Bu itibarla davacı kadının zina hukuksal sebebine dayalı boşanma davasının reddine karar vermek gerekirken, "zina sebebiyle açılan boşanma davasında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi usul ve kanuna aykırı ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK md.438/7)....
Davacı eş zina hukuksal sebebine dayalı olarak Türk Medeni Kanunu madde 161 hükmüne göre boşanma isteminde bulunmuştur. Yerel mahkeme Türk Medeni Kanununun 161. madde hükmüne göre tarafların boşanmalarına karar vermiştir. Hüküm TAM KUSURLU davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Değerli çoğunluk TAM KUSURLU davalı eşi EŞİT KUSURLU duruma getirmiştir. Değerli çoğunluk "DAVADAN SONRA" oluşan davacı eşin başka kadınla ilişkisini hükme esas alarak ZİNA TAKASI yaparcasına ikiniz de zina yaptınız, o halde eşit kusurlusunuz demiştir. Bu anlayışa göre davacı eş bir de zina yapan eşine fiziksel şiddet uygulasaydı AĞIR KUSURLU olup zina yapan eşine MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT vermek zorunda kalacaktı. Değerli çoğunluğun bu düşüncesine katılabilmeme gerek maddi gerekse usul hukuku kurulları izin vermemektedir. 1-Zina MUTLAK ve ÖZEL bir boşanma sebebidir. Bu tür davalarda KUSUR KIYASLAMASI yapılamaz....
Davacı-karşı davalı ile davalı-karşı davacının şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davalarının kabulüne, tarafların boşanmalarına, geçimsizlikte her iki tarafın da eşit kusurlu olması nedeniyle davalı-karşı davacının şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı boşanma davasında maddi manevi tazminat taleplerinin reddine, davalı-karşı davacının zina nedenine dayalı boşanma davasının davacının zina yaptığı sabit olmakla kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı-karşı davalının kusurlu hareketlerinin davalı-karşı davacının kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olması nedeniyle manevi tazminata, davalı-karşı davacının boşanma ile evlilik birliğinde beklenen ve mevcut menfaatlerinin zarar göreceği nedeniyle maddi tazminata karar vermek gerekmiştir" şeklinde gerekçeye yer vermiştir....
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafın Almanya'da Münih Asliye Mahkemelerinin aile meseleri bölümünde müvekkili aleyhine 12/09/2017 tarihinde çekişmeli boşanma dava açtığını, davanın hala derdest olduğunu, her iki davanında taraflarının aynı olması, velayet ve tazminat talepli boşanma davası olması nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, huzurdaki davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının evliliğin bu duruma gelmesinde tam kusurlu olduğunu, dava dışı Edip Cengiz ismindeki biriyle ilişkisinin olduğunu, anne olarak çocuklarının okul ve sosyal ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, müvekkiline karşı da bir eş ve kadın olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, evliliğin zina nedeniyle telafisi mümkün olmayacak şekilde sona erdiğini, davacının haysiyetsiz yaşamının ve evlilik dışı ilişkisinin tüm arkadaş çevresi, ailesi ve çocukları huzurunda da devam ettiğini, evli iken yaşadığı kimse ile Türkiye'de tatil yaptığını...
Her ne kadar yerel mahkemece, davacı tarafın TMK 163.md.si gereğince açılan suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar gerekçesinde değinilmiş, hüküm bölümünde söz konusu özel boşanma talebi konusunda karar verilmemesi hatalı ise de bu konuda istinaf başvurusu bulunmadığından bu husus Eleştirilmekle yetinilmiştir....
Uyuşmazlığa konu zina hukuki nedenine dayalı dava dosyası ve anlaşmalı boşanma dava dosyası ve bu dosya içeriğinde yer alan protokol içerikleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı erkek eşin, davalı kadın eş ile anlaşmalı boşanma konusunda oluşan mutabakat gereğince, davalı kadın eşin anlaşmalı boşanma hükümlerine göre boşanma sonucu elde edilmesini zina hukuki sebebine dayalı olarak erkek eş tarafından açılan davanın ortadan kaldırılması koşuluna bağlamış olması ve bu hususu protokol kapsamına aldırmış bulunması karşısında, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasından feragat ettiği bu haliyle esasen hem gerçek anlamda "hakkın özünden vazgeçme" niteliğinde feragat iradesinin mevcut olmadığı hem de açıklanan iradenin kayıtsız şartsız nitelikte bulunmadığı ve açıkça davayı sona erdiren irade beyanı niteliği taşımayan beyanının hukuki sonuç doğurmayacağı kanaatine varılmıştır. 6.Hal böyle olunca kadının, erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasından feragat etmesini sağlamaya...
Davacı-karşı davalı erkek vekili; kadının kabul edilen karşı boşanma davasına, kusur tespitine, kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının zina ve haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma davaları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiğine, kusur tespitine, kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerine, çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarına, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarına, kusurlu taraf olan erkek yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğine ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl dava; zina ( TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ( TMK m. 162) suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ( TMK m. 163) uyarınca boşanma olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK.m166/1) hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Karşı dava ise; TMK m. 162, olmadığı takdirde TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve boşanmanın fer'isi niteliğindeki taleplere ilişkindir. Davacı karşı davalı, dava dilekçesinde, TMK m. 161, TMK m. 162, TMK m. 163 olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK.m166/1) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep ederek hem özel hem de genel olmak üzere birden fazla hukuki sebebe dayalı olarak terditli dava açmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Asıl ve birleşen dava; TMK'nın 166/1 ve 161 maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması ve zina hukuki sebebine dayalı boşanma ve boşanmanın eki niteliğindeki taleplere ilişkindir....
Aile Mahkemesinin tensip zaptında davanın boşanma (zina nedeniyle) olarak belirlendiğini, birleştirme kararının doğru olmadığını, asıl davaya verilen birleştirme talepli dilekçede de zina nedeniyle dava açtıklarını belirttikleri, 30.05.2017 tarihli celsede de aynı beyanı tekrarladıklarını, birleşen davanın sadece zina nedenine dayandığını, bu nedenle birleşen davada TMK 166/1- 2.maddesi gereğince boşanma kararı verilmesinin yanlış olduğunu, birleşen davanın zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden de reddinin gerektiğini, birleşen davadaki kusur belirlemesinin, kadın lehine manevi tazminat verilmesinin hatalı olduğunu ve miktarının yüksek olduğunu, davacı erkek lehine manevi tazminat ve yoksulluk nafakası verilmemesinin yanlış olduğunu, davacı erkek lehine belirlenen tedbir nafakası miktarının az olduğunu belirterek davacı-davalı erkeğin sair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ilk derece mahkemesi kararının davacı davalı erkek aleyhine olan kısmının ortadan kaldırılmasına, asıl...