Aile Mahkemesinde açtığı boşanma davasının halen derdest olduğunu, Konya'daki boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ve mal rejimine dair davaların da birleştirilmesi gerektiğini beyan etmiş ise de bu yöndeki taleplerinin reddedildiği; mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir davanın esastan incelenip hüküm kurulabilmesi için boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kararın kesinleşmesi gerektiği, boşanmaya hükmedilmemesi halinde, eşler arasındaki mevcut mal rejiminin halen devam edeceği ve tasfiyesinin istenemeyeceği, boşanma davası reddedilir ve bu karar kesinleşirse; mal rejiminin tasfiyesine yönelik davanın da esastan incelenmeden usulden reddedilmesi gerektiği, taraflar arasında yürüyen ve bu davaya dayanak yapılan boşanma davasının Düzce 2. Aile Mahkemesinin 11.02.2020 tarih ve 2018/606 Esas, 2020/103 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, kararın kesinleştiği, işbu davanın Düzce 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Mal Paylaşımı ... ile ... aralarındaki boşanma ve mal paylaşmı davasının reddine dair ... 8. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu davalı adına kayıtlı bir adet taşınmaz ve nakit para ile ilgili olarak, taşınmaz yönünden ½ hissenin davacı adına tescilini ve nakit para yönünden yarısının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının katkısının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 06/08/2019 tarihinde açıldığı, aynı tarihte davacı tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, davacının mal rejiminin tasfiyesi davasından 25/06/2020 tarihinde feragat ettiği, işbu davadan feragat edildikten sonra Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasında verilen boşanma kararının 14/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona ermekle birlikte tasfiye anı mal rejimi ile ilgili kararın verildiği tarihtir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmediği sürece mal rejiminin tasfiyesi yapılamayacaktır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar arasında görülen Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasındaki boşanma davasının 06/08/2019 tarihinde açıldığı, aynı tarihte davacı tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/398 Esas sayılı dosyası ile mal rejiminin tasfiyesi davası açıldığı, davacının mal rejiminin tasfiyesi davasından 25/06/2020 tarihinde feragat ettiği, işbu davadan feragat edildikten sonra Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/397 Esas sayılı dosyasında verilen boşanma kararının 14/07/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibari ile sona ermekle birlikte tasfiye anı mal rejimi ile ilgili kararın verildiği tarihtir. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona erdiğine göre kural olarak açılan boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kesinleşmediği sürece mal rejiminin tasfiyesi yapılamayacaktır....
Hukuk Dairesinin ve Dairemizin uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşlerin arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesinin ve buna bağlı alacak davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi ilkesi gereğince (6100 sayılı HMK mad. 30) bekletici mesele yapılmalıdır. Henüz mal rejimi davası derdest iken açılan ve devam eden boşanma davasının bulunması halinde, boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerektiği hususu öteden beri Yargıtay 8. Hukuk Dairesince ilke olarak kabul edilmektedir. (Yargıtay 8....
Mahkemece, taraflar arasında görülen boşanma davasının derdest olduğu, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davanın görülebilme şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar 1970 yılında evlenmiş, ... 2.Aile Mahkemesi'nin 2012/207 Esas numarasına kayıtlı boşanma davasının 29.02.2012 tarihinde açıldığı ve derdest olduğu dosya içinde mevcut inceleme tutanağından anlaşılmıştır. TMK'nun 225/ 2. maddesinde, boşanma halinde eşler arasındaki mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceği hükme bağlanmıştır. Başka bir anlatımla, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi gerekir....
Davalı vekili kusur, davanın kabulü, tazminat takdiri ve miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakası takdiri ve miktarı, yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf ve istinafa cevap dilekçesinde, davalı yanın istinaf inceleme taleplerinin dikkate alınmayarak; boşanma ve ferilerine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına, mal rejiminin tasfiyesine yönelik red kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederek mal rejimi tasfiyesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Davalı vekili kusur, davanın kabulü, tazminat takdiri ve miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakası takdiri ve miktarı, yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf ve istinafa cevap dilekçesinde, davalı yanın istinaf inceleme taleplerinin dikkate alınmayarak; boşanma ve ferilerine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına, mal rejiminin tasfiyesine yönelik red kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederek mal rejimi tasfiyesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
O halde, boşanma kararı ile hüküm altına alınan manevi tazminatın edinilmiş mal olarak kabulü ile davalı yararına ve onun edinilmiş malının borcuymuş (pasifiymiş) gibi hesaptan düşürülmesine zaten olanak bulunmamaktadır. Şu gerçek olguyu da saptamakta yarar vardır. Her şeyden önce eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. TMK'nun 219/1. fıkrasında; yer alan “… bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği mal varlığı değerleri…” ibaresi ile aynı Kanun'un 231/1. fıkrasındaki, “…bu mallara ilişkin borçlar…” tanımı birlikte gözetildiğinde mal rejiminin sona erdiği tarihte eşlerin mal varlıkları arasında maddi ve manevi tazminat diye bir mal mevcut bulunmamaktadır. Çünkü maddi ve manevi tazminat ancak boşanma kararının kesinleştiği tarihte belirginleşmektedir....
Aile Mahkemesinin 2014/548 Esas, 2014/757 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararının kesinleştiği tarihin 26.09.2014 olduğunu, tarafların anlaşmalı boşanma davası için hazırladıkları ve onayladıkları protokolün, sadece boşanmanın mali sonuçlarını kapsadığını, müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesine konu olan evlilik birliği içinde edinilen taşınır ve taşınmazlardan kaynaklanan haklarından feragat ettiğinin kabul edilemeyeceğini, anlaşmalı boşanma protokolünde, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması ve bu yöndeki anlaşmaların geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun duraksamaya yer vermeyecek şekilde tek tek ve ismen sayılmak suretiyle açıkça belirlenmiş olması gerektiğini, tarafların anlaşmalı boşanmalarının sağlanabilmesi için hazırlanmış olan protokolün, TMK.nun 166/3. maddesine uygun olmadığını, zaten tarafların gerçekte ilişkilerini belli bir süre için bitirmek istediklerini, birbirlerine olan...