Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "davaların kabulü ile; tarafların TMK nın 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, karşı davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davalı davacı kadın vekili, asıl davanın kabulüne karar verilmesi, kusur, tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi tam kusurlu olan tarafın davacı davalı erkek olması nedeni ile erkek lehine verilen vekalet ücretinin kaldırılması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı davalı erkek vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davacı kadın tarafınca kendi davasında verilen boşanma kararının istinafa konu edilmemesi nedeni ile ilk derece mahkemesince kadının davasında verilen boşanmaya ilişkin hükmün, erkeğin ölüm tarihi olan 06.12.2021 tarihinden önce kesinleştiği, bu nedenle evlilik birliğinin ölüm ile değil boşanma hükmü ile sona erdiği belirlenmiştir....
Davacı erkek tarafından açılan terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasının ( TMK m. 164) yapılan yargılaması sonunda, mahkemece davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 400 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş verilen karar davacı erkek tarafından yoksulluk nafakası yönünden davalı kadın tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 15.11.2017 tarih, 2016/7410 esas ve 2017/12791 karar sayılı ilamı ile, davalı kadının tam kusurlu olduğu, kadın yararına Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı kadın tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; Dava, terk hukuki sebebine dayalı boşanma davasıdır ( TMK m. 164)....
Davacı vekili süresinde verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, davalının kendi hür iradesiyle ailesini terk ettiğini, çocukları ile görüşmek istemediğini, ihtiyaçlarını karşılamadığını, müvekkilinin annesinin tehdit ettiği iddiasının davalının uydurması olduğunu belirterek, dava dilekçesindeki beyanlarına benzer mahiyette beyanda bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı kocanın başka bir kadınla beraber yaşadığı, müşterek konutun maddi ihtiyaçları ile ilgilenmediği, müşterek konuta aylarca gelmediği bu davranışlar ile evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu dosya kapsamındaki deliller ve tanık ifadeleri ile belirlenmiş olup davacının boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma sebebi olan terkten söz edilebilmesi için, eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmiş veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemiş bulunması, ayrılığın en az altı ay sürmüş ve bu durumun devam etmekte olması, terk edilen eşin istemi üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtarın sonuçsuz kalmış bulunması zorunludur (TMK md. 164/1). Boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bittikten sonra ihtar isteğinde bulunulmalı ve ihtarın tebliğinden sonra da iki ay geçmiş olmalıdır (TMK md. 164/2)....
DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 12/11/2021 uyap tarihli dava dilekçesinde özetle; ihtar kararının davalıya 07.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının TMK.164.maddesinde belirtilen 2 aylık süre içerisinde müşterek konuta dönmediğini, bu sebeple davalı aleyhine terk sebebiyle boşanma davası açma gereği doğduğunu, tarafların henüz reşit olmayan müşterek çocukları 29.01.2010 doğumlu İbrahim Taha Parlak’ın velayetinin müvekkile verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil ile kişisel ilişki tesis edilmesini talep ettiklerini, müşterek konutu haklı sebep bulunmaksızın terk eden, kendisine mahkeme vasıtasıyla yapılan ihtara rağmen müşterek konuta yine sebep olmaksızın dönmeyerek kusurlu hareketleriyle evlilik birliğinin sona ermesine neden olan davalı ile tarafların TMK.’nun 164.maddesi uyarınca terk sebebiyle boşanmalarına, tarafların müşterek...
DAVA KONUSU : Boşanma (Terk Nedeniyle) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 12/11/2021 uyap tarihli dava dilekçesinde özetle; ihtar kararının davalıya 07.09.2021 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalının TMK.164.maddesinde belirtilen 2 aylık süre içerisinde müşterek konuta dönmediğini, bu sebeple davalı aleyhine terk sebebiyle boşanma davası açma gereği doğduğunu, tarafların henüz reşit olmayan müşterek çocukları 29.01.2010 doğumlu İbrahim Taha Parlak’ın velayetinin müvekkile verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil ile kişisel ilişki tesis edilmesini talep ettiklerini, müşterek konutu haklı sebep bulunmaksızın terk eden, kendisine mahkeme vasıtasıyla yapılan ihtara rağmen müşterek konuta yine sebep olmaksızın dönmeyerek kusurlu hareketleriyle evlilik birliğinin sona ermesine neden olan davalı ile tarafların TMK.’nun 164.maddesi uyarınca terk sebebiyle boşanmalarına, tarafların müşterek...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/558 KARAR NO : 2021/713 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOLVADİN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2019 NUMARASI : 2017/213 ESAS 2019/228 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
Dosyanın incelenmesinde; davacı erkeğin, dava dilekçesinde sadece terk olgusuna dayandığı anlaşılmaktadır. Davacı erkek tarafından, dava dilekçesinde usulünce ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıalar, mirasçılar tarafından öne sürülemeyeceğine göre, davalı kadına kusur olarak yüklenemez. Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüğünü yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk etmesi, terk edilene terk sebebiyle (TMK.md.164) boşanmayı isteme hakkı verirse de, terk olgusu tek başına Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesindeki boşanma sebebini oluşturmaz. Gerçekleşen bu duruma göre, sağ kalan davalı eşin boşanmaya sebebiyet verecek herhangi bir kusurlu davranışı ispatlanamamıştır. O halde, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Davalı savunmasında davacının haksız olarak müşterek evi terk etmesi nedeniyle ayrı yaşamada haklı olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davasının reddedilmesinden sonra bir araya gelemediklerinin her iki tarafça da kabul edilmesi nedeni ile davacı tarafın ayrı yaşamasını haklı kılacak bir nedenin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, tarafların karşılıklı olarak açmış olduğu boşanma davasının reddine ilişkin kararın bu davanın açılmasından önce kesinleştiği anlaşılmaktadır. Aleyhine boşanma davası açılan eş kural olarak ayrı yaşama hakkına sahiptir. Ancak, bu dava sonuçlandıktan sonra tedbir nafakası talep eden için salt boşanma davası açılması dışında başka bir sebeple ayrı yaşama hakkının bulunduğunun kanıtlanması gerekir. Somut olayda tarafların karşılıklı olarak açmış oldukları boşanma davası reddolunmuştur....
, kendisinin, eşinin abisi ile görüşmesine engel olmadığını, buna ne ekonomik nede fiili gücünün yetmeyeceğini beyan ederek, davacının kusuru nedeni ile davanın reddine, aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, boşanma kararı verilmesi halinde yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, boşanma ile gelecekteki maddi menfaatleri ortadan kalkacağından 50.000,00 TL maddi ve kendisine sahip çıkmaması, huzursuzluklara sebebiyet vermesi nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....