Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazlarının bulunmadığını, davalı tarafın evi terk ettiğini ve müvekkilini terk ettiğini, müvekkilinin tam kusurlu olarak kabul edilerek davalıya kusur atfedilmemesi ve bu gerekçe neticesinde müvekkili aleyhine hükmedilen aylık 400 TL tedbir-yoksulluk nafakası ve 7.500'er TL maddive manevi tazminat yönünden hukuka uygun olarak karar verilmesini, hükmedilen nafaka ve tazminatların kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, TMK 166/1 maddesi uyarınca açılan boşanma davasıdır. Davalı kadın istinafında, tam kusurlu kocanın boşanma davasının kabul edilemeyeceğini, nafaka ve tazminatların az belirlendiğini belirterek boşanma davasının reddine, aksi takdirde nafaka ve tazminatların talebi doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Davacı istinafında, kusura, kadın lehine hükmedilen tazminat ve nafakaya itiraz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından kusur belirlemesi, kadın yararına takdir edilen nafaka ve tazminatlar yönünden; davalı kadın tarafından ise boşanma kararı, lehine hükmolunan nafaka ve tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı ... ve davacı vekili Av. ... 2.5.2017 tarihli dilekçeleriyle tedbir nafakasına yönelik temyiz taleplerinden feargat ettiklerini bildirdiklerinden temyiz dilekçelerinin tedbir nafakasına yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı vekili Av. ... 2.5.2017 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından katılma yoluyla; kadının boşanma ve tedbir nafakası davalarının kabulü, kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden, davalı-davacı tarafından ise; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yararına hükmolunan nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı tarafından açılan boşanma davası ile, davalı-davacı tarafından açılan karşı boşanma ve Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası davaları birleştirilerek görülmüştür....
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden başlayıp boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar devam edecek şekilde davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, 21.1.2009 tarihinde hükmedilen tedbir nafakasını da ortadan kaldıracak şekilde "nafaka talebinin reddine" şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de; bu yön yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
Aile Mahkemesi'nin 2013/13E-2014/719K sayılı ilamı ile tarafların boşanmalarına ve davalı lehine 500,00 TL tedbir nafakasına, kararın kesinleştiği tarihten itibaren de yoksulluk nafakası olarak devamına hükmedildiği, kararın Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 2014/19734E-2015/4297K sayılı ilamı ile onandığı, davacının karar düzeltme talebinin ise 02.07.2015 tarihinde reddedilerek kararın kesinleştiği, temyize konu nafakanın arttırım davasının ise henüz boşanma davası kesinleşmeden 18.06.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin boşanma davası sırasında veya hüküm ile davalı eş lehine hüküm altına aldığı nafaka hukuki mahiyeti itibariyle TMK'nun 169.maddesinde ifadesini bulan tedbir nafakasıdır. Bu niteliği itibariyle tedbir nafakasının değiştirilmesi ya da kaldırılmasına ilişkin istemler boşanma davasına bakan mahkemece veya karar verilmişse temyiz incelemesini yapan Yargıtay ilgili dairesince incelenip karar bağlanır....
KARŞI OY YAZISI Dava, nafaka borcu bulunmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı icra müdürünün nafaka borcuna ilişkin ödeme (icra) emrinin şikayet yolu ile icra hukuk mahkemesinden talep edilmesinin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı Antalya 3. Aile Mahkemesinin 2008/1258 esas sayılı dosyasında hükmedilen nafakanın tedbir nafakası olduğunu, kararın kesinleşmesi ile bu nafakanın Yoksulluk ve İştirak Nafakasına dönüştüğünü, zira Antalya 2. Aile Mahkemesinin 2010/183 esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını bu boşanma davası sırasında da ayrıca tedbir nafakasına hükmedildiğini, her iki dosyada hükmedilen tedbir nafakalarının mükerrer tahsil edildiğini, ayrıca nafaka hükmüne uymamak suçundan hakkında tahkikat yapıldığını belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 28/02/2020 tarihli ve 2018/911 Esas2020/155 sayılı kararı ile karşılıklı boşanma davalarının kabulüne, tarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/1-2 maddeleri uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuğunun velayet hak ve görevinin davalı-karşı davacı anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 200,00 tedbir, 300,00 TL iştirak nafakasına, davalı karşı davacı kadın yararına 350,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, davalı karşı davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir. Anılan karara karşı davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile velayet yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka miktarları ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Böylelikle ilk derece mahkemesince kadının davasında verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....
Davacı vekili 09/05/2018 tarihli ISLAH DİLEKÇESİ ile özetle ; Dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise yoksulluk nafakası olarak devam etmek üzere davacı kadın lehine aylık 750- TL nafaka, müşterek çocuk Funda için ise dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 500- TL,müşterek çocuk Esra için ise dava tarihinden boşanma kararının kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası boşanma davasının kesinleştiği tarihten itibaren ise iştirak nafakası olarak devam etmek üzere aylık 400- TL nafaka talep etmiştir. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, tanık beyanları, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanununun 169. maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakasının açılan boşanma davası nedeniyle boşanma davasının devam ettiği süre için hakim tarafından önlem niteliğindeki nafakaya ilişkin olduğunun; Türk Medeni Kanununun 197.maddesi uyarınca istenilen tedbir nafakasının ise, boşanma davasından bağımsız nitelikte ve eşinden ayrı yaşamakta haklı nedeni bulunan eş tarafından talep edilen nafaka olduğunun: mahkemece her iki nafakanın aynı döneme rast gelmesi durumunda tahsilde tekerrür olmama koşulu konularak, her iki nafakanın birlikte tahsiline engel olunmuş olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90'ar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren...
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek asıl dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK. m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı kadının az kusurlu olduğu, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. O halde, davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddi doğru görülmemiştir....