini, 09.02.2022 tarihli ara kararının yasalarımıza aykırı olduğunu, mahkemenin ara karar verip dosyaları tefrik edip ayırması ve tefrik ettiği mal paylaşım davasının devam edebilmesi için harç belirtmesi, belirtilen harç davacı tarafça yatırılması sonucu ihtiyati tedbir kararını ancak o zaman değerlendirmesi gerektiğini, yasal düzenleme gereği boşanma davası ve mal paylaşımı davası birbirlerinden...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve mal paylaşımı K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, düğünde davacıya takılan bileziklerin aynen iadesi olmadığı takdirde bedellerinin tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...

      DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşandıklarını ve kararın kesinleştiğini, boşanma protokolüne göre dava konusu taşınmazda müvekkilinin çocukları 18 yaşına gelene kadar birlikte ikamet etmesi gerektiklerini ancak davalının protokole aykırı olarak zorla müvekkilini evden çıkardığını, tarafların anlaşmalı boşansalar da katılım payı alacağı ile ilgili bir karar verilmediğini, bu nedenle bu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, protokolde kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta yazılı olmadıkça tarafların boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde mal paylaşımı davası açabileceğini, boşanma protokolü incelendiğinde de mal rejiminden doğan alacak hakkından açıkça feragat edildiğine dair bir ibare olmadığını, evlilik döneminde düğünde takılan 15-25 gramlıklardan oluşan 8 bilezik, kolye, zincir, 15'e yakın çeyrek altın bozdurularak ... plakalı aracın satın alındığını ve bu aracın tekrar satılarak dava konusu taşınmazın alımında peşinat için verildiğini, müvekkilinin...

        Aile Mahkemesi’nin 2019/923 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası ikame ettiğini, davalı ile boşanmaları ve davalı kocanın adına kayıtlı mal varlığının %50'sinin kendi adına tesciline karar verilmesini dilekçesinde talep ettiğini, ancak müvekkilinin davayı açarken yalnızca 44,50 TL başvurma harcı, 44,50 TL peşin harç yatırdığını, müvekkili dilekçesinde her ne kadar mal paylaşımına yönelik taleplerde bulunmuş ise de, usulüne uygun dava açmadığını, mal paylaşımı taleplerine ilişkin herhangi bir harç yatırmadığını, yerel mahkemenin 01/07/2020 tarihli 3. celsesinde müvekkiline dava dilekçesinde bildirmiş olduğu mal rejimine ilişkin hususlarda talebini netleştirmesi değer bildirmesi ve harç yatırması için 2 haftalık kesin süre verdiğini, ancak müvekkilinin verilen kesin sürede harç yatırabilecek maddi gücü olmadığı için harcı yatıramadığını, bunun üzerine müvekkilinin yanlış yönlendirildiğini ve eğer diğer taleplerinden vazgeçersen davan daha kısa sürede sonuçlanır denildiğini ve bunun üzerine...

        Alacaklısından mal kaçırmak amacında olabilen borçlu bu durumda amacına uygun bir mahkeme kararı elde edebilecektir. Somut olayda, davalı borçlu ile diğer davalı eşi, boşanma davasına esas olmak üzere bir protokol hazırlamış ve bunu mahkemeye sunmuşlardır. Davacı alacaklı, anılan protokol ile borçlu tarafından eşine devredilen taşınmazlar hakkındaki tasarrufların iptalini istemiştir. Davacının asıl amacı, boşanmaya ilişkin mahkeme hükmünün iptali değil, taşınmaz devrine ilişkin tasarrufun iptalidir. Tasarrufun tarafları karı-kocadır. Boşanma davasında tarafların mal bölüşümü mahkeme tarafından belirlenmiş değildir. Tarafların mahkemeye anlaşma şeklinde bildirdikleri iradeleri ile mal paylaşımı belirlenmiştir. Bu gibi hallerde borçlunun alacaklısından mal kaçırabilme imkanı vardır. Gerek tasarrufun iptali davalarında, gerekse HUMK.nun 446. maddesinde yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurmak suretiyle açılan davaların yasal düzenlemelerinin, aynı amaca yönelik olduğu kuşkusuzdur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı mirasçıları tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece verilen 28.06.2016 tarihli ilk karar, davacı kadın tarafından nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin uyulmasına karar verilen 28.02.2017 tarih, 2016/25420 esas, 2017/2051 karar sayılı ilamıyla “davacı kadın 15.02.2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesi ile bozulmuştur. İlk karardan sonra temyiz edilmeyen boşanma hükmü artık kesinleşmiştir. Davacının, davadan feragati nedeniyle bozulmasına karar verilen ilamdan sonra yeniden yapılan yargılamada, kesinleşen kısımlar hakkında hüküm kurulamaz....

            Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK'nun m. 236/2 "Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Somut olaya gelince; eşler, 02.11.2002 tarihinde evlenmiş, 13.09.2011 tarihinde açılan boşanma davasında TMK'nun 166/1-2 maddesinde düzenlenen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" ve TMK'nun 163.maddesinde düzenlenen "haysiyetsiz hayat sürme" sebeplerinin gerçekleştiğinden bahisle verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son)....

              Bir eşin bütün mallarının aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerekir (TMK 222. m). Artık değere katılma alacağı ve değer artış payı alacağı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK 227/1, 228/1, 232 ve 235/1. m)....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma - Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının dava dilekçesindeki talebi üzerine, davalı hakkında 6284 sayılı Kanun gereğince davaya bakan mahkemece alınan "önleyici ve koruyucu" tedbir kararları temyizi kabil kararlardan olmadığından davalının bu tedbir kararına yönelik temyiz talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacının işin esasına ve davalının da tedbir nafakasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz isteklerinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın...

                UYAP Entegrasyonu