WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delil ve tanık bildirmek için ayrıca süre talep etmiyorum."şeklinde beyanda bulunmuştur. DELİLLER:Tarafların nüfus aile kayıt tablosu, yaptırılan zabıta araştırmaları ve dava dosyası....

KARAR Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan Denetim sonucunda dava dışı hasta ... ve.... ait 4.10.2007 tarihli 2 adet reçetelerde yer alan ilaçların reçete sahibi veya yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın reçete sahibi veya yakınına ait olmadığından ve ilaçların reçete sahibi veya yakınına teslim edilmediğinden bahisle 29.11.2011 tarihli yazı ile 2009 protokolünün 6.3.3, 6.3.10, 4.3.6 maddeleri uyarınca uyarı ve para cezası uygulandığını, reçete sahiplerinin reçetelerde yazılı ilaçları almadıklarını beyan etmeleri ilaçları yakınlarına teslim etmediği anlamına gelmediğini ileri sürerek haksız cezanın iptali ile 18159,02 TL nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

    K A R A R Davacı, davalı idarenin kurum denetim servisi tarafından düzenlenen 22/05/2012 tarih ve 2012/10 sayılı inceleme raporu ile müvekkil aleyhine 2009 yılına ait SGK ve Eczacılar arasında imzalanmış ilaç alım protokolünün 6.3.3, 6.3.24, 4.3.6, ve 5.3.5 maddelerine dayanılarak usulsüzlük tespit edildiği ve hak sahipleri adına bilgileri ve talepleri dışında reçete ve rapor düzenlendiği ve bu reçetelerin fatura edilerek kurum zararına sebebiyet verildiği gerekçesiyle 123.848,35 TL'lik cezai yaptırım uygulandığını, yapılan tespitlerin hangi gerekçelere dayandığının ve bu kanıya nasıl varıldığı hakkında bir açıklama yapılmadığını, müvekkiline 2012 yılına ait protokol hükümlerinin uygulanması gerekirken 2009 yılına ait protokol hükümlerinin uygulandığını, ileri sürerek, 123.848,35 TL para cezası ile bir yıl süre ile sözleşme iptali ve provizyon ekranının kapatılması cezasının iptaline, feshine karar verilen protokolün devamına karar verilmesini istemiştir....

      Davalı kurum tarafından davacı eczacı hakkında 2009 yılı protokolünün 6.17 ile 6.3.24 maddesi gereğince fesih işlemi uygulanmıştır. 2016 yılı protokolünün, davaya konu 6.3.24 maddesinin protokolün yürürlüğe girdiği 01.01.2016 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırıldığı sabit olmakla beraber 6.12 maddesinde “Bu protokolün yürürlük tarihinden önce herhangi bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen eczacının yazılı talebi halinde; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesine neden olan fiil/fiiller için bu protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır. 01.02.2012 tarihinde imzalanan protokolden önceki protokollerde sözleşmenin feshi ve cezai şart gerektiren maddelerden bu protokolde kaldırılmış olanlar nedeniyle sözleşme feshi ve/veya cezai şart uygulanmış olan işlemler, konusu kalmadığından durdurulur ve işlem yapılmaz....

        bir nedenle Kurumca veya Kuruma devredilen kurumlarca sözleşmesi feshedilen ve/veya cezai şart uygulanan eczacının bu işleme karşı dava açmış olması ve açılan davanın Protokolün yürürlüğe girdiği tarihte kesinleşmemiş olması halinde yazılı talebi ile; Kurumca tespit edilen ve sözleşmesinin feshedilmesi ve/veya cezai şart uygulanmasına ilişkin fiil/fiiller için bu Protokolün (5) ve (6) numaralı maddelerinde yer alan hükümler uygulanır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin iptali ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın feragat nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....

            in eli ürünü olmadığı" şeklinde rapor düzenlendiği ve davacıların sahtecilik suçunu işlediği yönünde her türlü şüphenden uzak kesin ve inandırıcı somut delile ulaşılamadığından haklarında ayrı ayrı beraat kararı verildiği dikkate alındığında davacıların davasını ispatladığı anlaşılmakla davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine; Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesi’nin, 27/06/2019 tarihli, 2019/2355 esas - 2019/7994 karar sayılı ilamıyla "...Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında davanın kabulüne karar verildiği halde sözleşmenin feshi ve muarazanın giderilmesi ile alacak talebine ilişkin her hangi bir hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır. Karar bu hali ile infaz kabiliyeti taşımamaktadır. 6100 sayılı HMK.’nun 297 ve devamı maddelerine aykırı olarak kurulan hüküm, usul ve yasaya aykırı...'' gerekçesi ile bozulmuştur....

              Zira dava konusu olan borç bizzat Borçlu Davalı ile Müvekkil arasında imzalanan 01/09/2018 tarihli bayilik protokolünün Ticari Sartlar Kısmının 3.2.5 maddesine dayanmaktadır. Davalı taraf her ne kadar müvekkille aralarında bir alacağının bulunmadığından bahsetmiş olsa da biz bu duruma katılmıyoruz. Çünkü davalının borçlu olduğuna dair dayanak sözleşmeyi ekte sunuyoruz. Yani davalının itirazı haksız ve yersiz olmakla birlikte ayrıca da kötü niyetlidir. Yukarıda da izah edildigi üzere borçlu itirazında haksız olup kötü niyetlidir. Icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz etmistir. Bu nedenle borçlunun itirazının iptali (asıl alacak itirazının iptaline) takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden asagı olmamak üzere inkâr tazminatına çarptırılması..." talep ve dava etmiştir....

                Ayrıca; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçiçi 12. maddesi ile; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir....

                  Davacının delil olarak sunduğu anlaşmalı boşanma protokolünün takip tarihinden sonraki tarihli olması göz önüne alınarak, dosyanın mevcut delil durumuna göre değerlendirilmesi gerektiğinden, karine aksinin ispatı bakımından kesin ve güçlü delil olarak kabul edilemeyeceği, haciz sırasında borçlu adına kayıtlı olan ... plakalı ...marka aracın haciz mahallinde görülmüş olması ve boşanma kararından sonra bile önceki eşlerin birlikte aynı konutta yaşamaları dikkate alınarak, hukuki ve fiili olgular birlikte değerlendirilerek, davacı ile davalı borçlu eşin borcun doğumundan sonra kesinleşen boşanma ilamıyla alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla anlaşmalı boşandıkları anlaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmeyen gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu