Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre, dava, 4721 sayılı TMK'nun 202 ve devam maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK'nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. TMK'nun 235. maddesi gereğince eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiyeye tabi tutulur. Aynı Yasanın 225/2 maddesi göre taraflar arasındaki mal rejimi evliliğin boşanma nedeniyle sona ermiş olması halinde boşanma ile sonuçlanan dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yasanın bu düzenlemesi ile kanun koyucu, eşler arasında boşanma davası ile birlikte eşlerin ayrı yaşama hakkı bulunduğundan mal rejiminin boşanma davasının devamı süresince askıda kalacağını ve ancak boşanma kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde geçmişe etkili olarak sona ereceğini öngörmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Mal rejiminin Tasfiyesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kendisinin reddedilen boşanma davası ve mal rejiminin tasfiyesi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; ihtiyati haciz kararı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde boşanma talebinin yanında mal rejiminin tasfiyesini de talep etmiş, harcını da yatırmıştır....
Taraflar 24.08.1993 tarihinde evlenmiş, 14.08.2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın kesinleşmesiyle, mal rejimi sona ermiştir (TMK'nun 225/2.m.). Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM'nin 170.m.), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TMK'nun 202, 4722 s.Y'nın 10.m.). Taraflar arasındaki boşanma dava dosyasının 21.01.2013 tarihli yargılama oturumunda davacı vekili boşanma davasının tali niteliğindeki tazminat ve yargılama giderleri ile eşya alacağı hususunda bir taleplerinin olmadığını beyan etmiştir. Söz konusu dosyanın yargılaması sonucunda mahkemece boşanmanın tali ve mali sonuçlarına ilişkin tarafların talepleri bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş olup söz konusu hüküm bu şekilde kesinleşmiştir....
Taraflar arasında “seçilebilir mal rejimlerinden” (Ömer Uğur GENÇCAN, Mal rejimleri Hukuku, Ankara 2007, Kısaltma: GENÇCAN-Mal Rejimleri, s. 125) birinin seçildiği ileri sürülmediğine göre eşler arasında kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) geçerli olduğu duraksamasızdır. Katılma alacağı davası boşanma davasından bağımsız ve ayrı olarak görülmesi gerekli bir davadır. Boşanma kararı verildiğine göre eşler arasındaki geçerli kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=edinilmiş mallara katılma rejimi) (= TMK. m. 202 f.I, 218-241) sona ermesi (TMK. m. 225 f. II) boşanma davası tarihinden itibaren gerçekleşmiş durumdadır. O halde mahkemece yapılacak iş boşanma kararı verilerek kesinleşmiş olmakla incelenebilir duruma gelen katılma alacağı davasının esası hakkında tarafların delillerini toplayarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir....
Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel yoktur. Bu bakımdan boşanma dava dosyasındaki tarafların karşılıklı olarak eşya, tazminat ve nafaka ile ilgili beyanları ve anlaşmalarının boşanmanın feri (eki) niteliğindeki konulara ilişkin olduğu, ayrıca eldeki davada yargılama sırasında kadının karşı tarafla ev alınması konusunda anlaştıklarına ilişkin beyanının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak taleplerinden vazgeçtiği anlamına gelemeyeceği,mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir anlaşma yapılmadığı, davacının boşanma dava dosyasında mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkından feragat ettiğine ilişkin açık bir beyanı olmadığı gibi, mal rejiminin tasfiyesine yönelik, hükme esas alınan bir protokol (anlaşma belgesi) de bulunmadığına göre, davacı tarafından eldeki davanın açılmasına engel bir durum yoktur....
Aile Mahkemesi’nin 2017/608 Esas sayılı dosyası ile devam ettiğini, davacının değişik zamanlarda davalar açtığını, barışma üzerine davalardan feragat edildiğini, davacının mal tasfiyesi talep ettiğini, müvekkilenin de mal tasfiye talebi olduğunu, bu hususta boşanma davası bittikten sonra tabi ki mal tasfiyesi yapılacağını, davacının üzerine birçok şirket ve gayrimenkul olduğunu, kendilerinin de bu şirket, gayrimenkulleri ve nakil araçları elinden çıkarma ihtimali güçlü olduğundan T1'un tüm malvarlığına ihtiyati tedbir konulmasını talep ettiklerini bildirerek boşanma davası sonucunda taşınır ve taşınmaz malları ve şirketlerinin tasfiyesine, ayrıca taraflar arasında cari olan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesine, katılım payı, katkı payı, değer artış payının tespitine, denkleştirme yapılmasına ve artık değerin belirlenmesine ve yasa uyarınca davacıya düşen kısmının faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun m. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. Bu tür davalarda mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; taraflar arasında görülen .... 5. Aile Mahkemesi'nin 2013/333 Esas, 2014/465 Karar sayılı boşanma dava dosyası ret ile sonuçlanmış ise de; davacı tarafın 8. yargılama oturumunda belirttiği gibi ve UYAP'tan yapılan kontrolde 05.02.2016 tarihinde açılan .... 7. Aile Mahkemesi'nin 2016/88 Esas sayılı boşanma davasının devam ettiği anlaşılmaktadır....
EŞLER ARASINDA MAL REJİMİ 4722 S. TÜRK MEDENİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜĞÜ VE UYGULAMA ŞEK... [ Madde 10 ] "İçtihat Metni" Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce açılmış olan boşanma davası sonuçlanıncaya kadar eşler arasında tabi oldukları mal rejimi devam eder. Dava boşanma karar ile sonuçlanırsa bu mal rejiminin sona ermesine ilişkin hükümler uygulanır. (4722 sayılı Kanun md. 10/2) Eşler arasındaki boşanma davası 15.03.2001 tarihinde açılmış, verilen boşanma kaWı 21.09.2004 tarihinde kesinleşmiş olmakla mal ayrılığı rejiminin sona ermfesi-ne ilişkin hükümler uygulanacağından işin esasının incelenmesi gerekirjken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Sonuç: Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple (BOZULMASINA) temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.04.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Diğer yandan davacının doğmamış haktan feragat edemeyeceği ileri sürülebilirse de; boşanma nedeniyle eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının dava tarihi itibarıyla sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibarıyla doğacağı ancak bu hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerektiği,boşanma kararının kesinleştiği, bu durumda davacı kadının beyanlarının boşanma davasının yargılaması devam ederken yapıldığı anlaşıldığına göre doğmamış haktan söz etmekte mümkün değildir. TMK'nın 2. maddesinde "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır....
Ne var ki, usul ekonomisi gözetilerek henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde boşanma davasının sonucunun beklenmesi bakımından bekletici mesele yapılması öteden beri Yargıtay’ın uyguladığı bir ilkedir. Direnme kararı üzerine Hukuk Genel Kurulu'na intikal eden bir dava nedeniyle, Hukuk Genel Kurulu'nun 27.06.2012 tarihli ve 2012/8-268 Esas, 2012/420 sayılı kararında, mal rejimi davasında, boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine karar verilmiştir. Somut olayda, taraflar arasında görülen Kırşehir Aile Mahkemesinin 2019/435 Esas, 2019/ 717 Karar sayılı boşanma dava dosyası ret ile sonuçlanmış ve 10.12.2019 tarihinde kesinleşmiş ise de; temyiz dilekçesi ve dosya kapsamındaki bilgiler uyarınca, UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu, taraflar arasında eldeki davanın karar tarihi olan 30.06.2020 tarihinden önce 10.12.2019 tarihinde açılan Kırşehir 2....