WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Blok, 2. kat, 11 nolu taşınmazın boşanma davası sırasında davalı tarafından satıldığını, ancak boşanma davası öncesinde taraflarca imzalanan ve sunulan protkolde de görüleceği üzere davacı T1'in, müşterek konuttan bir hak ve talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt ettiğini, bu sebeple ilgili taşınmazın katılma alacağına konu edilemeyeceğini bildirerek boşanmada zina ve kötü muamele sebebiyle kusurlu olduğu sabit olan davacının katılma hakkı elde edemeyeceği nedeniyle hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Taraflar 14.9.2003 tarihinde evlenmiş, 15.5.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 28.5.2009 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu dubleks mesken nitelikli taşınmaz 9.11.2005 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiştir. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet-Mal Rejimi Tasfiyesi-Takı Parasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ziynetler, ev eşyası, düğünde takılan para ve mal rejimi tasfiyesi yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava dilekçesiyle birlikte alınan başvurma harcı bu dilekçede yer alan bütün istemleri kapsar. Davalı-davacı kadının boşanma davasının eki niteliğinde olmayan ziynet, ev eşyası, düğünde takılan nakit para, müşterek konuta katkısı karşılığı tazminat istemine ilişkin istemler nispi harca tabidir....

      Taraflar 22.6.2002 tarihinde evlenmiş, 27.5.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve 15.12.2011 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Dava konusu mesken nitelikli 7039 parselde 1/12 arsa paylı 9 numaralı bağımsız bölüm 24.12.2004 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiş, bilahare 23.6.2009 tarihinde satış suretiyle dava dışı üçüncü kişiye devredilmiştir. TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....

        Mal rejiminin tasfiyesinin boşanma davasının feri niteliğinde olmamasına, protokolde, duruşmada alınan beyanlarda ve hükümde dava konusu 3045 parsel sayılı taşınmaza yönelik bir düzenleme yapılmamış olmasına, ayrıca davacının mal rejiminden kaynaklı başkaca bir hak talebi olmadığına veyahut feragat edildiğine yönelik bir beyanının da bulunmamasına göre, dava konusu 3045 parsel sayılı taşınmazın anlaşmalı boşanma davasında yapılan tasfiyeye dahil edildiği kabul edilemez. O halde, mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

          Somut olayda, davacı, davalı ile 1989 yılında evlendiklerini, 2008 yılında icra işlemlerinden korunmak için anlaşmalı olarak boşandıklarını, fakat birlikte yaşamaya devam ettiklerini, anlaşmalı boşanma sırasında 2008 yılı öncesi tek başına yaptığı çalışmalar sonucu elde ettiği gayrimenkullerini boşanma kararı ile birlikte eşine devrettiğini, daha sonra birlikte yaşarlarken davalının yalan beyanlarla kendisi hakkında uzaklaştırma kararı çıkarttığını, uzaklaştırma kararı ile birlikte davalının tüm eşya ve gayrimenkullerini kullandığını, boşanma kararından sonra da 2013 yılında davacı adına bir araba ve taşınmaz satın aldığını, davalının mal kaçırmaya başladığını, danışıklı olarak boşandığı eşinden boşanma sırasındaki devir ettiği gayrimenkullerin kendisine geri verilmesini istediğini bildirerek, ....'deki gayrimenkulün tamamının, ... Mahallesinde bulunan gayrimenkulün ise 1/3 hissesinin adına tesciline, ...plakalı aracın satış bedelinin 1/2'si ile ......

            Dava, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, olmadığı takdirde TMK'nun 226.maddesi uyarınca tapu iptal-tescil isteğine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225.maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

              Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Maddî olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hâkime aittir. İddianın ileri sürülüş şekline ve tasfiye konu malların edinme tarihine göre dava, artık değere katılma alacağına ilişkindir. Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince tarafların anlaşmalı boşanma davasının duruşmasındaki beyanlarına göre, mal rejimini tasfiye ettiklerinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre karar hatalı olmuştur. Şöyle ki; tarafların boşanma dava dosyasındaki imzalı beyanlarında ‘...katkı payı alacağı talebim yoktur...’ şeklinde olup ayrı bir anlaşmalı boşanma protokolü düzenlenmemiş, gerekçe ve hükümde de katkı payı alacağına yönelik hüküm bulunmaktadır....

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; tarafların 03.02.2012 tarihinde evlendiği,, 10.11.2017 tarihinde açılan boşanma davasında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca ve 04.01.2018 tarihinde kesinleşen karar gereği boşandıkları, taraflar arasındaki mal rejiminin, boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona erdiği, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesi için, eşlerin boşanma ve boşanmanın fer'îsi niteliğindeki hususlarda anlaşmış olmaları gerektiği, mal rejiminin tasfiyesinin ise boşanmanın fer'îsi niteliğinde olmadığı ve bu konuda tarafların anlaşmalarının gerekli olmadığı, ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına da yasal bir engel bulunmadığı, tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; davalı erkek tarafından Çerkezköy 1....

                  Mahkemece, dava konusu 1 numaralı meskenin 120 ay vadeli 75.000 TL miktarında banka kredisi kullanılarak alındığı, bu kredinin 13 taksitinin (13/120) boşanma dava tarihinden önceye yani evlilik birliği içine isabet ettiği, bakiye 107 taksitin ise (107/120) boşanma dava tarihinden sonraya isabet etmesi sebebiyle davalı lehine denkleştirmede kişisel mal olarak dikkate alınması gereken miktar olacağı gözetilerek, dava konusu meskenin bozma sonrası belirlenecek yeni karar tarihine en yakın piyasa rayiç değerinin 13/120'sinin katılma alacağının tespitine esas artık değer olarak dikkate alması, artık değerin yarısı oranında davacının katılma alacağı hakkı olduğundan davacı lehine katılma alacağına hükmetmesi, bu hesaplama ve değerlendirmeler yapılırken gerekirse konusunda uzman bilirkişilerden gerek değerler gerekse kişisel mal sebebiyle denkleştirmeye esas alınacak miktar ve katılma alacağı payı ile ilgili gerekçeli ve hüküm kurmaya elverişli rapor alması gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu