"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından; kadının asıl boşanma davası ve ferileri ile kadının birleşen tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışlarının...
durumu dikkate alındığında, yargılama süresince TMK'nun 169 maddesi uyarınca kadın ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası ile müşterek çocuk için kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere TMK'nun 182/2, 328/1, 330/1 maddeleri uyarınca takdir edilen iştirak nafakası ve miktarlarının, davacı- karşı davalı kadının boşanma ile en azından erkeğin maddi desteğinden yoksun kalacak olması, boşanmaya neden olan olaylarda kişilik haklarının zarar görmesi nedeni ile boşanma nedeni ile TMK'nun 174/1- 2 maddesi uyarınca takdir edilen maddi ve manevi tazminat ve miktarlarının toplanan delillere, usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır....
Tüm dosya kapsamı ile; Boşanma ve ferileri yönünden; Mahkemece davalıya boşanmaya neden olacak nitelikte atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Davanın kabulünü, velayetin anneye verilmesini, şahsi ilişki süresini, kadın için maddi ve manevi tazminata, tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini, ziynet alacağı davasının kabulünü istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma ve ferileri ile ziynet alacağı istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, davalı erkeğe yüklenen kusurların yerinde olduğu, davacı kadının kusurunun istinaf edilmemekle kesinleştiği ve verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı anlaşılmakla davalının kusura yönelik istinafının reddi gerekmiştir. Gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu yönündeki mahkemenin kusur dağılımı yerinde olmakla davalının davanın kabulüne yönelik istinafı reddedilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...ziynet davasının da kabul edilmesi gerektiğini,adli yardım talepleri kabul edilmesine rağmen aleyhlerine yargılama giderlerine ve harca hükmedilemeyeceğini,davalı yanın vekili olmadığı halde onun lehine ücreti vekalete hükmedildiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Boşanma ve ferileri ile birlikte kişisel eşyanın iadesi-olmazsa bedelinin tahsili talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarakinceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; Sadece davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmaktadır ve sadece reddedilen ziynet talepleri ile ilgili hüküm kısımlarına karşı istinaf sebepleri ileri sürülmüştür. Ziynet eşyası davalarında, ispat hukuku yönünden öncelikli kural; davacı kadın eş tarafından dava konusu edilen ziynet eşyalarının, cins, sayı, nitelik ve miktar olarak varlığının kanıtlanmış olması gerekliliğine ilişkindir....
yerine getirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda ziynet ve eşya alacağı yönünden KESİN, boşanma ve ferilerine ilişkin hükümler yönünden ise 6100 sayılı HMK.nun 353 ve 361....
GEREKÇE: Asıl dava, TMK'nun 161, 163 ve 166/1.maddelerine dayalı boşanma ve ferileri ile ziynet alacağı talebine, karşı dava ise; TMK 166/1.madde kapsamında boşanma ve ferileri talebine ilişkin olup, taraflar ilk derece mahkemesi kararına karşı süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadının ziynet eşyası alacağı davasına yönelik istinaf isteklerinin sağlıklı olarak incelenebilmesi için ziynet eşyası alacağı davasının eldeki dosyadan tefrikine, tefrik edilen dosyanın Dairemizin yeni bir esasına kaydına, bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin tefrik edilen dosyada incelenmesine karar verilmiştir....
davacının asıl davanın boşanma dışındaki kısımlarına ve karşı davaya, davacı-karşı davacının ise nafaka ve tazminatlara ilişkin istinaf başvurusunun kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulü ile; ... 1....
Hükmün sonuç kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." (HMK 297/2) Taleplerden biri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi ve bu hususun istinaf olarak ileri sürülmesi halinde; HMK'nın 297 ve 341. maddeleri gereğince bu taleple ilgili hüküm oluşturulduktan sonra ancak istinaf incelemesi yapılabilir. Somut olayda; davacı boşanma ve ferileri ile ziynet ve çeyiz alacağına yönelik talepte bulunmuş, davacının her bir talebi hakkında ayrı ayrı hüküm kurulacak yerde davanın reddine demekle yetinilmiş olması hatalı olmuştur. Bunun yanında; davacının boşanma davasının reddine ilişkin gerekçenin de karar da yer almadığı görülmüştür....
Sonuç olarak; Duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgelere göre, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı anlaşılmakla; davacı erkeğin asıl davanın reddine ilişkin istinaf başvurusu ile davalı kadının tüm istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, davacı erkeğin karşı boşanma davasının kabulü ile ziynet alacağı davasının kabulüne ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile hükmün bütünüyle kaldırılarak yerine gerekçeye uygun yeni hüküm oluşturulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....