Maddesi uyarınca boşanmalarına, davalı/davacı kadın yararına hükmedilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı/davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, birleşen dava yönünden; davalı/davacı kadının birleşen davasının reddine, davalı/davacı kadın yararına hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine hükmedilmiştir. Davalı/davacı kadın vekili; kusur tespitine, kadının reddedilen boşanma davası ile erkeğin kabul edilen terk nedenine dayalı boşanma davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; terk (TMK md. 164) nedenine dayalı boşanma davası, birleşen dava ise; evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ilerine ilişkindir....
katkıda bulunma yükümlülüğü nazara alındığında çocuklar için önlem nafakası verilmesinin doğru olduğu, miktarlarının yerinde olduğu, çocuklar için verilen önlem nafakası miktarlarının reddedilen kısımları yönünden kararın kesin olduğu, tüm bu nedenlerle kadın için verilen önlem nafakası yönünden davalı erkeğin istinaf talebinin kabulüne, davacı kadının istinaf talebinin reddine, çocuklar için verilen önlem nafakası miktarı yönünden reddedilen kısımların miktar itibari ile kesin olması nedeni ile davacı kadının istinaf talebinin reddine, müşterek çocuklar için verilen önlem nafakası miktarının yerinde olduğundan davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Nafaka takdirinde, davacının isteminin önlem nafakası olması ve eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiği düşünüldüğünde, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve özellikle davalının tespit edilen mevcut gelir durumu, TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak davacının davasının kabulün ile; Dava tarihi olan 09/08/2019 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 550,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili tarafından ;cevap dilekçesi tekrarı ile istinaf yasa yoluna başvurduğu görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayrı yaşamada haklılık nedenine dayalı olarak açılmış önlem nafakası talebine ilişkindir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/12/2022 NUMARASI : 2022/82 ESAS 2022/553 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili aleyhine açtığı boşanma davasının reddedildiğini, ret kararının kesinleştiğini, bu nedenle müvekkiline bağlanan tedbir nafakasının da ortadan kalktığını, davalının müvekkiline maddi destek sağlamadığını belirterek 3000 TL önlem nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılık Boşanma, Önlem Nafakası davasında (TMK m.166/1)davacı-karşı davalı taraf, kadının kabul edilen davası, kusur tespiti, velayet ve reddedilen tazminat talepleri yönünden, davalı-karşı davacı taraf, erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, reddedilen tazminat talepleri ile nafaka miktarları yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
Bu olgu ile yukarıda açıklanan “diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.” şeklindeki yasal düzenleme birlikte düşünüldüğünde davacı kocanın gerçekte “terk edilen” değil, “terk eden” eş olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 04.11.2009 gün ve 2009/2- 4 esas, 2009/484 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi terke dayalı boşanma davasında dava açma hakkı, kanunun açık deyimiyle sadece “terk edilen eşe” ait bulunduğundan, diğer eşi ortak konutu terke zorlayan veya ortak konuta dönmesini engelleyen eş “terk eden eş” konumunda olmakla, terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple terk eden eşin, terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açması mümkün değildir....
Bu olgu ile yukarıda açıklanan “diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.” şeklindeki yasal düzenleme birlikte düşünüldüğünde davacı kocanın gerçekte “terk edilen” değil, “terk eden” eş olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 04.11.2009 gün ve 2009/2- 4 esas, 2009/484 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi terke dayalı boşanma davasında dava açma hakkı, kanunun açık deyimiyle sadece “terk edilen eşe” ait bulunduğundan, diğer eşi ortak konutu terke zorlayan veya ortak konuta dönmesini engelleyen eş “terk eden eş” konumunda olmakla, terk nedeniyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple terk eden eşin, terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açması mümkün değildir....
emri gönderttiğini, İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında önlem nafakası kararından sonra tarafların bir arada bir müddet yaşadığını davalı kadının ikrar ettiğini, önlem nafakası kararından sonra tarafların 2,5 yıl kadar birlikte yaşadığını, bu döneme ilişkin kadının alacak hakkı bulunmadığını, nafaka hükmünün tarafların bir araya gelmesi nedeniyle de yok hükmündü olduğunu, tüm bu nedenlerle erkeğin, davalı kadına borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, davalı kadının cevap dilekçesinde dayandığı önlem nafakası dava dosyasında, erkeğin başka bir kadınla yaşamak için evi terk ettiği ve halen bu kadınla yaşadığı, evlilik birliğine maddî ve manevî katkıda bulunmayarak birlik görevlerini yerine getirmediğinin sabit olduğu, kadına hakaret olarak yüklenen eylemlerin eskiye dayalı olup bu olaylar sonrası evlilik birliğinin devam etmesi nedeniyle belirtilen vakıaların kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin tam kusurlu olduğu ve kimsenin kendi kusurlu eylemine dayanarak hak elde edemeyeceği, tam kusurlu eşin boşanma davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kabulüyle İlk Derece Mahkemesi...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/11/2022 NUMARASI : 2022/239 ESAS 2022/182 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....