Dosyadaki belgelerden tarafların birbirleri aleyhine boşanma davası açtıkları, kadının açtığı boşanma davasının reddedildiği, erkeğin açtığı karşı boşanma davasının ise kadının eşine hakaret ettiği, eve geç geldiği, evi terkettiği, davranışları ile evlilik birliğini temelinden sarstığı gerekçesi ile kabul edildiği, tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin babaya verilmesine karar verildiği, boşanma kararının 17/01/2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. (TMK m. 175) Tam kusurlu kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilemez. O halde, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü doğru bulunmamıştır....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; anlaşmalı boşanma davasında protokolde velâyet, ev, ziynet, mal paylaşımı ve maddî-manevî tazminat, nafaka, taşınır taşınmaz malların paylaşımı hususunda anlaşmaya vardıklarını, davacının kötü niyetli olduğunu, haksız davanın reddini ve dayanaktan yoksun şekilde kötü niyetli olarak açılmış dava nedeniyle davacı aleyhine 5.000,00 TL disiplin para cezası verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma kararının 26.11.2018 tarihinde kesinleştiği, söz konusu kararda taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünün tarafların duruşmadaki beyanları doğrultusunda tasdikine karar verildiği, tarafların protokol kapsamında işbu davada dava konusu edilen taşınmazlar konusunda anlaştıkları, buna göre her üç taşınmazın maliyetlerinin ... tarafından karşılanması gerekçesi ile ...'...
Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın fer'i (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur....
Bu bölümün ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci ayırımları; sırasıyla “Edinilmiş Mallara Katılma”, “Mal ayrılığı”, "Paylaşmalı Mal Ayrılığı” ve “Mal Ortaklığı” başlıklarını taşımaktadır. Söz konusu bölüm ve ayırımların altında yer alan bir çok kanun maddelerinde de “mal” ya da “malvarlığı” tabiri kullanılmıştır. Nitekim, 219. maddede “Edinilmiş Mallar”, 220. maddede “Kişisel Mallar” ve 222/2. madde de “Paylı Mülkiyete Konu Mallar” hakkında düzenleme getirilmiştir. Başlık ya da kanun maddelerindeki, “mal” tabirinden, eşlerin sahip oldukları mal rejiminin tasfiyesi davalarına konu edilebilecek ve ekonomik değeri bulunan taşınır-taşınmaz varlıkların tamamı anlaşılmaktadır. Başka bir anlatımla, “mal” tabirinden, sayın çoğunluğun bozma gerekçesinde belirttiği gibi, sadece boşanmanın feri niteliğindeki nafaka, maddi-manevi tazminat istekleri ile feri niteliğinde bulunmayan ev ve çeyiz eşyaları anlaşılmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.06.2016 ( Salı )...
Davalının, daha önceki nafaka ilamına dayalı olarak nafaka alıyor olması, boşanma davası süresince Türk Medeni Kanununun 169'ncu maddesinde sayılan geçici önlemlerin alınmasına engel değildir. Bu durum, sadece nafaka miktarını tayinde ve boşanma davasının devamı süresince aynı miktarın mükerrer tahsiline yol açılmaması bakımından önem taşır. Böyle bir olasılık söz konusu ise "tahsilde tekerrüre yol açılmaması" kaydı konularak, bunun önüne geçilebilir. Bu bakımdan herhangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan davalı (kadın) ve yargılama sırasında yanında bulunduğu anlaşılan müşterek çocuklar H. ve D. A. yararına boşanma davası süresince geçerli olmak üzere Türk Medeni Kanununun 169’ncu maddesi gereğince uygun miktarda tedbir nafakası takdiri gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Boşanma ve ayrılık vukuunda, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK md 182/2)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Eşya Alacağı ve Mal Paylaşımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, mal paylaşımı ve eşya alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı delili olup incelenmesine gerek görülen .... sayılı dosyasının veya onaylı örneğinin eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.21.02.2013(Prş.) .......
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK. 339- 347. maddeleri gereğince velâyet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocuklara bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Velayet sahibinin; sağlayacağı eğitim ile çocuğu istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlâk sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....
Davalı duruşmaya katılarak; 12/10/2022 tarihli protokol altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacıdan maddi ve manevi tazminat, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, talebinin bulunmadığını, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı bir alacak istemediğini, ziynet alacağı bulunmadığını, ilerde bu hususlar ile ilgili dava açmayacağını belirterek anlaşmalı boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/3 gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına, nafaka ve tazminat talepleri bulunmadığının tespitine, birbirinden katılma alacağı talebi bulunmadığının tespitine, karşılıklı ziynet eşya alacağı olmadığının tespitine, 12/10/2022 tarihli protokolün tasdikine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve mal paylaşımı K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanma, maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULU'NA GÖNDERİLMESİNE, 27.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....